Arzu Süzmen

Yüzsüz modaya karşı yüz modası

08 Kasım 2015 Pazar

Yüzler gelip geçiyor gözümün önünden. Sevdiğim insanların yüzleri, hayran olduğum şairlerin, yazarların, müzisyenlerin... Ayağa kalkıp saygıyla ceketimin önünü iliklemek geliyor içimden. Hepsinin yüzünün farklı bir sözü var. Yüzler çünkü, anlam taşır. Kim olduğun, nereden gelip nereye gittiğin, susarak anlatmak istediklerin onda saklıdır. Behçet Necatigil’in gözlerine az bakmaya cesaret et, biraz dalıp gidersen, “solgun bir gül olur dokununca.”

En umutsuz anında baktığın vakit Gülten Akın’ın yüzüne, bırakıverir insan umutsuzluğu bir kenara ve geçirir içinden; “Böcekler gibi başlamalı yeniden...”

Öte yandan düşününce kimilerinin yüzlerini, utanır insan onların adına. Geçtiğimiz hafta çok konuşulan, H&M ve Balmain’in ortak koleksiyon lansmanında görgüsüzlükleriyle insanları hayrete düşüren “elit kesim”in tatminsizlikle saldırganlaşan yüzleri gibi…

Balmain’in Kreatif Direktörü Olivier Rousteing, "Ben kendi kuşağım ile konuşmak istiyorum: Bir tasarımcı olarak benim esas ve temel amacım bu. H&M bana bu eşsiz fırsatı sunarak herkesi Balmain dünyasına dahil etme şansını sunuyor" derken kastettiği “herkes” seyrettiklerimiz miydi, bu videoları görse o da dehşete düşer miydi, merak ederim. VIP bir davette, 1500 TL’ye mont alabilmek için fenalık geçiren ünlülerin yüzlerini hatırlamak istemem, modanın sahte iktidarının sahte yüzlerine bakmadan kafamı öte yana çevirmeyi tercih ederim.

Tıpkı iktidar rüzgarının estiği yöne doğru savrulup, aniden “turuncu kravatını” kuşananların yüzünü görmek istemediğim gibi.

Moda dünyasının eskiden beri yüzlerle bir derdi vardır.

Miley Cyrus, Taylor Swift, Paris Hilton gibi kendi yüzlerini tişörtlerinde taşıyan, bir de bunu Instagram hesaplarında paylaşan ünlüler vardır... Ego patlaması mı demeli, “beni beğenin!” diye insanların gözünün içine bakan çocukların onaylanmak isteyen hali mi? İnsan kendi yüzünü üstünde taşımak ister mi?

Sembol olmuş yüzler vardır; stil ikonları, sinema ve müzik dünyasının yıldızları, politikacılar. Cebimize koyup gezdirmek istediklerimizi, yanımızda taşımanın bir yoludur yüzlerini giysilerimize desen olarak kondurmak belki.

Yüz motifiyle toplumsal ya da siyasi mesaj veren moda tasarımcıları vardır bir de... 1970’lerde İngiliz monarşisinin baskılarına tepki olarak doğan punk akımının en önemli tasarımcılarından, Vivienne Westwood gibi. Kraliçe 2. Elizabeth’in yüzünü, dudağına kondurduğu çengelli iğne eşliğinde, efsanevi punk grubu Sex Pistols üyelerine giydirmedi mi? O dönem vermek istediği mesaj, tam da yerine gitti.     

2016 İlkbahar Sezonu defilelerinde bu kez gizemli ve çağrışımlarla dolu yüz motifinin hayatımıza girdiğini görüyoruz.

Daha önce kataloglarında modellere gizemli plastik maskeler taktıran tasarımcı Comey, “yüzlerin bir hayali, bir tartışmayı, diyaloğu, farklılığı tetiklediğine, gizlice yakalanan bir bakışı açığa çıkardığına” inanıyor.

Marc Jacobs, Rachel Comey, Anthony Vaccarello, Nina Ricci, DKNY; defilelerinde yüz motifini rengarenk, nostaljik, siyah-beyaz, soyut, çocuksu olmak üzere farklı biçimlerde karşımıza çıkardı.

Belli ki yüz modası, ilkbaharda yüzsüzlük modasına karşı rüzgar gibi esecek.

Yüzler gelip geçiyor gözümün önünden. Gülten Akın kulağıma fısıldıyor; “Böcekler gibi başlamalı yeniden...”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları