Gülengül Altınsay

Sorunlar ve fırsatlar

15 Kasım 2021 Pazartesi

Bir panik havası var. Geçen sezonun tam aksine bu sezona mutlak favori takım olarak giren son şampiyon Beşiktaş kendisinden beklenenin çok altında bir görünüm içinde çünkü.

Oysa  geçen sezonun çifte kupalı Beşiktaş’ı -belki de bundan böyle uzun bir süre gidemeyeceğimiz- Şampiyonlar Ligi’nde ses getirebilmek için yeni transferlerle takımı güçlendirmeye çalışmıştı.

TAKIM DEĞİL İSİMLER 

Ne var ki bu transferler masa başı transferleri oldu daha çok. Yani takıma uyum sağlayabileceğinden emin olmadan teorik olarak iyi bilinen, isim yapmış oyuncular alındı. Kimse Bathsuayi’nin, Teixeira’nın, Pjanic’in kariyerine bir şey söyleyemez mesela. Ama sezon başladığında hâlâ transferler bitmemişti. Hatta Sergen Yalçın’la bile sözleşme hâlâ uzatılmamıştı. Kısacası her şeye çok geç kalındı. Oysa  uyum bir takımın olmazsa olmazı. 

Beşiktaş’ta buna bir de ardı arkası gelmeyen sakatlıklar eklendi ki zaman zaman Sergen Hoca ilk 11’i oluşturmakta bile zorlandı. Ve o çok önemsediğimiz Şampiyonlar Ligi’nde ilk kez takımda oynayanlar mı dersiniz, ilk kez bir arada oynayanlar mı dersiniz, her türlü yapılmaması gereken şey yapıldı. Fakat ilginçtir; mesela Ajax’a karşı, özellikle 2. yarıda oynayan genç kadro korkulanın aksine hiç de fena oynamadı. Buradan da şu sonucu çıkarabiliriz: Takımda uyum derken birlikte uzun süre oynamak dışında bir de birbirine denk oyunculardan kurulu olmak önemli. 

HAZIRLIK VE ÇALIŞMA

Tabii Beşiktaşlı futbolcuların yaşlarının fazla olmasının da etkisi var ortaya çıkan tabloda. Gelen isimli futbolcular zaten önceki sezon fazla maç yapmamış. Maç kondisyonları düşük. Nitekim Beşiktaş’ın starları 90 dakikayı çıkaramıyor. Bunlara 3 günde 1 maç trafiğini ve de Beşiktaş’ın yıllardır süren maç fikstüründeki şanssızlıkları(!) da ekleyin. En son Trabzon maçı mesela? Cumartesi yerine pazar günü oynanamaz mıydı? Beşiktaş-Galatasaray derbisi bile Galatasaray’ın perşembe günü maçı var diye pazartesi günü oynanmadı mı? 

EŞİTLİK ADINA EŞİTSİZLİK

Aslında bu memlekette buralara, yani kuralların herkese aynı uygulanmaması meselesine girersek hiç çıkamayız. Hele hele hakemlerin kuralları canları nasıl istese öyle uygulaması meselesine. Neyse ki artık günümüzde hiçbir şey saklı kalamıyor. Sadece şu kadarını söyleyeyim: Bazı camialara yaslanıp bazılarını karşısına alanlar umarım bir gün pişmanlık duymazlar. Çünkü insan yaşarken nelerle karşılaşacağını kimlerin anlayışına, merhametine muhtaç kalacağını hiç bilemiyor da.

FIRSATLAR

Konumuza dönersek, anlaşılan Beşiktaş’ın masa başı transferleri pek iyi sonuç vermedi şimdiye kadar. Ama belki 2 ay sonra takım çok daha iyi hale gelecek. Ne var ki artık Şampiyonlar Ligi için çok geç... En azından bundan sonraki maçlar uyumlu, genç ve dinamik bir takım oluşturmak için fırsat olamaz mı?

Ligde ise şampiyonluk için rakiplerinden birkaç gömlek daha iyi olmalı Kartal. Verilmeyen penaltılara, nizami gollerinin iptaline, aleyhte gidilip lehte gidilmeyen VAR’lara filan takılmadan çok daha fazlasını yapabilecek seviyeye çıkması lazım Beşiktaş’ın. Çünkü bu ülkede bazıları için yol daha yokuşlu. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kim çürümüş? 18 Nisan 2024
Süper kriz 11 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları