25 yıl ve daha fazlası

04 Temmuz 2018 Çarşamba

İstanbul Caz Festivali’nin sloganı “25 yıldır caz ve dahası.” Festival çeyrek asrını kutluyor. Açılış da bu 25 yılı taçlandıracak görkemdeydi. Yaşam Boyu Başarı Ödülleri caz müziğinin usta isimleri Nezih Yeşilnil, Şevket Uğurluer ve Balarası Ahmet’e verildikten sonra Türkiye cazının belli başlı solist ve toplulukları sahne aldı ki bu isimler birkaç eksikle son yarım yüzyılın panaromasını da oluşturuyor. Ateş Tezer, Ayşe Gencer, Ayşegül Yeşilnil, Ayhan Öztoplu, Ayşe Tütüncü, Barış Ertürk, Burak Cihangirli, Deniz Dündar, Emin Fındıkoğlu, Enver Muhamedi, Kerem Görsev, İmer Demirer, İlham Gencer, Neşet Ruacan, Nezih Yeşilnil, Nilüfer Verdi, Okay Temiz, Ozan Musluoğlu, Önder Focan, Sibel Köse, Şenova Ülker, Tamer Temel, Tuna Ötenel, Volkan Hürsever ve Yahya Dai o gece sahneye çıkıp unutulmaz saatler yaşattı. Uzun ama keyifli geceydi, bir daha gerçekleştirilmesi de kolay değil.
İstanbul Caz Festivali, 25 yıldır gerçekleştiriliyor ama İKSV’nin Türk izleyicilerini cazla buluşturması daha eski yıllara dayanır. Sanırım en az 10 -15 yıl daha eklemek gerek. Bu yıl kırk altıncısı gerçekleştirilen İstanbul Müzik Festivali, dünya cazının birçok büyük ismine programlarında yer verdi. Seksenli yıllardan itibaren de bu konserlerin takipçisi oldum.
1994’te de caz, İstanbul Müzik Festivali’nden ayrılıp bağımsızlığını ilan etti. Al di Meola, Boby McFerrin, Jan Garbarek, Herbie Hanckok, Keith Jarret, Miles Davis, Ray Charles hemen aklıma gelen isimler. Yaşayan efsanelerin çoğunu sahnede, canlı olarak izleme olanağına kavuştuk. Bugün İstanbul Caz Festivali’nin 25. yılını onurlandıran Türkiyeli cazcılar da bizlerle birlikte bu efsane isimleri izliyordu.
Gençlik heyecanıyla radarlarımız açıktı, cazın devlerinin konser sonrası nereye gidip jam session yapacaklarını öğrenir, bir yolla o mekânlara sızmanın yolunu bulurduk. 12 Eylül Darbesi’nin karanlığı sürüyordu ve İstanbul’da çok fazla mekân yoktu. Bunların caza özel önem vermesi dikkati çekicidir. Zihni, Ziya’nın Ortaköy’deki yeni mekânı, Bilsak’ın Yeniköy’deki yazlık yeri, Arnavutköy’deki Naima, Gayrettepe’deki Jazzino, Ece, Korukent Jazz Bar ilk aklıma gelen mekânlar.
Festivalin ana sahnesi Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda konseri izledikten sonra bu mekânlara dünya cazının devleri ile Türk cazcıların birlikte yaptıkları jam session’ları izlemeye giderdik. Aytekin Hatipoğlu, Faruk Şüyün, tabii ki Sevin Okyay ve daha birçok gazeteci arkadaş grupta yer alırdı. Nereye gidileceği bilgisi de çokluk Sevin Abla’dan gelirdi.
Görgün Taner İstanbul Caz Festivali’nin kurucu direktörü oldu. Taner İKSV Genel Müdürü olunca ondan görevi Pelin Opcin devraldı. Festivali başarıyla, hemen her yıl geliştirerek bugünlere getirdiler. Pelin Opcin başarısını yurtdışına da taşıdı. Londra Caz Festivali’ne yönetici olarak gidiyor.
Türkiye cazının efsanelerini Yekta Kopan ve Hülya Tunçağ’ın caz tarihine de uzanan hoş sunumlarıyla İstanbul Caz Festivali’nin açılışında izlerken o günlere döndüm. Kendimi iyi bir caz dinleyicisi olarak değerlendiremem ama sahneye çıkan hemen tüm usta cazcıları bir vesile ile dinlemişim. O günleri yad etmemi sağlayan bu gece benim için unutulmaz bir anı olacak.
Garanti Bankası sponsorluğunda düzenlenen
25. İstanbul Caz Festivali 17 Temmuz’a kadar 27 mekânda, 250 yerli ve yabancı sanatçının katıldığı 50 konserle gerçekleştiriliyor. Benjamine Clementine, Kurt Elling Quintet, Caro Emerald, Anat Kohen gibi dünya cazının çok önemli isimleri sahne alacak. “Parklarda Caz”, “Çocukça Bir Gün” gibi ailecek katılınabilecek hoş etkinlikler de var. Ayrıntılı program caz.iksv.org’da. Kaçırmayın.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları