Gülengül Altınsay

Oku Sergen oku

03 Aralık 2020 Perşembe

“Futbol kitapları değil, oyunu okuyorum ben” demiş Sergen Yalçın derbinin hemen arkasından. Ve futbola dair okuma-inceleme işinin zaten ekibi tarafından yapıldığını söylemiş. Şaşırmadık, çünkü Sergen Yalçın lafı dolandırmayan biri. Kitap okumuyorsa “Okumuyorum” demekten çekinmez. Ve şimdi Sergen Yalçın’ın kitap okumaması meselesi gündeme oturuverdi. Hem de çok önemli bir derbi galibiyetinin ardından.

Derbi mimarı

Derbi mimarıOysa ki Fenerbahçe -Beşiktaş maçının umulanın aksine Beşiktaş’ın üstünlüğünde geçmesinde Sergen Hoca’nın payı büyük.

Zaten maç öncesi yazımda, ilgimin saha kenarında Sergen Yalçın ve Erol Bulut üzerinde olacağını, bu iki genç teknik direktörün taktiksel yarışını merakla beklediğimi yazmıştım. Sergen Yalçın her şeyden önce takımına aşıladığı “dinamik ve cesur” oyunla ne kadar etkili olduğunu gösterdi maçta. Beşiktaş’ın yaklaşık 50 dakika 10 kişi oynamasına rağmen oyun düzenini bozmaması da takdire şayan.

Ben Beşiktaş’ın kâğıt üzerinde rakibine göre eksik olmasına rağmen bu kadar rahat olarak bir derbiye çıktığını ve 90 dakika tutumunu değiştirmediğini çok az görmüşümdür.

Yalçın’ın skor üstünlüğünü -üstelik 10 kişi kalmış oluğu halde- korumak için “oyunu tutmak” gibi saçmalıklara girmemiş olması belki de en önemli nokta.

Daha başlangıç

Şimdi daha geniş açıdan bakalım konuya… Beşiktaş’ın iyi oyununda, toplama takım Fenerbahçe’nin son derece durağan ve pasif oyunun da etkisi yok mu? Transferle maç kazanılmıyor çünkü.

Sonra puan cetveline bakıyorsunuz, Beşiktaş 1 maç eksiğiyle 4 puan gerisinde Fener’in. Liderin de 7 puan… Yani daha yapacak çok iş var.

Şimdi gelelim Yalçın’ın röportajına…

Sergen Yalçın futbolcu olarak Beşiktaş’a ikinci kez geldiğinde ve şimdi teknik direktör olduğunda çok sevinmiştim. Çıplak gözle izlediğim en yetenekli oyuncuydu o benim için. (Bu arada Zidane’ı izlediğimi ama Messi’yi izlemediğimi belirteyim.) Beşiktaş’a teknik direktör olacak kapasite ve deneyime de sahipti bence.

Ancak Beşiktaş hocalığı Yalçın için sonuç değil başlangıç. İz bırakmak ve teknik direktör olarak kulüp tarihine geçmek için bir F.Bahçe galibiyeti, hatta bir şampiyonluk yetmez.

Yalçın’ın ilk “destansı Kadıköy galibiyetinden” hemen sonra medyaya uzun uzun konuşmasını garipsediğimi belirteyim önce. İyi bir medya yönetimi olmamış.

Ayrıca, iyi bir teknik direktör olabilmek için oyunu okumak gerekir tabii de, iz bırakan bir hoca olmak için sadece bu yetmez. Oyunu kurmak, takım yaratmak ve böylece sürekli başarılar elde etmek gerekir.

Sergen Yalçın’ın oyuncu olarak da, teknik adam olarak da oyun zekâsına diyecek yok. Ama her işi zekâyla çözmek bir yerde yetmeyebilir. Bilgiyle, vizyonla, okumayla, öğrenmeyle daha da parlar zekâ. Sadece futbol kitapları değil, her türlü kitap okuyarak üstelik. Yıllarca öğretmenlik yaptım. Ve öğrencilerime hep “Okuyun, ne bulursanız ne hoşunuza gidiyorsa okuyun” dedim. Özellikle de zeki öğrencilerime… Hangi alanı seçerlerse seçsinler zekâlarını daha etkili ve sürekli kullanmaları için.

Daha PAF takımından beri zekâsına hayran olduğum Sergen Yalçın’a da, “Oku” deme hakkım olsun.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kim çürümüş? 18 Nisan 2024
Süper kriz 11 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları