Gülengül Altınsay

Limit bahane

16 Ocak 2020 Perşembe

Bu kez kulüpler mutsuz bir transfer dönemi geçiriyor. Çünkü devre arası transfer döneminde Galatasaray’ı ve biraz da Trabzon’u hariç tutarsak kimse istediği transferi yapamadı, yapacak gibi de gözükmüyor. Bahaneleri ise harcamalara TFF tarafından dayatılan limitler. Ama asıl sorun bugüne kadar yapılan hatalı transferler ve tabii dibine kadar boşaltılan kasalar.

Kalite düştü

Beşiktaş yaz transfer döneminde 8 futbolcu aldı mesela. Elde alternatifli bir kadro var gibi gözükmesine rağmen hepsi birbirine yakın özelliklerdeki bu futbolcularla takımın düşen kalitesi yükseltilemedi bir türlü. Feda yılında başlatılan yeniden yapılanma çok kısa sürse de gençlere eklenen kaliteli takviyelerle oynanan futbol hemen herkesin takdirini toplamıştı. Ne var ki iki yıl üst üste gelen o iki şampiyonluğun ardından transfer sirkülasyonuyla bugünkü noktaya gelindi. Çünkü başarılı iki sezon da dahil hep günü kurtarma derdine düşüldü, geleceği olan bir takım yaratma işi rafa kaldırıldı. 

Şimdi var olan koşullarda takımın eksiklerini gidermek için farklı bir yol izlenmeli. Göz önünde olmayan, ücreti düşük genç yetenekler bulunmalı mesela. Bu da hem futbolcu değerlendirmesinde çok iyi bir öngörü gerektiriyor, hem de büyük bir cesaret. Çünkü öyle bir ortamdayız ki alışılmışın dışında yapılan her hareket büyük tepki doğuruyor futbol düzenimizde. Şaşaalı bildik transferlerin dışında kimsenin beklemeye, sabretmeye niyeti yok.

Transfer yapma

Şimdi herkes yapılamayan transferlerin suçlusu olarak limitleri gösteriyor fakat peki sormazlar mı adama yaz dönemi o kadar transfer yaptınız da ne oldu diye? Bu sefer hata yapmayacağınız ne malum diye?

Ayrıca değişmeyen kadrolarla istikrar sağlamak çok daha mümkün. İlk yarının ancak son haftalarına gelindiğinde takımların kadrolarını daha iyi kullanmaya, daha iyi futbol oynamaya başladıklarını hatırlayalım mesela.

Ama tabii kuralların her kulübe eşit uygulanması gerektiği gerçeği de var ki o da başlı başına büyük sorun. Çünkü kuralların delinmesinde ve yan yolların geliştirilmesinde uzmanız biz. Nasıl olsa denetleyen kimse de yok. 

Son dönem çok konuşulan, devlet kontrolündeki şirketlerin sponsorluklarıyla desteklenen kulüplerin ayrıcalıklı durumu da başka bir sorun. 

Ne ki tüm bunların oluşmasının ve bugünlere gelinmesinin asıl nedeni kulüplerin adam gibi yönetilmemesi. Ve kulüplerin günbegün daha çok yardıma muhtaç hale getirilmesi. Dolayısıyla siyasilere kapılarının çalınması. Sonra ne kadar yakınsanız boşuna artık. 

Kimse teşvik edici tedbir uygulama peşinde değil. Sistemi kökten değiştirici adımlar atmaya kimse yanaşmıyor. Sanki bu hastalıklı yapı sürsün isteniyor.

Ülkede bir federasyon da var galiba. Ama sadece limit koymaktan, engel çıkarmaktan, teşvik edici tedbirlere zaman bulamıyor galiba. Ya da teftiş fırçası anlamında “çalıştaylamakla” meşgul.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kim çürümüş? 18 Nisan 2024
Süper kriz 11 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları