Meriç Velidedeoğlu

Tarihimizdeki bir yanıt

15 Kasım 2019 Cuma

Değerli dostlar, ABD Başkanı Trump, “T.C. Devletinin başında olan Erdoğan’a gönderdiği, “Türk Milleti”ni aşağılayan söylemlerle dolu olan mektubunu -bunlar yetmezmiş gibi- bir de, “Umarım anlarsınız!” diyerek noktalamış.

İşte bu mektuba yanıt vermek için Erdoğan ABD’ye, Beyaz Saray’a kadar gitti. (13.11.2019)

Bu yazı yayımlandığında, sanırım Erdoğan, Trump’a ulaşmış olacak.

Yine şöyle bir geriye dönüp bakalım diyorum.

Mondros Mütarekesi”nden sonra, “Osmanlı Devleti”nin Başkenti (Payitahtı) İstanbul’da cirit atan İngiliz subayları ile öteki yabancılar, daha da ileri gidip, “Nazır” (Bakan) ya da “Mebuslar”dan kimilerini tutuklamaya başlayacakları ortaya çıkınca, Atatürk de böyle bir tutuma karşılık olarak, aynı doğrultuda, aynı içerikte “yanıt” verilmesini ister.

Dolayısıyla, Anadolu’da bulunan yabancı subayların tutuklanmalarına karar verir.

Bunun için de Ankara, Konya, Sivas ve Erzurum’daki Kolordu Komutanları’ndan, İngiliz subaylarının tutuklanmalarını buyurur; gerekli tüm önlemlerin alınmasını bildirir. (Belge: 226/1-226/2)

Bu iki yanıt konusunda, gerek Atatürk’ün, gerekse Erdoğan’ın açıklamaları ile ilgili bir değerlendirme yapmak istenirse, önce “insan karakterinin oluşumunun, insanın yetişmesine dolayısıyle eğitimine bağlı olduğu”nu ileri süren, ayrıca kabul gören bu kuralı -ister istemez- anımsamak gerekir.

Öte yanda, AKP iktidarını onaylayıp sürmesini isteyenler, Erdoğan’ın tuttuğu bu yolu, bu yöntemi yürekten kabullenip Trump’ın mektubunu cebinde götürmesini alkışlarla destekliyorlar.

Gerek yerli televizyonlarda, gerekse dünya TV’lerinde, özellikle Batı’nın, ABD’nin TV’lerinde, Erdoğan’ı göklere çıkaran yorumlar birbiriyle yarışıyor.

Ülkemize gelince, “Mektup” konusunda muhalefetin görüşünü ilkin, “İYİ Parti”nin Genel Başkanı M. Akşener, Meclis’te dile getirdi: “Bu aziz millete yapılan hakaretin karşılığını cebine koy, git suratlarına çarp!” vurgulamasıyla da bağladı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da şunları söyledi Erdoğan’a: “Mektubu koyacak cebine Trump’a verecekmiş. Mektup taşıyacak pozisyonda mısın sen?

Çağıracaksın bizim Büyükelçi’yi, ‘Bu mektup Türk Milleti’nin şerefine leke düşürmüştür. Asla kabul etmiyoruz. Sahibine aynen iade et’ diyeceksin!

Değerli dostlar, bütün bunları yazarken, Atatürk’ün bu bağlamda yaşadıklarını da bir bir andım durdum; ilk aklıma gelen, İstanbul’da, “Amerikan güdümü”nü (yaptırımını) isteyenlerin başındaki ünlü yazar “Prof. Halide Edip Adıvar” oldu.

Halide Edip: Amerikan Senatosu’na, Türkiye’nin güdümünü (yönetimini), Amerika’nın üstlenmesini” isteyenlerin başındaki ünlü yazardı.

Halide Edip bunu, “Güdümü (yönetimi) Amerika’nın üstlenmesini” önerdiklerini, bir mektupla Atatürk’e duyurmuştu.

Bu doğrultuda olan düşünce sahiplerini, Atatürk Söylev’de (Nutuk) bir bir sayar.

Söylev’in sonunda, Atatürk’ün, halkına verdiği bir “öğüt” de yer alır.

Şöyle seslenir: “Baylar, sırası gelmişken, saygıdeğer halkıma, şunu öğütlerim ki: Bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki özmayayı çok iyi incelemeye dikkat etmekten, hiçbir zaman geri kalmasın!

Bundan sonra ne yazılabilir ki...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları