Hikmet Altınkaynak

Orhan Veli...

12 Kasım 2020 Perşembe

Orhan Veli’yi tanımayan var mı? Edebiyata, şiire ilgi duyan herkesin tanıdığı bir şair. Ona bu denli yaygın bir ün sağlayan, şiirlerinin sevilmesi değil mi? Şiirlerinin ezberlenmesi. Belleklerde yer etmesi... Bir roman kahramanı gibi sevilmesi değil mi? Haluk Oral kitabına Bir Roman Kahramanı Orhan Veli (İşkültür Yayınları, 2016) adını boşuna vermedi.

İki gün sonra onu aramızdan ayrılışının 70. yıldönümünde anacağız. 36 yıl gibi çok genç yaşta ölümle karşılaşmasaydı, kim bilir daha ne güzel şiirler yazacaktı!

Orhan Veli’nin yaşamı, şiirleri gibi renklidir. Arkadaşı Muvaffak Sami Onat’a yazdığı mektupta kendini şöyle özetler: “1914’te doğdum. 1 yaşında kurbağadan korktum. 2 yaşında gurbete çıktım. Yedisinde mektebe başladım. 9 yaşında okumaya, 10 yaşında yazmaya merak sardım. 13’te Oktay Rifat’ı, 16’da Melih Cevdet’i tanıdım. 17 yaşında bara gittim. 18’de rakıya başladım. 19’dan sonra avarelik devrim başlar. 20 yaşından sonra da para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendim. 25’te başımdan bir otomobil kazası geçti. Çok âşık oldum, hiç evlenmedim. Şimdi askerim.

Garip ile yıldızlaştı

Orhan Veli’nin yaşamındaki diğer dönemeçler de şöyledir: Askerlikten önce İstanbul Üniversitesi’nde iki yıl felsefe okudu, bitirmeden bıraktı. Öğretmen yardımcılığı, PTT Genel Müdürlüğü’nde memurluk ve Bolayır’da yedek subay olarak askerlik yaptı. Sonra Ankara’ya yerleşti. MEB Tercüme Bürosu’nda çevirmenliğe, arkadaşlarıyla Yaprak dergisini çıkarmaya başladı.

Orhan Veli’nin lise öğrencisiyken yazdıkları/yayımladıkları ayrı tutulursa edebiyat yaşamına 1936’da Varlık’ta şiir, Ulus’ta yazı yayımlayarak adım attı. Başka dergilerde de şiirleri, yazıları, çevirileri basıldı. Şiirleri uyak ve ölçü tanımayan özgün şiirlerdi. Yaşarken Garip (ortak ve ayrı basım), Vazgeçemediğim, Destan Gibi, Yenisi, Karşı adlarıyla çıkan kitapları ölümünden sonra Bütün Şiirleri (haz. Asım Bezirci, Can Yayınları), çevirileri de Bütün Çevirileri adıyla yayımlandı. Masallar, fabllar, tiyatro çevirileri çıktı.

Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile 1941’de çıkan Garip adını verdikleri kitapla ününü pekiştirdi.

Önsözü, Fransız gerçeküstücü şair André Breton’un 1924’te kaleminden çıkan “Gerçeküstücülük Bildirgesi”nden esintiler taşıyordu. Bu da Türk şiirine “Garip Akımı” ya da “Birinci Yeni” diye adlandırılan bir şiir akımını doğurdu.

Orhan Veli şiiri deyince

Nâzım Hikmet’in şiirde yaptığı devrimden yirmi yıl kadar sonra işte Orhan Veli öncülüğünde yeni bir şiir anlayışı yaratılıyordu. Bu şiir de tıpkı Nâzım Hikmet’in şiirde yaptığı gibi önce yıkıcı, ardından yapıcı oldu. Eskiye ait olan her şey atıldı, söz sanatları, eski sözcükler, şairanelik bir yana bırakıldı. Edebiyatı edebiyat yapmaktan kurtaracaklardı! Paul Éluard’ın deyişiyle de “kafayla okunan” şiirler yazılacaktı!

Ama çok eleştirildi. Şiirin imgesiz, sanatsız olamayacağı ortaya kondu. Bu nedenle Orhan Veli, Garip’in 1945’te yapılan 2. basımında kimi ilkeleri değiştirdi, bunu da geçen zamana bağladı. Artık onun şiirinde de söz sanatlarına, gerçekçi, toplumcu özelliklere yer veriliyordu.

Garip şiirinin etkisi altında yalnızca okurlar değil, tüm şairler de kaldı, böylece Orhan Veli yıldızlaştı, yenilik hareketi büyüdü. 1940-1954 yılları arası, “İkinci Yeni” sahneye çıkana kadar etkin bir sanat akımı oldu.

Sıradan insanın hikâyeleri

Orhan Veli’yi roman kahramanı yapan şiiri halklaştırması, sıradan insanın hikâyesini, çok kısa, çok yalın yazmasıdır. O sıradan insanın bastırılmış sorunlarını değişik yaklaşım ve anlatımlarla anlattı. Yeni bir edebiyat beğenisi yarattı. Şiirde aşk, sevda, özlem gibi klişe kuralların dışına çıktı. Nasır, cımbız, atom bombası, sol el, sokak kedisi, ciğercinin kedisi, Süleyman Efendi, Montör Sabri, şoförün karısı, Süheyla, Eleni, Melahat, Dalgacı Mahmut, Halime, Vesikalı yâr, Altın dişli, Sicilyalı balıkçı, şiirini yazdığı nesneler ve kişiler oldu.

Çok sevildi, çok öykünüldü, şiirimizde büyük bir iz bıraktı.

Onu siyasetçileri eleştirdiği kısacık “Vatan İçin” adlı şiiri ile selamlamak, edebiyatımıza katkıları için teşekkür etmek ve aramızdan ayrılışının 70. yılında sevgiyle, özlemle anmak istiyorum.

VATAN İÇİN

Neler yapmadık şu vatan için!

Kimimiz öldük;

Kimimiz nutuk söyledik.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları