Hikmet Altınkaynak

Kız doğursun analar!

13 Mayıs 2021 Perşembe

Anneler Günü kutlanırken bir yandan da İstanbul Sözleşmesi’nin 10. yıldönümü kutlanacaktı ki bir gece yarısı Türkiye’nin sözleşmeden çekildiği, 1 Temmuz’da da bunun yürürlüğe gireceği haberi kadınları, kadın hakları savunucularını ayağa kaldırdı. Sevinç, öfkeye döndü.

Kadın hakları savunucuları deyince, erkeklerden ilk akla gelen hukukçulardan olan Eray Karınca’yı anımsadım ve onun kitaplarını...

Yazar, avukat Eray Karınca, yargıçlık yaptığı yıllarda Milliyet gazetesinin, Örsan Öymen anısına düzenlediği 2010 yılı inceleme/araştırma yarışmasını Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Önlenmesi başlıklı çalışmasıyla ve gazetemizin 2011 Yunus Nadi Sosyal Bilimler Ödülü’nü de Kız Doğursun Analar adlı incelemesiyle (Bilgi Yayınları, 2011) kazandı. 

Verdiği mahkeme kararlarında olduğu gibi, bu yapıtlarında da kadına karşı şiddet ve ayrımcılığa karşı çıktı, kararlarını uygulattı, kadın haklarını savundu. 

Sorularla Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet adlı bir kaynak kitap yayımladı, toplumu aydınlattı. 

Eray Karınca yanı sıra, Prof. Dr. Feride Acar, Gülsün Bilgehan, Nazan Moroğlu, Prof. Dr. Necla Arat, Canan Arın, Hülya Gülbahar, Aylin Nazlıaka, Canan Güllü vb. avukat, yazar, akademisyen, aktivist ve siyasetçilerle baroların, STK’lerin büyük çabalarıyla ilk kez iktidarla, muhalefet anlaştı, kısa adı İstanbul Sözleşmesi olan uluslararası bir yasa, oybirliğiyle TBMM’den geçti. Türkiye bununla gurur duydu.

Türkiye sözleşmeyi onaylayan 45 ülkeden ilkiydi. Böylece “aile” korunacak, kadın ve erkeğe eşit davranılacaktı. 

Ne var ki hukuk tam olarak uygulanmadı, bu yüzden kadına şiddet durdurulamadığı gibi, cinayetler de artarak sürdü. Bunu da küçük bir grup, İstanbul Sözleşmesi’ne bağlamaya çalıştı. Gündeme gelen erken seçim ve koltuğunu düşünenler yüzünden bir tek imzayla Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden çekiliverdi! 

İnanılır gibi değil! 

Bu arada uluslararası bir yasanın, tek imzayla yürürlükten kaldırılamayacağı biliniyorken, iptali için Danıştay’a başvurulmuşken, toplum koro halinde “İstanbul Sözleşmesi yaşatır, İstanbul Sözleşmesi aydınlatır. Vazgeçmiyoruz!” derken, şimdi umutlar hukukun vereceği karara kaldı.

Anneler Günü

Oysa kadınlar, her toplumda yaşamın devamlılığını sağlayan, saygı duyulması, eli öpülmesi gereken insanlar değil mi? Evin direği değil mi? Korunması gerekmez mi?

Geçen pazar Anneler Günü kutlanırken şehit annelerini, salgın yüzünden yaşamını yitiren anneleri, Cumartesi Anneleri’ni, çocuğunu doyuramayan, sağlıklı yaşam hakkından yararlanamayan anneleri anımsadım.  

Özellikle aile içi ya da toplumda şiddet gören, canını veren anneleri düşündüm. Ben de bunun için “kız doğursun analar” dileğinde bulunmak isterim. Sayıları çoğalsın, yönetici konumuna gelsinler ki ataerkil baskıdan kurtulsunlar, haklarını savunsunlar, alsınlar, isterim. 

Çünkü ataerkil, geleneksel toplum olmanın getirdiği yanlış eğitim, bilgisizlik, toplumu karanlığa sürüklüyor; siyasetçiler de “koltuk sevdası” için aldanıyorlar, aldatıyorlar!?

Oysa tarihimizde kadının yeri her zaman için saygındı, eşitti, işte aşta, savaşta barışta, erkeğiyle el eleydi. Kurtuluş Savaşı’ndaki yiğit kadınları, günümüzdeki Cumhuriyet kadınlarını düşünelim.

Rıfat Ilgaz’ın 110. yaş gününde

 Rıfat Ilgaz’ın 110. yaşı, Anneler Günü’nden bir gün önce Halk TV’de Serhan Asker’in Görkemli Hatıralar programında Cide’den canlı yayında kutlanırken, oğlu Aydın Ilgaz, babasının roman kahramanı Halime Kaptan’ı anlattı. Mehmet Eşref Mutlu’nun, Şükrü Genç’in, Remzi Şen’in ve video ile Ekrem İmamoğlu’nun katıldığı bu değerli anmada, Rıfat Ilgaz’ın Halime Kaptan (İşkültür Yayınları) romanını okuyan bir çocukla arasında geçen ilginç konuşmayı ve romanın konusunu aktardı. Kurtuluş Savaşı’nda tüm erkeklerin savaşa katıldığını, bir köyde yaşlılar, kadınlar ve çocuklar kaldığını, bu nedenle Halime Kaptan’ın erkek kılığına girerek oğlu ve iki tayfasıyla geçimini sağlamak için sandalla Karadeniz’e açıldığını, erkekler gibi düşmana karşı koyduğunu, İnebolu’ya cephane taşıdığını, ayrıca bu tutumuyla da savaşanlara aynı zamanda umut taşıdığını anlattı.

Eray Karınca’nın eline, yüreğine sağlık. Ben de diyorum ki işte bunun için kız doğursun analar, işte bunun için İstanbul Sözleşmesi yaşatır, aydınlatır.

***

Bugün bayram, herkese sağlıklı, mutlu bayramlar diliyorum. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları