Devlet, mafya ve siyaset üçgeni değil, dairesi

12 Mayıs 2021 Çarşamba

Çok sıkı sokağa çıkma yasağı varken, bir işadamının kendisiyle görüşmeye gelecek bir çalışanını polis arabasıyla evinden aldırtıp, evine bıraktırdığını duyduğumda henüz Sedat Peker videoları ortalarda dolaşmaya başlamamıştı.

Ama ben polis, mafya ve siyaset ilişkisini bu mikro örnek üzerinden düşünmeye başlamıştım.

Devletin polisi, bir işadamının şoförlüğünü neden yapar?

Bir işadamı polisten transfer hizmeti nasıl alır?

Ve bir çalışan bu kirli ve tehlikeli ilişkinin konforunda kim için, ne için çalıştığını hiç anlamadan nasıl yaşar?

Bu soruların cevabı aslında hepimizin gündelik hayatında var.

Devlet hastanesine yatacağınız zaman tanıdık bir doktor aramadınız mı hiç?

Devlet dairesinde dosyaların içine banknotlar koya koya iş yaptırmadınız mı? 

Olmayacak bir işi oldurmak için fellik fellik aracı aramadınız mı?

Polise işiniz düştüğünde içeriden bir tanıdık bulmaya çalışmadınız mı?

Çocuğunuzu mahalledeki devlet okuluna yazdırmak için okula bağış yapmadınız mı?

YUKARIDAN BAĞLANAN İŞLER

Hadi bunları hiç yapmadınız diyelim.

Yaşadığınız yerde yasalara aykırı olduğu halde olmayacak arsalara olmayacak yüksekliklerde binalar dikilmiyor mu?

Sit alanları kaçak yapılarla dolmuyor mu?

“Zengin” insanlar işlerini herkesin gözü önünde “yukarıdan” bağlayıp bitirmiyor mu?

İmkânsız işler, nüfuzlu aracılar vesilesiyle mümkün hale gelmiyor mu?

Tüm kapıların birinin önünde açılması için onun önemli birinin yakını olması yetmiyor mu?

Ve siz bu olan biteni olağanmış gibi seyretmiyor musunuz?

Yarım asırdır kendisi ya da yakınları kirli işlere bulaşmış insanların çoğunlukla iktidarda olduğu bir ülkede yaşamıyor musunuz?

Cezaevindeki mafya babalarıyla iktidardakilerin flörtleri gözünüzün önünde gerçekleşmedi mi?

Ve susmuyor musunuz? Katlanmıyor musunuz? Hatta kendi küçük işleriniz için siz bile bu boşluklardan faydalanmıyor musunuz?

Hiç vergi kaçırmayan, hiçbir şeyini kitabına uydurmayan kaç kişi tanıyorsunuz?

SİZ DE SUSKUNLUK YEMİNİ ETTİNİZ

Omerta sadece mafyanın kendi arasındaki suskunluk yemini değildir.

O yemin istese tüm kirli ilişkileri yıkabilecek gücü bünyesinde barındıran ama bunu yapmayan, yapamayan, kendisini hep güçsüz ve yetersiz sanan kalabalıkların da ortak yeminidir.

Mafya, kendisi sustuğu için güçlenmez.

Onunla kirli ilişkiler içinde olan devletlerin ve siyasilerin aleni suçlarını görmezden gelen kalabalıklar da sustuğu için güçlenir.

Mafyayı da kötü iktidarları da koruyan sadece kendi sessizliği değil, aslen mağdurların sessizliğidir. 

Kâğıt üzerindeki anlaşmaları, yasaları, kuralları bir yana atıp onlardan daha güçlü olduğunu varsaydığımız yeraltı ahlakının karanlığında elde etmeye çalıştığımız irili ufaklı kazançlara alıştırılarak yaşamayı kabul ettiğimizden beri...

Bizim suça bulanmış ve suçu kanıksamış mikro dünyanızdan güç alan makro dünya, kendisini suçtan ve suçlulardan besleyerek büyütür.

Hukuka, insan haklarına, barışa, adalete, eşitliğe ve çağdaşlığa önem veren bir avuç aydınını, gazeteciyi, işadamını, politikacıyı kâh ateşlerde yakan, kâh darağaçlarına asan, kâh ülkeden kovan, kâh hapse atan bu sistem bugüne kadar kimleri el üzerinde tuttuysa ülkeyi onlar yönetir.

Sadece Ortadoğu’da değil, tüm dünyada narkotiğin asla suçun peşinde olmadığını, aksine suçlularla birlikte çalıştığını, uyuşturucu baronlarıyla devletlerin sıkı pazarlıklar yaptığını ve dünyayı legal ekonomiden çok illegal bir ekonominin döndürdüğünü, uyuşturucu ve silah kaçakçılığında nasıl pazarlıklar döndüğünü ve günümüzdeki savaşların ve terörün temelinde bu kirli anlaşmaların olduğunu tüm dünya bilir. 

O yüzden devlet, mafya ve siyaset ilişkisi bir üçgen değil, aslen dairedir. 

Neyin nerede başladığını hiçbir zaman bilemezsiniz. 

Ve neyin nereye ulaşacağını hesap edemezsiniz.

Sizi o daireye bağlayan zincirleri kırıp dışına çıkmazsanız...

Bir ömür siz de içinde debelenir gidersiniz. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları