Müjdat Gezen

Selda Bağcan

30 Ocak 2023 Pazartesi

Canım kadar sevdiğim bir arkadaşımdır. Dünya çapında bir sestir. O nedenle de dünyanın pek çok ülkesinde konserler verir. Fakat bazı çevreler, Selda’nın caz konserlerine katılmasını falan eleştirir olmuşlar. Aklıma ilk gelen soru şu oldu: “Selda’yı kimler eleştirir?” Müzikten anlamayanlar, sesi çok kötü olanlar, kıskananlar, salaklar, solaklar, daha çok var ama terbiyem izin vermiyor. Selda bizi yurtdışında temsil ediyor. Bu ancak, hep birlikte övünmemiz gereken bir durumdur. Gerisi safsata. 


KADIN OLMAK

Kadın daha dayanıklı. Kim ne derse desin... Hep düşünmüşümdür. Hangi erkek dokuz ay karnında bir çocuk taşıyabilir? Hangi erkek aşerebilir? Hangi erkek hastalıklar karşısında bir kadın kadar dirençli ve metanetli olabilir? Kadın yaratılırken daha kuvvetli bir bünye ile yaratılmış. Annemle babam, ablamla eniştem, eşimle ben... Elif’le kocası Deniz... Yakın çevremden örnekler vereyim ki kimse ses edemesin. Bu saydıklarımın tümünde kadınlar daha dayanıklı, daha dirençli çıktılar. Salt hamilelikten söz etmiyorum. Kızım Elif kanser oldu, direncinin ne denli kuvvetli olduğunu ben yaşayarak gördüm. Leyla üç kardeşini kaybetti, kuvvetini yitirmedi. Annem, ablam, kocalarının ölümlerinden sonra dimdik ayakta kalmayı sürdürdüler. Ben erkek halimle bunların hiçbirini göğüsleyecek gücü kendimde bulamam diye düşünüyorum. Bazı erkekler benden çok dirençli olabilirler bu konularda. Ben değilim. Ama erkeklere bir sorum olacak: “Gerçekten öyle bir durum olsa da çocuk taşımak zorunda kalsanız, dokuz ay dayanabilir misiniz?” Palavra atmayın. Ben yıllar önce hamile kalan bir erkek rolü oynadım Almanya’da çekilen bir filmde. Çok da güzel yapılmış bir minder bağladılar göbeğime, yine de zorlandım. Üzerinde ilaç denenen bir işçinin öyküsünü anlatan “Kobay” adlı filmdi bu. Senaryosu Kandemir Konduk’a aitti ve gerçek bir hikâyeden yola çıkarak yazılmıştı. Bu filmden on yedi yıl sonra Amerikalılar Dany De Vito ve Arnold Schwarzeneger ile öyle bir film yaptılar. Epeyce iş yaptı dünyada. Bizimki burada kaldı. E, onlar Amerikalı tabii.

Kadının, yukarıda anlattığım gibi, hamile kalması, doğurması, emzirmesi, altını değiştirmesi bebesinin, okula yollaması, dersleriyle ilgilenmesi, kadının kadın olması. Ne kadar önemli ve ne kadar çileli. Allah’tan başımızdaki iktidar kadına çok iyi yaklaşıyor da rahat ediyor kadınlarımız. (Bunların kadın milletvekilleri bile kadının yanında değil.)


SADUN AKSÜT

Türk sanat musikisine çok emek vermiş bir tambur ustası, besteci ve şeftir. Baba dostumdur. Onu neden çok severim? Günümüze kadar gelebilmiş İstanbul efendisi tabirine en çok yakışan biri olduğu için, baba dostum olduğu için ve oyunlarıma müzik konusunda büyük katkıları olduğu için. Ayrıca hiçbir önemli günü, doğum günüm, Cumhuriyet Bayramı, yılbaşı gibi günleri hiç unutmayıp benden önce davrandığı için. Çok iyi bir adamdır Sadun abi. (Efendim ben bazen “abi”, bazen “ağabey” yazarım. Bunun benim için başka bir anlamı var. O nedenle fazla kurcalamayın.) Babam pipo içerdi. Bir gün Sadun abi babamın bulunduğu bir mekânda diyor ki: “Necdet abi, o ne kadar güzel bir pipo”. “Al senin olsun Sadun” diyor babam, veriyor piposunu Sadun abiye. O pipo şimdi bende. Sadun abi, birkaç satır name yazarak pipoyu bana verdi. Hatırladım. Çocukluğuma gittim. Tütün kokardı babam. Çok iyi bir adamdı. Çocukluğumdan tanıdığım o pipo, döndü dolaştı yine bana geldi. Sağ ol Sadun Abim.

Sadun ağabeyimi geçen ay kaybettik. O denli üzüldüm ki anlatamam.


FATO’YU ANDIK

Fatma Girik benim kadim dostumdu. Onu hiç yalnız bırakmamak için elimden geleni yaptım ama olmadı. Erken yitirdik. O iyi yürekli insanı. Şişli Belediyesi ile Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde andık onu. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İzmir… 22 Nisan 2024
TRT 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları