Emek Dünyası

Metalde sessiz tehlike

30 Ekim 2020 Cuma

OLCAY BÜYÜKTAŞ

İşkolunda, yüksek kârlı işler ve bölgeler dışında risk öngörüldü

Avrupa’da 7, dünya genelinde 50 milyon işçiyi temsil eden IndustriAll Küresel sendikası bünyesinde yapılan toplantı sonuçlarına göre dünya çapında metal sektöründe hızlı bir değişim öngörülüyor. Yeterince kârlı bulunmayan birimler pandemi bahanesiyle kapatılıyor. 

Vaka sayıları düştü düşüyor derken dünyayı etkisi altına alan salgında ikinci dalga yükseldi. Kimi ülkelerin kabullenmekte zorlandığı bu dalganın emekçiler açısından en yıkıcı olan yanı hemen hemen hiçbir ülkede, toptan bir kapanma, çalışmama ve bunlara bağlı olarak da belli desteklerin verilmesi seçeneğinin gündeme getirilmemesi oldu. En azından şimdilik açıklamalara ek olarak ulusal ya da küresel kayda değer bir destek açıklanmadı. Açıklanan en çarpıcı önlem, zaten canları pahasına çalışan sağlık emekçilerinin emeklilik, izin ve istifa haklarının elinden alınması oldu. Geçen zaman içinde mevcut ekonomik sistemin, çalışmama ve sokak yasaklarını uzun süre kaldıramayacağı ya da kaldırmayacağına kanaat getirildi. O nedenle ikinci dalga ne kadar şiddetli olursa olsun çalışma yaşamı açısından ilk dalga kadar radikal önlemler alınmayacak ya da hükümetler ve şirketler buna daha temkinli yaklaşacak.

Yüksek kârlı işler kalacak

Toplantıdan çıkan sonuçlara bakılırsa bazı ülkelerde otomotiv sektöründe ciddi bir işsizlik söz konusu olacak. Belki aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ulusal paralarının dolar ve Avro karşısında daha ucuz olan ülkelerde bugünden yarına böyle bir sıkıntı yaşanmayabilir. Ancak küresel olarak otomotiv sektörü de pandemi ile birlikte dalgalanacak gibi görünüyor.

Kısa bir süre önce Türkiye’den de üyeleri olan Avrupa’da 7, dünya genelinde 50 milyon sanayi işçisini temsil eden IndustriAll Küresel sendikası bünyesindeki başta otomotiv olmak üzere metal işkolu sendikaları bir toplantı yaptı. Toplantı sonuçlarında otomotiv şirketlerinin yeniden yapılanma ve işten çıkarma planlarında eğilimler şöyle özetlendi: 

- Şirketler düşen satış öngörülerine göre faaliyetlerini azaltıp, küçülmeye gidiyorlar.

- Borçlarını ödeme gücünü yitiren otomobil şirketleri, sadece yüksek kârlı faaliyet birimlerini tutup gerisini kapatmaya hazırlanıyor. 

- Likidite sağlamak için ve önümüzdeki 2-3 yıl için yüzde 10 ile 20 arasında öngörülen düşük satışlara uyum sağlamak için kısa vadeli maliyet kesintilerine gidiyorlar. 

- Koronavirüs pandemisi mazeret edilerek zaten planlanan yapısal dönüşümler hızlandırılıyor. Orta vadede şirketler için artık gerekli görünmeyen ya da gelecekte büyüme öngörüsü görülmeyen kısımlar kapatılıyor.

- Daha düşük maliyetli yerlerde yeni üretim birimleri kurulurken, maliyetlerin yüksek olduğu bölgelerde faaliyetlerini sonlandırıyorlar, hatta bazı durumlarda, üretim hatları bir yerde kapatıldığı anda hemen başka bir yere taşınıyor.

- Maliyetleri düşürmek için dijitalleşme hızlanıyor. 

- Üretim organizasyonun yeni biçimleri hayata geçiriliyor.

Teşvik biterse toparlanma biter

Toplantı sonuçlarına göre satış ve üretim verileri V şeklinde bir toparlanma gösteriyor. Ancak bu yılki satışların 75 milyon olması bekleniyor ki bu da geçen yılki 90 milyonluk satışa göre yüzde 17 az.

Temmuz-ağustos satışları geçen yılın üzerinde olsa bile yılın tamamında Avrupa’da yüzde 20’lik düşüş bekleniyor. Veriler şu anda bir toparlanma gösterse bile bunun nedeni salgın öncesi verilmiş siparişlerin tamamlanması olabilir. Hükümet teşviklerinin bitmesi, toparlanmayı geriletebilir. İkinci dalganın da üretim ve satışlar da büyük etkisi olabilir.

Salgın başlangıcında Avrupa Birliği finansal piyasalardan, 750 milyar Avro’luk fon oluşturmuş, bunun 390 milyar Avro’luk kısmının hibe, 360 milyar Avro’luk kısmının da kredi olarak kullandırılması planlanmıştı. 

Akademisyenlerden ücret kampanyası

Bazı vakıf üniversitelerinde denk ücret ödenmemesi öğretim üyelerince tepki çekti.

Devlet üniversitelerinden daha düşük maaş aldıkları gerekçesiyle, Arel Üniversitesi öğretim görevlisi, öğretim üyesi ve araştırma görevlileri change.org’da imza kampanyası başlattı. Açıklama yapan araştırma görevlileri, üniversitenin kısa çalışma ödeneğine başvurmasına rağmen dersler ve diğer eğitim faaliyetlerinin devam ettiğini, akademisyenlerin normalden daha çok çalışıp daha az kazandığını dile getirdi.

Açıklamada, “Kanun No. 7243, Madde 11’de vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez. Arel Üniversitesi yönetimini 7243 sayılı kanunu uygulamaya ve akademisyenlerin maaşlarını devlet üniversitelerine denkleştirmeye çağırıyoruz” ifadelerine yer verildi. 

Sendikal destek

Akademisyenler, eşit ücretleri ödenmediği takdirde dava açmaya hazırlandıklarını da dile getirdi.

Arel Üniversitesi’nde düşük ücretle, güvencesiz ve uzun süre çalışmaya zorlanmanın kabul edilemez olduğunu dile getiren Eğitim-Sen Genel Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri Özgür Bozdoğan, sorunları saptadıklarını ifade etti. Bozdoğan, vakıf üniversitelerindeki bilim emekçilerinin sorunlarına ilişkin çözüm önerileri geliştirmek ve birlikte mücadele olanaklarını tartışmak için gelecek hafta Eğitim Sen olarak bir araya geleceklerini ve sendikal bir mücadele başlatacaklarını açıkladı.

Yükseköğretim yasasına, vakıf üniversitelerinde çalışan öğretim görevlilerinin ücretlerine ilişkin yeni bir madde eklenerek bunun 11 Nisan’da yayımlandığını hatırlatan çalışma hukuku uzmanı Dr. Murat Özveri, yasanın açık olduğunun altını çizdi.

Özveri, “Vakıf üniversitelerinde ücretlerin eksik ödenmesi bu öğretim görevlilerine hem haklı nedenle fesih hakkı vermekte hem 20 gün süreyle ücretleri eksik ödendiği için iş yasasının 34 maddesi kapsamında çalışmama hakkını kullanmalarına olanak tanımamakta hem de eksik ödenen ücretleri faizleriyle birlikte talep etme hakkı vermektedir” diye konuştu.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Metalde acil gelir isyanı 16 Aralık 2021

Günün Köşe Yazıları