Mehmet Ali Güller

Gerileyen ABD, yükselen Çin

10 Aralık 2018 Pazartesi

Çin’in teknoloji devi Huawei’nin Mali İşler Direktörü Meng Wanzhou’nun Kanada’da gözaltına alınması, ABD-Çin ekonomi savaşının geldiği yeri işaret etmektedir.
Öncelikle belirtelim; günümüzde ülkelerin lider şirketleri ne enerji ne de finans şirketleridir. Artık liderliği teknoloji şirketleri yapmaktadır.
Huawei ise Apple ve Samsung’un tahtını sarsan dev bir Çin teknoloji şirketidir. Üstelik telefon üretiminden daha çok, dünyaya telekom altyapısı sunmasıyla asıl öne çıkmaktadır. Bu alanda da son yıllardaki atağı ile Kanadalı Nortel’in kapanmasına, ABD’li Lucent’in gerilediği için Alcatel’le birleşmesine, Ericsson’un ve yine ABD’li Cisco’nun pazar payının düşmesine neden oldu.
Kısacası dünyanın büyük çoğunluğunun telekom altyapısı artık Huawei oldu.

‘Serbest Piyasa Sosyalizmi’nin başarısı
Trump, işte dünyadaki bu gelişmeye karşı ABD’nin ürettiği bir “çözüm”dür: “Önce Amerika” diyen, kendisinin inşa ettiği serbest piyasa ekonomisine aykırı olarak gümrük duvarları ören, yani ithal edilen mallara yüksek vergi kesen, rakiplerine de müttefiklerine de ekonomik ambargo uygulayan, NATO’daki müttefiklerini ekonomik katkı payını artırması konusunda sıkıştıran, Ortadoğu’daki askeri varlığını Körfez ülkelerine finanse ettirmeye çalışan bir çözüm…
ABD’yi bu noktaya getiren, şu önemli verilerdir:
1. Çin’in dünya ekonomisindeki payı satın alma gücü paritesine göre 2017’den itibaren ABD’yi geçti.
2. Ucuz ve kalitesiz Çin malları” lafı rafa kalktı. Yüksek teknoloji ihracatında Çin yüzde 28’le liderliğe otururken, ABD’nin ihraç ettiği yüksek teknoloji mallarının oranı yüzde 16’ya geriledi.
3. Doların dünya ticaretinde payı düşmeye başladı: Komşular arasında ulusal paralarla ticaret eğilimi başladı, Çin liderliğinde yeni bir sepet paraya gidilmesi hazırlıkları yapılıyor.
4. Atlantik, kapitalizmin 2008 krizinden hâlâ çıkamadı: ABD’nin “serbest piyasa kapitalizmi” gerilerken, Çin’in “serbest piyasa sosyalizmi” büyümeye ve kalkınmaya devam etti.
5. Ekonominin ağırlık merkezi Atlantik’ten, Asya-Pasifik’e kaydı. Bununla paralel olarak Asya-Pasifik’in uluslararası sistemdeki siyasi etkisi hızla arttı.

Yeni ekonomik düzen
ABD emperyalizmi, şu dört sütun üzerinde yükselmiş ve kendi egemenliğindeki bir ekonomik düzeni kurmuştu: IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret örgütü ve dolar.
Şimdi Çin bir yandan bu sütunlar içindeki payını ve ağırlığını artırmaya çalışıyor, bir yandan da karşısında alternatiflerini inşa ediyor: Altyapı yatırım fonu, BRICS Kalkınma Bankası, Asya Altyapı Yatırım bankası, ortak para/ sepet para vb.
Yani Çin’in adım adım “yeni bir ekonomik düzen” inşa ettiği bir sürece girildi.

Savaşın cepheleri
İşte bu tabloyu okuyan ABD, Çin’e savaş açmış durumda:
1. Stratejik planda ABD Çin’i güneydoğusundan Japonya-Güney Kore-Filipinler-Tayland yayı ile Asya’yı ise geniş Hindistan-Avustralya-Japonya yayı ile kuşatmaya çalışıyor.
2. ABD, Çin’in “Kuşak ve Yol İnisiyatifi”ni engelleyecek şekilde pozisyon almaya çalışıyor.
3. Çin’in enerji ihtiyacına darbe vurmak için Ortadoğu’daki musluğu kontrolü altında tutmaya çalışıyor. (İran’a yaptırımlar da bu kapsamda okunabilir.)
4. ABD Çin’e karşı gümrük vergisi ve yaptırım uyguluyor.
İşte Huawei Mali İşler Direktörü’nün Kanada’da gözaltına alınması da, son aylarda “insan hakları” temelinde Uygur meselesinin Batı tarafından sürekli kaşınması da bu çarpışma içinde okunabilecek gelişmelerdir.
Fakat nafile, yeni bir dünya kuruluyor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Esad’ın analizi 25 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları