F.Bahçe-Giresun maçı yorumumda önceliği teknik direktör kıyımı ve yaşanan sakatlıklara vermiştim. Sakat sayıları her gün artıyor. Tuhaf bir durum var ortada. Maç, antrenman sahaları toprak ve zımpara gibiyken dahi bu kadar sakatlık yaşanmamıştı. Konuyla ilgili değerli bir hocam arayıp, “Rıza Çalımbay Beşiktaş’ta 16 yıl oynadı sakatlandığını hatırlamıyorum. Ama neden? Hepsi o zaman genç ve zıpkın gibiydi. Ya şimdikiler? Çoğu yaşını başını almış yorgun savaşçılar. İşte sonu da böyle oluyor” dedi. Beşiktaş’ın 11 olan sakat sayısı Altay maçıyla 14’e yükseldi. Sergen Yalçın, 3 veya 4’ünün Ajax maçında oynayabileceğini söyledi. Tam iyileştiler mi acaba? Teknik direktör günü kurtarayım düşüncesinde olabilir ama ya futbolcunun geleceği? Baskı yapılarak oynatıldığını söyleyen çok futbolcu duymuştum. 

F.Bahçe, Hatay’a 6 eksikle geldi. İki takımdan hangisi kazanırsa lider olacaktı. Sarı-Lacivertliler, ilk yarıda istediği skoru Rossi ve Novak’ın golleriyle aldı. Valencia, F.Bahçe’nin en iyisi. Peki yeni transfer Berisha ne iş yapar? Sanki futbol oynamaya değil gezmeye gelmiş. Böyle golcü olmaz, önünden geçen topa ayağını uzatamıyor. Taraftarlar sosyal medyadaki tepkisinde haklı. F.Bahçe, santrforuna bir türlü kavuşamadı. Son dönemde forvette iyi olarak aklımda kalan Webo, Sow, Fernandao ve Muric var. Hatay’ın bir pozisyonunda Kim’in elle müdahalesi tartışılır. Önce temiz diye gördüm, ikinci kez baktım elle oynama var. Hakemler gözden kaçırmış. Hatay’ın Süper Lig’deki 2. yılı. İstikrarını sürdürüyor. Sahası güzel, seyircisi temiz. Ömer Erdoğan beğendiğim teknik direktörlerden. S.Louis’in golünde kaleci Altay yine hata yaptı. F.Bahçe kazandı, liderlik koltuğuna oturdu. Bakalım burada ne kadar kalacak? Şimdi sıra geldi Avrupa’ya; Sarı-Lacivertlileri perşembe günü Kadıköy’de zorlu Olympiakos maçı bekliyor.