Barbaros Talı

Sıfır Tolerans

03 Ekim 2013 Perşembe

10 Eylül tarihli Milliyet gazetesinin haberine göre, Spor Bakanı Suat Kılıç, Buenos Aires’teki oylamanın ardından yaptığı değerlendirmede; Türk sporunu yasaklı maddelerden temizleyeceklerini ve asla geri adım atmayacaklarını söylemiş. 
Doping konusuyla ilgili kararlı tutumlarını birkaç yıldır oluşturdukları politika çerçevesinde taviz vermeksizin sürdürdüklerini anlatmış. 
“Biz meseleye sadece madalya ve anlık başarı çerçevesinde yaklaşmıyoruz. Bizim için spor her şeyden evvel sağlıklı nesillerin yetişmesine yönelik önemli bir köprüdür”demiş.
Dopingi, cumhuriyetimizin 100. yılını emanet etmeyi planladığımız nesillerin takatini yok eden bir zehir olarak tanımlamış. Fıtrata aykırı, yaradılış kanunlarına ters ve insanı olduğundan başka bir şey yapmaya yönelik, hariçten müdahale olduğunu ifade etmiş. 
“Bugüne kadar hükümetimizin yaklaşımı buydu, bugünden sonra da yaklaşımı budur” demiş. 
Sporumuzu yönetenlerin, dopingle mücadelenin önemini fark etmeleri memnuniyet verici. Ancak, bu farkındalığın söylemlere farklı, icraatlara farklı yansıması endişe yaratıyor. Doping konusunda kararlı tutumdan ve sağlıklı nesillerin yetişmesinden bahsedenlerin, devlette sözleşmeli statüde görev yapan çok sayıda dopingci antrenörü kadrolu yaptıklarından haberleri yok. 
2 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 6495 sayılı, Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’dan bahsediyoruz. Milli takımlarda üç kez antrenör olarak görev aldıktan sonra, devlette sözleşmeli personel olarak çalışma hakkını kullananların kadrolu yapılmalarından. 
Öyle ki, yasaklı madde kullandıkları için ceza alan ve sporu bırakıp antrenörlüğe geçenlerin de aynı yolla kadrolu olduklarından bahsediliyor. Yani, kuzular yine kurtlara teslim edilmiş durumda.
Neyse ki bu konuda, WADA Yönetim Kurulu’nda IOC’yi temsilen görev yapan Prof. Dr. Uğur Erdener en önemli şansımız. Onun varlığı yaşadığımız doping belasından kurtulmamız yolunda önemli fırsatlar yaratacak. 
Uğur Hoca, hakkında gerçek dışı bilgilerle yazılan yorumların aksine, IOC’nin en güçlü üyeleri arasında gösteriliyor, Dünya Okçuluk Federasyonu (WA) Başkanlığı’nı başarıyla yürüttüğü ifade ediliyor. 
Uluslararası spor federasyonlarının başındaki herkesin IOC’in doğal üyesi olduğunu zanneden usta kalemin aksine dünya sporunun karar vericileri arasında saygın bir yere sahip.

28 Eylül 2013 - Cumhuriyet



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gazozuna Yarışma 14 Mart 2014
Merak Konusu 8 Mart 2014
Soçi’nin Ardından 2 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları