İlhan Selçuk

'Divan Nadi'nin Sırrı?..

04 Kasım 2009 Çarşamba

PENCERE

İLHAN SELÇUK

‘Divan Nadi’nin Sırrı?..

Divan Oteli 50’nci yaşını kutladı, çağrılıydım, ama törene gidemedim, toplantıya ilişkin haberi Cumhuriyet’te okudum...

Okuduklarımdan birkaç satır aktarıyorum:

“...Türk özel sermayesiyle kurulan ilk otel olan Divan, 1956’dan başlayarak İstanbul’un sosyal hayatında önemli bir yer edindi.”

Divan Grubu Başkanı Semahat Arsel, otelin Yahya Kemal’den Nadir Nadi’ye, Attilâ İlhan’a dek Türk kültür ve sanat dünyasının buluşma noktası olduğunu söyleyerek eklemiş:

“- Bütün Babıâli burada toplanırdı. Nadir Nadi en sık gelen isimler arasındaydı. Öyle ki Divan’ın adı ‘Divan Nadi’ diye anılır olmuştu.”

Divan artık ülke çapında bir gruba dönüşmüş ve yurtdışına da açılmış...

Nereden nereye?..

*

İstanbul’da İkinci Dünya Savaşı ertesine dek dört ünlü otel vardı: Perapalas, Tokatlıyan, Tarabya, Parkotel...

Divan, Taksim İnönü Parkı’nın karşısında açıldı; Hilton’a doğru yürürken üç apartıman sonrasında Nadir Nadi oturuyordu.

Peki, Semahat Arsel’in dediği üzre Divan Oteli neden Divan Nadi diye anılırdı?

Sorunun yanıtı bir sırdır; ancak bugün açıklanabilir...

*

O yıllarda Babıâli vardı..

İstanbul’da trafik sorunu yoktu..

Akşamüstü gazetelerden çıkan ünlü yazar, çizer, gazeteci, edebiyatçı takımı çoğunlukla Divan’ın barında toplanmayı severlerdi; ayaküstü bir tek atmak usuldendi...

Çetin Altan, Doğan Nadi, Mücap Ofluoğlu, Baki Süha Ediboğlu gibi nice dostu vakt-i kerahette Divan’ın barında görebilirdiniz; iç açıcı bir yerdi burası; doğrudan meydana açılır, karşıdaki parkın yeşilliğine bakardı; yazar, gazeteci, sanatçı takımı da bir kadehin buğusunda insanlık, dünya ve siyaset üzerine yarenliği koyulaştırırlardı...

*

Divan’ın barında görev yapan Avni herkesin huyunu suyunu, ne içeceğini bilirdi...

Nadir Nadi haftanın kimi günü uğrar, oturmaz, barın kenarında ayakta, durgun, sessiz, dikkatli, viskisini yudumlar, belli bir süre sonra ayrılır; üç blok ötedeki evine yürüyerek gider...

Kapıyı Berin Nadi açar...

Berin Hanım, Nadir Bey’in gazeteden çıktıktan sonra Divan’da mola verdiğini bilmez, eşine evde ilk kadehi sunduğunu zanneder...

Kimi zaman Divan’dan ben de Nadir Bey’le ayrılırım, evde Nadi’lerle otururken ser verip sır vermem...

Berin Hanım bu sırrı hiç öğrenemedi; Divan’ın neden Divan Nadi diye anıldığını da bilemedi.

*

Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer...

Bir gün Divan fiyatlara zam yaptı, Doğan Nadi ateş püskürdü. Kararı protesto için Parkotel’e -bir süre için- taşındı...

Ama, Nadir Nadi Divan’daydı...

Şimdi ikisi de anılarda...

O günlerde Divan’da konuşulanlar, tartışılanlar, dile gelen nükteler, çıkan zekâ kıvılcımları, patlayan kahkahalar, söylenen şiirler, bir kadehin buğusunda sıcaklaşan dostluklar göğün bilmem ki kaçıncı katına istif edilmiştir?..

(18 Ocak 2006 tarihli yazısı)
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları