Jale Özgentürk

Pandemi sonrası korkusu

15 Ocak 2021 Cuma

İŞTEN ÇIKARMA YASAĞI VE KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNİN SONA ERMESİNDEN SONRA İSTİHDAM KRİZİ BÜYÜYECEK

Aşı uygulamalarının başlaması ile normalleşme dönemlerinin yakınlaşması zor durumdaki şirketler ve çalışanlarda yeni endişeler yaratıyor. Yüzde 30’lara yaklaşan işsizliğe, işten çıkarma yasaklarının kalkmasıyla yeni işsizlerin katılması gündemde.

Türkiye uzun bir süredir işsizlik problemi yaşıyor. Pandemi bunun tuzu biberi oldu. TÜİK’e göre Türkiye’de işsız sayısı 4.5 milyon, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun araştırmasına göre ise geniş tanımlı işsiz sayısı 9.7 milyon. 

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) standartlarına göre hesaplanan geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 27. Araştırmaya göre pandeminin yarattığı istihdam kaybı en az 2 milyon 246 bin. Pandemi döneminde hükümetin kısa çalışma ödeneğinden yaklaşık 3.5 milyon kişi yararlanıyor. 

İstihdamı korumak için pandemi süresince işten çıkarma yasakları da uygulandı. Ancak şimdi aşı uygulamalarının başlamasının ardından normalleşme sürecine adım adım geçilmesi gündemde. Bu da verilen desteklerin adım adım kaldırılması demek. 

Çalışanların endişesini artıran olay pandemi sürecinde kredi, borç SGK primleri gibi ötelemelerle gemiyi yüzdüren birçok şirketin uygulayacağı politikalar. Bu konu iş dünyasının gündeminde. 

TÜSİAD’ın geçen hafta düzenlediği bir webinar’da istihdam politikalarının artık tamamen değişmesi gerektiği belirtilmiş ve “Çalışma hayatı, içinden geçen bu krizden sonra aynı olamaz ve olmamalıdır. Daha kapsayıcı, daha hızlı adapte olabilen, insana yakışır iş odağından vazgeçmeksizin uluslararası rekabette gücümüzü artıran katma değer yaratan küresel değer zincirinde avantaj sağlayan bir çalışma ortamını yaratabiliriz” yorumu yapılmıştı. 

Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu da zor durumda olan şirketlerin işten çıkarma yasağı bittikten sonra istihdam azaltmak zorunda kalabileceklerini söyleyerek “Devrimci bir istihdam politikası” belirlenmesini önermişti.

VERGİ YÜKÜ ÇOK

Pandeminin en büyük acısını ve yükünü çeken çalışanların bu endişelerine yönelik ne yapılması gerektiğini DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu’na sordum. Büyük sermaye şirketlerinin dışında çok sayıda küçük işletmenin zor durumda olduğunu anlatan Çerkezoğlu, asgari ücret belirlenmesinde bu işletmeleri düşünerek öneride bulunduklarını söylüyor. 

Yeni bir işsizlik dalgası yaratmamak için işletmeleri de kapsayan yeni politikalar belirlenmesinin şart olduğunu ekliyor ve şunları söylüyor: “Vergi sisteminde reform yapılmalı. Ücretlerin üzerinde ciddi vergi yükleri var. Elektrik, su, doğalgaz gibi pek çok üründe dolaylı vergiler çok yüksek. Çalışanlar için de tek çözüm sosyal devlet kavramının güçlendirilmesi. İşverene Hazine’den verilen prim desteği gibi desteklerin çalışanlara da verilmesini istiyoruz.” 

Çerkezoğlu’nun sosyal devlet kavramıyla dikkat çektiği gibi konu dönüp dolaşıp işsiz kalacak milyonlara belli bir gelirin sağlanmasında düğümleniyor. Adı ister “vatandaşlık temel geliri” ister “aile sigortası” ne olursa olsun pandemi sonrasına yeni bir istihdam politikası zorunlu görünüyor!

ABDİ İBRAHİM’İN AŞI İÇİN ORTAK ARAYIŞI SÜRÜYOR

Türkiye’de koronavirüs salgınına karşı aşılamalar çoğumuzda endişe ve çaresizlik duyguları içinde başladı. Çin’den ne kadar aşı gelecek, anlaşma yapılan 50 milyon dozu alabilecek miyiz, neden diğer aşılar için adım atılmıyor soruları eşliğinde Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca aşısını yaptırdı. Sürü bağışıklığı için 60 milyon kişinin aşılanması gerektiğini biliyoruz. 

Resmi olarak belirtilmese de hükümetin gözünün yerli aşılarda olduğu anlaşılıyor. Ancak yerli aşının ne zaman sonuçlanacağı ise belli değil. Atılabilecek adımlardan biri mevcut aşılardan birinin Türkiye’de üretilebilmesi. 

Türkiye’nin en önemli ilaç üreticilerinden Abdi İbrahim İlaç Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut geçen haftalarda yaptığı açıklamalarda Pfizer BioNTech aşısını üretebilmek için görüşmeler yaptığını söylemişti. Son durum nedir diye aradım. Barut, henüz yanıt alamadığını, Prof. Dr. Uğur Şahin’le görüşebilmenin mümkün olmadığını söylüyor. 

Türkiye’de aşı üretme izni alan Abdi İbrahim olarak mutlaka bu aşılardan birini üretmek istediklerini anlatan Barut, “Aşı izni alan birkaç firmadan biriyiz. Yatırım yapma kapasitemiz var. Japon ve İsviçreli ortaklarımız da istekli. Finansal olarak da imkânımız var. Şu anda Moderna ile bağlantılarımız da var” diyor. Barut, yeni teknolojiye sahip aşıların üretimi için ek yatırımların da hemen yapılabileceğini ekliyor. 

Türkiye’nin ekonomik krizden çıkışta en önemli sektörlerinden biri turizmde Avrupa aşı şartı getiriyor. Bu da aşılamanın bir an önce hızlanmasını gerektiriyor. Umarız kaygılarımız boşa çıkar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları