Uzayın derin müziği

03 Mart 2021 Çarşamba

Müzik bugün karmaşık bir sanat dalı. Eğitimi uzun yılları gerektiriyor. Oysa çağlar boyu insanoğlunun yaşamında en yalın işlevlere sahipti. İlk çağlarda insan doğayı yansıtmak, yalnızlığın korkusunu yenmek, haberleşmek ve tapınmak için mırıldanmış, çığlık atmış veya doğa seslerini duyurmuştur. Daha sonra günlük ruh halini yansıtan kimi neşeli kimi hüzünlü ezgiler ortaya çıkar. 

Eski Yunan’da müziğin insan yaşamında çok önemli ve sürekli yer tuttuğunu düşünüyoruz. Güneş, okçuluk, akıl ve kehanet tanrısı olan Apollon’un simge çalgısı lir benzeri, “çitara”dır. Sonradan arp’a veya lire benzeyen Pektis ve Magadis, aşk şarkılarına eşlik çalgısı olarak çitara örneğinden gelişmiştir. Apollon’un müziği, dingin ve huzurlu etkiler doğurur. Şiirsel biçimler ve müzikteki Klasik Dönem, Apollon törenlerinden kaynaklanmıştır. Öte yandan Dionisos, şarap ve taşkın bir coşkunun tanrısıdır. Esriklik, dans ve yaşamdan zevk almanın simgesidir. Çalgısı aulos, çifte kamışlı, zurna benzeri bir üflemeli çalgıdır. Dionisos törenlerinden tiyatro sanatları türemiş ve Romantik Dönem esinlenmiştir.

BOETHİUS

Eski Roma’da müzik, öncelikle askeri törenlerde kullanılırmış. Romalılar savaşta baskın olmak ve askeri yüreklendirmek için gürültülü çalgılar icat etmişler. Örneğin, trompet ve korno çeşitleri böyle doğmuş. Birçok Roma imparatoru ve diktatörü, müzik koruyucusu ve yorumcu olarak bilinir. Roma müziğine ilişkin en eski belge, Romulus’un Cecina’lıları yenmesinin kutlanmasındaki ilahilere ait bir yazıttır. Roma İmparatorluğu’nun son döneminde ve Hıristiyanlığın ilk döneminde yetişen Aziz Augustine (354-430) ve Severinus Boethius (475-524) gibi önemli felsefeciler müzik kuramına büyük katkılarda bulunmuşlardır.

Romalı bir Hıristiyan olan Boethius, ortaçağ başlarının en etkin kuramcılarındandır. Aristo’yu Yunancadan Latinceye çevirmiştir. De Institutione Musica adlı kitabında Pythagoras ve Platon’un felsefelerinden yola çıkıp, müzik ve matematiğin ayrılmazlığına, müziğin insan karakterine etkisine ve eğitimdeki yerine değinir. Boethius, manastırlarda okutulan quadrivium’un (dört konulu) ana materyal kaynaklarını aritmetik, geometri, astronomi ve müzik teorisi olarak sunar. Bu son konu üzerine Boethius, müziğin bilimle ilişkisine pek çok yazısında değinmiş ve müzik sanatını üç düzeyde incelemiştir: 

1) Alt düzey: Musica Instrumentalis - İnsan sesinin ve yalın bir çalgının duyurduğu müziktir.

2) Orta düzey: Musica Humana - Hem fiziksel hem de ruhsal olarak yorumlanan müzik. Beden ve ruh arasındaki uyumlu ilişkinin aynasıdır ve sayısal yasalara dayalıdır. 

3) Üst düzey: Musica Mundana - Evrenin müziğidir. Bu müzik sayesinde gezegenler, yıldızlar, dünya, mevsimler, aylar ve yıllar bir uyum içinde devinirler. Her bir gezegenin devinimi biz insanların işitmekten yoksun olduğu bir ses üretir. 

Boethius dördüncü yüzyılda uzak çağlar için kehanette bulunmuştu:

“İnsanoğlunun kulağı ne yazık ki uzaydaki gizemli, kutsal sesleri duyabilmekten yoksundur” derken bize bir ipucu vermişti: Madem böylesi ulvi bir müzik var, kim bilir gelişen teknolojiyle, belki bir gün yeni kuşaklar müthiş kulaklıklara ya da yeni tip insanlar müthiş işitme yeteneğine sahip olduklarında, uzaydaki gezegenlerin devinimini duyacaktır. 

İyi de acaba bu devinimin müziği yüzyıllardır hayal edildiği gibi büyüleyici midir, yoksa yeterince gürültüsü olan bu dünyamıza yeni bir kargaşa mı getirir?! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları