Önümüz Bahardır

26 Aralık 2020 Cumartesi

Doğadaki en uzun geceyi beş gün önce geçtik. Günler, dakika dakika uzayacak. Önümüz bahar...

Hep bahar olarak bakmalı yaşama...

Geçmişin birikimi, günün bilinci, geleceğin umuduyla...

Hepimiz, sersem sepelek bir süreçten geçtiğimizin ayrımındayız.

Cumhuriyetçiler, uygarlık yanlıları, çağdaş yaşamı içselleştirenler, insanlığın yüzyıllardır biriktirdiklerinin ayrımında olanlar; her yaşta ve koşulda okumanın, öğrenmenin, aydınlanmanın, sorgulayarak gerçeğe ulaşmanın ve insancı doğruda direnmenin coşkunluğuna ulaşabiliyorlar.

Bu, çok önemli bir güçtür. 

Örneğin, Cumhuriyet gazetesi ile dayanışan ilanların altındaki imzalardan çok anlamlı bir sonuç çıkıyor:

Cumhuriyetin kurduğu okullardan çıkmış binlerce yurtseverin yürek atışını duyumsuyorsunuz onlarda. Her meslekten, her iş alanından, emeğin bin bir gözeneğinden süzülen bir kardeşlik ve dayanışma ağı. Devrimi sürdürmekte kararlı örgütlerden yükselen, unutturulmak, silinmek istenen değerleri sahiplenen bir ulusal halk gücü. Kıyıcı, kötücül ortama karşı var olmayı sürdüren bir yurtsever direnç.

Salgının kuduz bir yabanıl hayvan gibi insanlığın üstüne atıldığı bu ortamda, insancı duygularını paylaşmayı, zorlukları alt etmeyi ve dayanarak yaraları onarmayı önemseyen bir algının yükselişini simgeliyorlar...

İnanın ve güvenin: Salgına karşı bilimsel çözümden sonra, zorbaca yönetime karşı demokratik çözüme de geleceğiz. Kurtulacağız illetten.

Önümüz bahardır, önce zerdaliler açacak!

SAHTE SİYASET

Arkadaşımız İklim Öngel, önemli bir gazetecilik yaparak Saray’ın gözdelerinden, güreşçi Hamza Yerlikaya’nın sahte diploma kullandığına ilişkin 2001’de verilen mahkeme kararını haberleştirdi.

Bu karara karşın aynı Hamza Yerlikaya, AKP’den milletvekili de yapıldı, kamu bankasında yönetim kuruluna da oturtuldu, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı’na, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcılığı’na da atandı.

İşte böyle bir ülkede hukuk reformu yapacaklarmış.

Bizim bildiğimiz, var olan bir şeyin reformu yapılır.

EŞİTSİZLİĞİN PEŞİNDEKİLER

Üniversiteleri fuhuş yuvası olmakla suçlayan “Prof.” sanlı Ebubekir Sofuoğlu’na İstanbul Edebiyat Derneği (İSEDER) sahip çıktı. 

İSEDER, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Fatih Belediyesi’ne özgülediği, belediyenin de derneğe bıraktığı Ataullah Efendi Sıbyan Mektebi’ni merkez edinmiş.

İSEDER’in başkanı Mehmet Yaman, May Atkı’nın sahibi ve daha çok gençlerin taktığı Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Bursaspor ve Trabzonspor gibi takımların lisanslı atkılarını üretiyor. Bilim Koleji’nin de ortağı.

İnsan ilişkilerine nasıl baktığına ilişkin bir örnek vermek, İSEDER ile ilgili okuyucularımıza yeterli bir ipucu verir sanırız.

Dernek, geçen mayıs ayında yaptığı açıklamada, salgında “sosyal mesafe” yerine “fiziki mesafe” denmesini önerdi. Gerekçe olarak verdiği örnek dikkat çekiciydi:

Aynı ortamda çalışan doktor dışındaki bir sağlık görevlisi ile doktor arasındaki fizikî mesafe çalışma şartlarının gereği neredeyse sıfır düzeyindedir. Ancak doktorun sağlık görevlisine göre; gelir, statü, eğitim seviyesi ve toplumda etkililiği açısından önemli farklılıklar vardır. İşte bu farklılıkların ortaya koyduğu mesafeye ‘sosyal mesafe’ veya ‘toplumsal mesafe’ denmektedir.

Salgın mücadelesinde omuz omuza çalışan insanları bile eşitsiz kılmaya çalışan bir kafa...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları