Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Futbol neden seyircili değil?
Son yıllarda herhalde en fazla yabancı futbolcu sayısını konuşmuşuzdur. Benim fikrim ise hiç değişmedi; hâlâ sınırlandırmalarla, cezalandırmalarla sorunların çözülebileceğine inanmıyorum. Çünkü bizim sorunumuz yabancı oyunculara ödenen gereksiz fahiş paralar, yanlış transferler ve yerli oyuncu yetirmekteki isteksizliğimiz değil miydi? Peki yabancı futbolcu sayısını azaltırsak kulüplerin fikir değiştirip altyapılarını geliştireceğini, uzun vadeli planlar yapacağını mı sanıyorsunuz?
Ben hiç sanmıyorum. Çünkü sorun tümüyle futbolu ve kulüpleri yönetme biçimiyle alakalı.
Kulübün paralarını saçıp kısa vadeli başarılarla şov peşinde olan yönetici tipi ile futbolun sorunlarını hangi sınırlamayı getirirseniz getirin çözemezsiniz. Onlar bir şekilde yan yollar bulacaklardır.
Ben size söyleyeyim; sınırlama ile birlikte gözler eskisinden daha çok yurt dışında yetişmiş Türk asıllı oyunculara çevrilecek. Yani altyapı yine yurt dışı olacak. Ama isimler John, Henry değil de Ahmet, Mehmet olacak. Bu arada rekabet yüzünden tek tük ortaya çıkan yerli oyuncuların da fiyatları katmerlenecek. Kimbilir belki de eskiden olduğu gibi futbolcu kaçırma olaylarına bile tanık olacağız.
Çare var
Bazı kriterler koyarsınız o başka. Ama asıl kulüpleri daha çok genç oyuncu yetiştirmek ve oynatmak konusunda teşvik etmek önemli. Amaç altyapıların güçlenmesiyse, genç oyuncuların şans bulduğu ve yıldızlaştığı takımlar yaratmaksa bu ancak teşviklerle yapılabilir. Mesela federasyonun genç oyuncu oynatan kulüplere, altyapıdan futbolcu çıkaran kulüplere vereceği pirimler kulüplerin yönelimlerini değiştirebilir.
Yaşlı yabancı transferlerinden alınacak vergilerle altyapı ve genç futbolcu destek fonu oluşturabilir. Kadroda yer almasına göre değil de, resmi maçlarda oynadığı dakikaya göre yerli ya da yabancı genç futbolcular desteklenebilir
Seyircisiz olmaz
Ceza demişken. Şimdi korona ile birlikte tribünlerden uzaklaştırılan taraftarlar akılıma geldi birden. Korana tehlikesinin başlaması ile birlikte şiddetle maçların oynanmamasını savunmuştum. Ne zaman işler normalleşir o zaman oynarız, futbol hayattan daha önemli değil demiştim. Fikrim değişmedi. Ama futbolun boş tribünler önünde oynanamayacağı konusundaki fikrim de hiç değişmedi. Şimdi futbol 12 Haziran’da başlıyor fakat seyircisiz başlıyor. Anlaşılan kalan şu 8 hafta bir şekilde oynanacak ve adil olmayan bir yarışın ardından sona erecek. Taraftar baskısının olmadığı ölü bir ortamda.
Tribünleri de açın
Lokantaları, kafeleri açtığınız gibi statları da açın o zaman. Nasıl olsa tribüne gidemeyen taraftar kafelerde toplanıp seyredecek maçlarını. Fiziksel mesafe falan kalmayacak.
Oysa statlarda kontrol çok daha kolay. Kombine sahipleri maçlara bölünür, tribünler de ara koltuklar sökülür ve girişlerde sağlık önlemleri denetlenir. Belki Passolig de ilk kez işe yarar. Demek ki bir takım düzenlemelerletribünlerin ölü sessizliğine de bir çözüm bulmanın zamanı geldi. Çünkü futbol boş tribünler önünde zoraki oynanıyor. Ve çok fazla kan kaybediyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Tanrıkulu'ndan Diyarbakır iddiası: Kayyım atanacak mı?
- Akşener'den oy bölme tartışmalarına cevap!
- YURTTAŞLAR KABİNEYE ATEŞ PÜSKÜRDÜ!
- Ekonomik kriz tiyatronun yolunu unutturdu
- Yerel seçime son 5 gün
- Akşener Özel'in o sözlerini hatırlattı
- İmamoğlu önceki dönemi anlattı
- Mart ayı 1. Dönem Çocuk Meclisi toplandı
- İmamoğlu eşi Dilek İmamoğlu ile Vefa Bozacısı'na gitti
- Özel İYİ Partili ve AKP'li adayları yerden yere vurdu
En Çok Okunan Haberler
- Büyükşehirlerde başa baş seçim
- 'Mahremimizi ortaya saçıyor'
- Belediye çalışanlarına miting ‘yoklaması’
- '30 yıl sonra aynı yanlışın tekrarlanmaması için...'
- Erdoğan'dan 'emekli maaşı' açıklaması
- Özgür Özel'den 'anket' açıklaması!
- 'Tutulma öncesi yiyecek, su, yakıt stoklayın!'
- Bakliyat ve kuruyemiş devi iflas etti
- Ali Koç'tan Ankara hamlesi!
- ‘İçişleri Bakanlığı’nın izni olmadan taktık’