Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ya korku, ya hayat!
Jeremy Scott, korkusuz bir moda tasarımcısı. Renklerle ve desenlerle oynamaktan, iç dünyasının çılgınlıklarını tasarımlarına yansıtmaktan, farklı deneyimlerden korkmuyor. Adidas için ayakkabı da tasarlıyor, Smart için araba da. Modanın demokratikleşmesinden yana olan tasarımcı popüler kültür unsurlarını tasarımlarında o kadar sık kullanıyor ki, kimi zaman eleştirmenler tarafından fazla popülist bulunuyor.
Çoğunluğa mı oynuyor, gerçekten içinden geldiği gibi mi davranıyor bilinmez ama, hakkında “Jeremy Scott: Halkın Tasarımcısı” isimli bir belgesel bile yapıldı.
2013’den beri İtalyan lüks moda evi Moschino’nun kreatif direktörlüğünü yürüten Scott, geçtiğimiz günlerde kendi markasıyla aynı anda Moschino’nun Pre-Fall 2016 Koleksiyonu’nu sundu. Farklı ilham kaynakları ile yine popüler kültüre dokundurmalar yapan tasarımcıya sanki öleceği malum olmuş gibi, podyumda pembe, yeşil, mavi vücudu saran takımlar elbiseler David Bowie’ye saygı duruşunda bulunuyordu.
Çağdaş sanatın dünyaca ünlü İngiliz ikilisi Gilbert & George’un özellikle ilk dönem eserlerinin etkisi renkli, karikatür tarzı motiflerde kendini gösterdi.
90’lı yılların müzik ve sanat akımlarından aldığı ilhamla kendi deyimiyle “renklerle sırılsıklam olmuş” giysiler de vardı; punk akımının etkilerini taşıyan tartan gömlekler, çizgili mini elbiselerle kombinlenen bomber ceketler, askeri botlar da…
Ve en önemlisi sloganlar vardı, giysilerin kollarında yer alan... “Güç”, “Korku”, “Hayat” sloganları, kollardan aşağıya doğru süzülürken bangır bangır bağırıyor, defilede belki de tüm izleyenleri düşünmeye davet ediyordu.
Belki içinde bulunduğumuz durum da tasarımcıya malum olmuştu...
Tam zamanıydı çünkü şimdi, korkuyu ya da hayatı seçmenin. Bir televizyon programına bağlanıp barıştan bahsetmeyi de seçebilirdi insan, bundan utanıp özür dilemeyi de. Barış bildirgesi yayınlamayı da seçebilirdi çocuklar ölmesin diye, o bildirgeyi imzalayanları düşman ilan etmeyi de. Terör saldırıları sonucu “öyle istendi” diye susan basın mensupları da vardı, ilkelerinden hayatları pahasına vazgeçmeyen de. Onlar, en büyük tutsaklığın özgürlüklerinden mahkum olmak olduğunu bilenlerdi.
Peki siz, karar verdiniz mi? Korku ya da hayat, işte budur bütün mesele...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
- Erdoğan ıstakoz sevdalısı AKP'lileri unuttu
En Çok Okunan Haberler
- THY krizi büyüyor
- Vali koltuğuna oturan öğrencinin sözleri gündem oldu
- Oya Tekin’den Cumhurbaşkanı Başdanışmanına tepki
- Erdoğan, Özgür Özel ile bir araya geldi!
- Emre Belözoğlu'ndan maç sonu tepki
- Benjamin Brand kimdir? Benjamin Brand hangi okul mezunu?
- İsmailağa ikiye bölündü!
- Cumhurbaşkanı Başdanışmanından provokasyon!
- Bakanlık, Müge Anlı'daki yayını ihbar kabul etti
- 'Kanal İstanbul projesi' karara rağmen sürüyor