Partilerin yerel seçim ufku

24 Ağustos 2018 Cuma

Siyasetin süreç başlatan erkenci aktörü Bahçeli, yerel seçim stratejisini de yine herkesten önce açıkladı. Bayram namazı çıkışında, “kâğıt üzerinde ittifak yok” derken “özel koşullarda” mümkün olacağını da söylemekten geri durmadı. Özel koşullar dediği de muhalefet partilerinin bazı AKP’li belediyeleri almak için açık veya örtülü işbirliği yapma ihtimali. Erken yerel seçim seçeceğine soğuk durmakla birlikte, seçim atmosferinin başlama sinyalini Bahçeli vermiş oldu.
Açılışı Bahçeli yaptığı için, yerel seçim ufku konusuna MHP ile başlayalım: 24 Haziran seçiminin sürprizini yaparak iktidar blokundaki ağırlığını artıran MHP, ekonomik kriz nedeniyle iktidar bloku içindeki oy kaymasının devam edeceğini ve İYİ Parti tehdidinin iyice zayıfladığını umuyor. Bu yüzden, geleneksel olarak dezavantajlı olsa da yerel seçimlere kendi adaylarıyla girerek oy oranındaki artışı devam ettirmek istiyor. Unutulmasın ki, MHP ilk büyük popülerleşme atağını sürpriz biçimde bir yerel seçimle 1994 yılında yapmıştı.
AKP, giderek zorlaşan koşullar nedeniyle yerel seçimleri erkene almayı istediğini saklamıyor. Ancak, anayasa değişikliğine ihtiyaç duyulduğu için de başta MHP olmak üzere Meclis’teki diğer partilerden destek almadan bunu yapması zor. Ekonomik krizin hamaset örtüsü altında henüz tam hissedilmeye başlanmadan, saklanamayacak etkileri öncesinde seçimi geçmek istiyor. Çünkü, pragmatik tercihlerin öne çıktığı yerel seçimlere, 24 Haziran’da kullandığı “risk altında iktidar değişikliği macerasından kaçınma” kalkanından yoksun ve “ceza” riski altında gidiyor.
CHP, 24 Haziran ve kurultay tartışmaları travmalarının yerel seçim konjonktürü ile hızlı aşılacağı umuduyla, yine beklentileri ateşlemeye hazırlanıyor. Kılıçdaroğlu’nun Ankara ve İstanbul’un alınabileceğine ilişkin hedefi, muhalefet ittifaklarının zorunlu olduğu bir tabloyu işaret ediyor. İstanbul’da HDP’siz, Ankara’da İYİ Parti’siz seçim kazanmanın yolu görünmüyor. Küçük merkezlerde ise, yerel yönetimlerin bütçe kontrolünün Beştepe’ye alınmasının iktidar lehine ciddi etkileri olabileceğinin de hesaplanması gerekiyor.
İYİ Parti, sarsıntısı çok, çalkantısı bitmemiş kongresini tamamlamış ama kartları azalmış olarak yerel seçime ilerliyor. Yerel yönetimi alacak kadar yüksek bir oy potansiyelini çok sınırlı merkezde gösterebilen İYİ Parti’nin, kazanma umuduna oynama şansı düşük. Bu zayıflığının “Millet İttifakı” tazelemesiyle aşmasının önünde de ciddi politik engeller var. Çünkü, 24 Haziran sürecinde, ne kurulurken, ne ardından tutarlı ve kararlı biçimde arkasında duramadığı ittifakı seçmene değil kendisine bile anlatamadığı için işi şimdi daha zor.
Çok kritik bir hedef ve zorlu bir sınav olan kayyımlara verilen belediyeleri geri alma misyonu, HDP’nin öncelikli meselesi. Ancak, henüz geliştirici bir içerik kazanamamış olan iç tartışmalar, “bölge” genelinde yaşanan kısmi oy gevşemeleri ve seçim yaklaşınca artacak baskılar önemli engeller olarak ortada duruyor. Sadece bölgede alınacak oylarla sağlanacak toplam yüzdenin 24 Haziran’ın hayli gerisine düşme olasılığı, bazı belediyelerin kayyımdan alınamayıp AKP’ye teslimi gibi tehlikeler de tamamen gündem dışı sayılamaz.
Pek çok neden yanında, 24 Haziran sonucunu oluşturan önemli meselelerden biri, ittifakların mahcubiyet seviyesi oldu. Birbirlerine en yakası açılmadık şeyleri söylemiş olan iktidar partileri, mahcup olmadan niyetlerini açıkça söyledikleri için avantaj kazandı. Birlikte olmalarının da, birlikte yapacaklarının da farkını anlatamayan muhalefet ise kaybetti. Benzer bir tereddüt, aslında dezavantajlı görünen iktidara imkân, muhalefete de elindekilerden de olma riski getirebilir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eyvallah 10 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları