Barış Doster

Azerbaycan, Kafkasya ve Türkiye

22 Temmuz 2020 Çarşamba

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmalar sürüyor. Ermenistan’ın saldırdığı bölge ve saldırının zamanlaması dikkat çekici. İki ülke arasındaki uyuşmazlığa müdahil olan büyük güçlerin ve bölge ülkelerinin tutumunda değişiklik beklemek gerçekçi değil. Sorun çok boyutlu hale geldiğinden, çözümü de güçleşti. Nedenlerini tartışalım.

Birincisi, Ermenistan’ın Rusya, ABD, Fransa ve İran’la ilişkileri güçlü. Haksız ve saldırgan taraf olmasına karşın, destek görüyor. Ermenistan’ın, devlet kapasitesinin çok üstündeki hamleleri, gördüğü destek sayesinde. Hele de Rusya’dan habersiz, Rusya’nın desteği olmadan, askeri adım atması mümkün değil. Ermenistan’da Rus üsleri yanında, Rus askerleri mevcut.

İkincisi, Fransa, Avrupa’da Ermeni diyasporasının en güçlü olduğu ülke. İran ise Ermenistan’ın dünyaya açılabildiği tek sınır komşusu. Ermenistan’ın Çin ve İsrail’le de ilişkileri gelişiyor.

 Üçüncüsü, Azerbaycan topraklarının beşte birini oluşturan Dağlık Karabağ konusunda da çok stratejik bir bölge olan ve Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçasını oluşturan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti konusunda da dikkatli olmalı. Atatürk’ün “Türk Kapısı”, Kâzım Karabekir’in “Şark Kapısı” dediği Nahçıvan, Azerbaycan’ın Türkiye’yle fiziki bağlantısı olan tek toprağı. Nahçıvan şehir merkeziyle Iğdır arası 160 kilometre. 1992’de açılan Umut Köprüsü’yle bağlanan 17 kilometrelik bir sınır bulunuyor.

Rusya - Azerbaycan ilişkileri

Dördüncüsü, Ermenistan Türkiye’nin Azerbaycan’la, Kafkasya’yla bağlarını koparacak adımlar atmak istiyor. Böyle bir gücü yok. Gürcistan’la da ilişkileri gergin. Gürcistan içinde, yoğun Ermeni nüfusun yaşadığı Cevahati bölgesiyle yakından ilgilenmesi, Gürcistan’ın tepkisini çekiyor. Buna karşılık Azerbaycan - Gürcistan ilişkileri iyi. Azerbaycan’ın İsrail’le de ilişkileri gelişiyor, özellikle de savunma sanayisinde. Azerbaycan’ın Rusya’yla ilişkileri de çok yakın. İki ülke iş dünyası, Rusya ve Azerbaycan dışında, üçüncü ülkelerde de yakın çalışıyor.

Beşincisi, Ermenistan’ın geçen hafta saldırdığı bölge, enerji güzergâhları açısından önemli. Yoksul bir ülke olan, zengin yeraltı kaynaklarına sahip olmayan Ermenistan, askeri hamlelerle, saldırılarla, işgal ettiği topraklarla, diplomasi masasındaki pazarlıklarda çıtayı yükseğe koyup elini güçlendirmek istiyor.

Altıncısı, Azerbaycan en büyük desteği Türkiye’den görüyor. Türkiye’den beklentisi büyük. Bu beklentinin tarihsel, siyasal, toplumsal, kültürel, askeri, duygusal boyutları var. Azerbaycan’ın kurucu liderlerinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda, Milli Mücadele döneminde, Atatürk’e ve Kuvayi Milliye önderlerine verdiği destek, duyduğu saygı hepimizin belleğinde ve yüreğinde. Hatta Kurtuluş Savaşı’nın başladığı dönemde, Atatürk ve Sovyet Devrimi’nin önderi Lenin arasındaki güçlü iletişim ve ilişki zarar görmesin, Bolşeviklerin Kemalistlere verdiği destek sekteye uğramasın diye, kendi bağımsızlık mücadelelerini ikinci plana atacak kadar Türkiye’ye yakınlık duyan önemli Azerbaycanlı liderler var. Bolşevikler ve Kemalistlerin işbirliği yaparak, Kafkasya’daki üç cumhuriyette (Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan) İngiliz güdümlü kadroları tasfiye etmesi, Kafkas Seddi’ni dağıtması, Milli Mücadele için çok önemliydi.

Türkiye - Azerbaycan dostluğu

 Yedincisi, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki güçlü bağlara karşın, Türkiye’de Azerbaycan yeterince tanınmıyor. O kadar ki, halen Azerbaycan yurttaşları için, yaygın ve yanlış biçimde, Azeri deniyor. Doğrusu, Azerbaycanlı veya Azerbaycan Türkü denmesi. Dillerine de Azerice denmez. Azerbaycan Türkçesi denir. Tarihteki Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı, Musavat Partisi’nin lideri Mehmet Emin Resulzade’nin mezarının Ankara’da Cebeci Asri Mezarlığı’nda olduğu unutulmamalıdır.

Sekizincisi, ABD ısrarla Gürcistan’ı NATO üyesi yapmak istiyor. Rusya karşı çıkıyor. 2008 Ağustos ayındaki Gürcistan - Rusya savaşı hafızalarda. Ermenistan, Rusya’nın Gürcistan’la yaşadığı gerilimden de yararlanmak istiyor. Bakû - Tiflis - Ceyhan Boru Hattı, Bakû - Tiflis - Kars Demiryolu Hattı gibi önemli projeler, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye ilişkilerine olumlu yansırken, Ermenistan bölgesel projelerde yer almıyor.

Dokuzuncusu, Türkiye’de Azerbaycan konusundaki hassasiyet, maalesef çok güçlü değil. Daha vahimi, HDP’nin Ermenistan’ın saldırganlığı konusundaki tavrı, bu konuda TBMM’deki diğer partilerle birlikte hareket etmemesi, kimseyi şaşırtmadı. Akademide, basında, sendikalarda, siyasette, sivil toplum kuruluşlarında “özürdiliyoruz.com” lobisinin etkisi yüksek.

Yazıyı bitirirken, Türkiye’den Azerbaycan’a bir yürek selamı yollayalım ve hatırlatalım: Birkaç yıl önce iktidar, Ermenistan açılımı yaparken alkışlayanlar, bugün Azerbaycan’la ilgili çok keskin yazılar yazıyorlar. Hamaset yapıyorlar. Hiç kimse, en başta da Azerbaycanlı kardeşlerimiz, aldanmasınlar bunlara. Dün de ABD emperyalizmi adına tavır aldılar, bugün de aynısını yapıyorlar. Yarın, iktidarın tutumu değişsin. Hemen değişirler.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları