Umudu beslemek için...

28 Ekim 2015 Çarşamba

Haziran seçimleri öncesi CHP bir şeyi keşfetti:
Gündemi Erdoğan belirliyor, CHP onun peşinden sürükleniyordu.
Bir muhasebe yaptılar; Erdoğan’ı yok saydılar. Kendi gündemlerini yarattılar.
Saray şaşırdı.
CHP sandıkta karşılığını aldı.

***

Bu kampanyanın keşfi ise yurttaşın her şeyden çok huzura susadığı teşhisi oldu.
Ülkede Saray’dan yayılan korkunç bir gerginlik vardı; şimdi ihtiyaç, bu yangına öfke benzinleri dökmek değil, bu gerginliğe son vermeyi vaat eden bir devlet adamı profili çizmekti.
Kılıçdaroğlu bunu yaptı.
Ankara katliamından sonra bir taziye mesajını çok gören Erdoğan’a inat, yasını belli ederek, ama sağduyuyla konuştu.
İzleyen günlerde, baskının dozu arttıkça, hukuksuzluk tırmandıkça, şiddet kapıya dayandıkça sakin kaldı.
“Ülke sahipsiz değil” mesajını yaydı.
Kamuoyu yoklamaları, bu mesajın alındığını gösteriyor.

***

Dünkü buluşmada Kılıçdaroğlu’na, “Geçen seçime göre söyleminizde, tavrınızda ciddi bir değişiklik olduğunu gözlüyoruz. Bu gözlem doğru mu” diye sordum.
Doğru” dedi.
Zaruretten mi doğdu, özellikle mi planladınız” diye sorunca nedenini izah etti:
Cumhuriyet tarihinin en derin krizini yaşamakta olduğumuzu söyledi. Yönetim boşluğundan, sıfırlanmış yargıdan, terörden, ekonomik krizden, işsizlikten, yolsuzluktan, hukuksuzluktan bahsetti.
“Bu ortamda bizim, başka bir sorunun kaynağı olmamaya özen gösterme sorumluluğumuz var” dedi ve ekledi:
“Daha karamsar bir atmosfer yaratmamak, umudu beslemek için bir şeyler yapmamız lazım. Bunu yapmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin bu sorunları aşabileceği inancını yerleştirmek istiyoruz.”

***

Karşımızda iktidarın sürekli düşmanlık üreten, korkuları
büyüten, nefretten beslenen bir kara propaganda makinesi var.
CHP bunun karşısına, “pozitif propaganda” ile çıkıyor.
Güven vermeye çalışıyor. Yıkıcı bir dönemde yapıcı bir rol üstlenmeye, her partiyle görüşmeye çabalıyor. Ülkenin çıkarı varsa Saray’a gitmeye bile hazır olduğunu söylüyor. Baskı altında bunalmış kitlelere, -reklam filmindeki gibi-, “Merak etmeyin, yalnız değilsiniz, biz varız” diyor.
Kılıçdaroğlu, önceki gece ağırlıkla Kürtlerin izlediği bir
kanaldaki yayından çıkışta, ağırlıkla Cemaat’e yakın olanların izlediği bir kanala “Geçmiş olsun” ziyaretine gitti. Eşi ise ağırlıkla Alevi-sol kitlenin katıldığı bir cenaze törenindeydi.
CHP’nin kollarını ne kadar geniş açtığını kanıtlayan bir
tablo bu...
Aynı zamanda “CHP neden bugüne kadar belli bir oy
oranına hapsoldu” sorusuna da cevap...
Kılıçdaroğlu başarırsa, özelde CHP’ye, genelde siyasete dönük güven krizini de aşmış olacak.
Bunu biliyor.
Ve -yazılmamak kaydıyla söylediklerinden anlıyoruz ki- sadece sandıktan çıkacak oyun hesabıyla değil, seçim sonrası koalisyon masasına getireceklerinin de hazırlığıyla seçime gidiyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları