Ev sahibi Galatasaray’ın Kasımpaşa karşısında çok fazla hesabı var. Öncelikle puan kaybetmeyecek. Sonra Bayern Münih’te oynayacağı futbolu ve futbolcuları deneyecek… Ve tabii ‘olası esame listesi’nden kayıp vermeyecek. Planın ilk kısmı aynen planlandığı gibi gidiyor. Burada en büyük rolü, tüm oynamadıklarını biriktirip bu maça saklamış gibi gözüken Zaha üstleniyor. Kurulan müthiş baskıda onun (bir de Torreira’nın) katkısı büyük… Nitekim 33. dakikada, uzaktan attığı müthiş şutla ilk golü o getiriyor. Kasımpaşa’ya gelince… Ligin iddialı ve hırslı takımı hem sahadan hem de seyirciden yediği baskıya rağmen oyunundan ödün vermemekte kararlı. 4-1-4-1’lik taktik dizilişte, ilerideki futbolcular sürekli tetikte bekliyor ve bugün sık sık aksayan Galatasaray defansına zor anlar yaşatıyorlar. O kadar ki Muslera dikkatli olmasa, Galatasaray’ın maç genelindeki yüzde 65’e yüzde 35 topla oynama oranına rağmen skor farklı olabilir. 51. dakikada savunmadaki 4 futbolcu ve bir de kaleciye rağmen golü atan isim günün Süpermen’i Zaha oluyor ama Kasımpaşa hızlı cevap veriyor. Omeruo, 54’de kornerden gelen topu ağlara yolluyor. 60. dakikada girdiği pozisyonda Muslera sakatlanıp çıkınca Kasımpaşa’nın umutları ve ısrarı perçinleniyor. Devamında iki tarafın da bolca koştuğu, savaştığı ama son vuruşlarda özensiz olduğu bir futbol var. Ne uzatmalar ne de taktik müdahale skoru değiştirmiyor. Galatasaray, bu gün 3 önemli puanı ve Zaha’yı kazanıyor. Temenni Muslera’nın kayıp hanesine yazılmaması.
Yazarın Son Yazıları
Galatasaray, maçın ilk 45’te, Samsunspor ligin büyüklerinden rahatça puan koparan, dişli takımlardan biri değilmiş, hatta hiç yokmuş gibi oynuyor.
İstanbul derbilerinden, heyecan, çekişme, güzel futbol beklemeyeli çok oldu... En fazla, “Olay çıkmasa bari” temennisinde bulunabiliyor insan. Maç en azından bu beklentiyi karşılıyor.
Eksik ve tuttuk…
Galatasaray için maç, klişe bir pembe dizi gibi başlıyor…
İki Galatasaray var, Kocelispor deplasmanında. İlk yarıda “Ne de olsa sınıf birincisiyim. Çalışmadan geçerim” rahatlığıyla çıkıyor sahaya. Çabalamıyor, konsantre olmuyor…
Tıpkı, arılar gibi, iki takım da vızır vızır...
Yorgun Galatasaray, önce vasat bir oyun sergilerken pozisyon yaratma işini tek kişiye; maçın en hırslısı Osimhen’e bırakıyor.
Galatasaray maça, yelkeni rüzgâr dolan bir cruiser gibi başlıyor, ilk on dakika böyle devam ediyor.
Milli maçlar sonrası yorgun ya da Şampiyonlar Ligi öncesi heyecanlı; Galatasaray, normaline göre durgun bir futbol oynuyor.
Yorgun Galatasaray ve rakibini iyi çalışmış bir Beşiktaş...
Sırasıyla Yunus (23), Icardi (45+1) ve Torreira’nın (65) golleri, istikrarlı bir baskının değil yakalanan fırsatlara eklenen kişisel becerilerin ürünü.
Heyecanlı ve tedirgin G.Saray maça bocalayarak başlıyor.
Olimpiyat Stadı’nın lanetinden midir, verilen aranın rehavetinden mi bilinmez...
Galatasaray, evinde konuk ettiği Çaykur Rizespor karşısında “dalgalı” bir futbol sergiliyor...
Galatasaray, geçen sene olduğu gibi bu yıl da “her maça bir kahraman” trendini sürdürüyor. Topla oynama oranının yüzde 70’e varması yanıltıcı olmasın.
4 dilimi var G.Saray-Karagümrük maçının.
Gaziantep ile Galatasaray’ın karşı karşıya geldiği sezonun ilk maçının açmazı şu:
Erden Timur, Galatasaray’da yeni bir görev üstlenmeyeceğini açıkladığında, tüm camia endişeyle beklemişti yeni sezonu: Bu futbolcuları kim motive edecek?
Galatasaray, yaşadığı ‘sevinçli telaş’la biraz bocalasa da 26’da Osimhen’in golüyle rahatlıyor.
Yolundan şaşmadı
Birlikte
Tam takım devam
Yürüyeduruyor
‘Çok’ ile ‘hiç yok’
Koltuğunda rahat
Kadıköy hatırası
3 puanın günahı
Taşikardisiz 3 puan
Uyuyan dev
Kim kurtuldu?
Langırt
Yokluğu yara
Mesele
Nasıl olacak?
Tutuk ama istikrarlı
Uyanış
Kilit son maça
Azı dişi!
Kötü futbol 3 puan
Ortak yok