Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bir milyon Suriyeli
Geliyorlar. Sınıra doğru. Kırk kilometre uzaktan.
Araçla gelseler bir saatlik yol. Hızlı hızlı yürüseler... sabahtan akşama... sekiz saat. Ağır ağır yürüseler bir gece, bir gündüz. Sürünerek gelseler bir hafta.
Arada füze düşse üstlerine...
Mayına bassalar...
Tanklardan taransalar...
Ağır silahlarla vurulsalar...
Kalpleri dursa... dayanamasa...
Cesetlerini gömseler sağa sola...
Çocuklarının üzerine kapansalar...
Yaşlılarını sırtlarına alsalar...
Çok soğuk olsa, yağmur yağsa, fırtına çıksa...
Valizleri çalınsa, suları bitse, soyulsalar, dövülseler, taciz edilseler...
Bohçalarını sürükleye sürükleye, ölülere basa basa, ülkeleri için savaşmaktansa, ülkelerinden kaçsalar...
O ordu bu orduyla savaşırken ve bu ülke bu orduyu, şu ülke şu orduyu desteklerken, hesaplar yapılıp hesaplar bozulurken, gözü dönmüş devler ülkelerinin üzerinde tepişirken...
Yanan, yakılan, arada kalan son güvenli bölgeden yola çıksalar...
Buralarda kendilerine yardım ediliyor diye, buralarda hayata tutunma umudu var diye, çocukları belki okula yazılır diye, iş bulurlar diye, komşu devlet yardım eder diye, sağ kalırlar diye...
Onu erkek, üçü kadın, beşi çocuk, yedisi yaşlı, sekizi genç öle öle, gelseler bu ülkeye.
Bir milyon Suriyeli yazsa ekranda.
Dev bir sayıya kalbinden çivilenmiş bir gerçek, çeşitli filmler, diziler, yarışmalar ve haberler verilirken alttan yazı olarak geçse.
Rakamla 1 000 000, yazıyla bir milyon.
Sen yüzünü ekşitsen. “Zaten buralar doldu” diye söylensen. “Yetmedi” desen. “Oy için neler yapıyorlar” desen. “Ülkeyi Suriyelilerle dolduruyorlar” desen. Desen de desen. İktidara sövsen. Suriyelilere sövsen...
Bir savaşa sövmesen.
Aklına her şey gelse de bir tek savaşa sövmek gelmese.
Bir dilin her şeye dönse de, bir savaşa sövmeye dönmese.
Öfken her şeye kabarsa da bir savaşa kabarmasa.
“Ne işi var Suriyelilerin burada” demeye dönen dilin bir “ne işimiz var bizim oralarda” demeye dönmese.
Şehitlerini saysan, saysan, saysan... bitmese.
Sonra...
Ekmekten bir lokma alsan ve yanındakiyle şakalaşsan ve telefonunu karıştırsan ve ay sonunu nasıl çıkaracağını hesaplasan, işini kaybetmekten korksan, faturalara hayıflansan, biraz uyusan, biraz uyansan, yarın yapacaklarını ve öbür gün yapacaklarını ve bu mevsim yapacaklarını ve sonraki mevsim yapacaklarını düşünsen...
Arada da dönüp Suriyelilere sövsen...
Ne kadar sürer o bir milyon kişinin o kırk kilometreyi aşması, yürümesi, sürünmesi, ölmesi?
İçlerinden kimilerinin telef olup gitmesi?
Kalanların bu ülkedeki sistemin boşluklarına yerleşip kendileri için iyi, onları sevmeyen bir ülke için kötü şeyler düşüne düşüne, hayatta kalma, tutunma, belki bir gün geri dönme ya da hiç dönmeme hayalleri kurması?
Ne kadar sürer bir savaşın hem onlar için hem de senin için gerçek bilançosunun çıkması?
***
Şu günlerde bir virüsten korkuyorsun ya...
Ondan korktuğun gibi kork savaştan.
Savaş...
Binlerce yıldır önlenemez bir şekilde ülkeden ülkeye yayılıyor ve hem insanı hem insanlığı öldürüyor.
Her yanına, her haline bulaşıyor.
Seni sana kırdırıyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
- Erdoğan ıstakoz sevdalısı AKP'lileri unuttu
En Çok Okunan Haberler
- Emniyet müdürü kalp krizinden öldü!
- THY yöneticilerinin son maaşlarını açıkladı
- Noter çalışanının dikkati dolandırıcılığı önledi!
- Yeni 'şeyh' hayatını kaybetti
- Konut fiyatlarında iki yıl sonra ilk yaşandı
- Erdoğan’dan ‘PKK’ mesajı
- Rıdvan Dilmen'den penaltı ve şampiyonluk yorumu
- ABD'de ölü bulunan Yağmur Taktaş memleketinde defnedildi
- Fenerbahçe zirve yarışında yara aldı!
- 23 Nisan töreninde tek genel başkan…