Bir Cumhuriyet kurumu: Cumhuriyet!

07 Mayıs 2022 Cumartesi

Medyanın başkalaştığı, medya gücünün yerini güçlerin medyasının aldığı bir ortamda Cumhuriyet gazetesi 98 yaşına giriyor. 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yaşadığı tüm aşamaların tanığı olan Cumhuriyet, 20. yüzyıldan 21. yüzyıla kimliğini koruyarak ayakta giren çok az kurumdan biri. Gazete sayfalarının dili olsa da konuşsa!

Türkiye gibi ülkelerde fikir gazetelerinin kimliğini korumasının ve ayakta durmasının ayrı bir zorluğu vardır. Sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da küresel sistemler değiştikçe, fikir gazeteleri değişime ayak uyduramamış, ya batmış ya başkalaşmıştır!

Türkiye’de de geçmişe doğru ortalama her 20 yılda bir fikir gazeteciliğinde iddialı olan yayın organları yelpazesi değişmiştir.

Kıdemli Cumhuriyet okurları hafızalarını zorladıklarında, “Şu gazete de vardı” diyecekleri bir listeyi kolayca yapacaklardır.

***

Cumhuriyet’in en büyük gücü kuruluş kökenleri ve okurları. Sosyologlar şöyle bir değerlendirme yapar:

Bir ülkenin kurucu gücünü oluşturan kesimler adeta genetik olarak o ülkenin sorumluluğunu hep hissederler, sahiplenirler.

Bu tam Cumhuriyet gazetesine göre bir tanımlama. Cumhuriyet, Türkiye’nin kuruluş değerlerinde yaşanan erozyonlara karşı en hızlı tepki veren yayın organı. Bu anlamda gazeteden öte, bir kurum. 

Eğer Cumhuriyet bu tepkide gecikirse, sigorta devreye girer. O sigorta okurudur.

Nutuk’ta tam 784 kez telgraf ve telgrafçılar sözcükleri geçer. 

Samsun’a çıkmadan önce İstanbul’da “Minber” adında gazete çıkarıp başyazılarını yazan, 27 Aralık 1919’da Ankara’ya geldikten kısa bir süre sonra 10 Ocak 1920’de Hâkimiyet-i Milliye gazetesini çıkaran, 23 Nisan 1920’de Meclis’i açmadan hemen önce 6 Nisan 1920’de Anadolu Ajansı’nı kuran Mustafa Kemal, Cumhuriyetin ilanından altı ay sonra da Cumhuriyet gazetesinin adını koydu.

Basının gücünü çok iyi biliyordu. 

Nutuk’ta telgrafçıların adı neden çok geçiyor?

Çünkü o dönemin en hızlı iletişim aracı oydu. Gazeteler aracılığıyla toplumla bağ kuran, değişimi, yenilikleri buradan duyuran Mustafa Kemal, hızlı iletişim için de telgrafı kullandı. Telgrafçılar olmasaydı özellikle Kurtuluş Savaşı’nın örgütlenmesi çok zor olurdu. 

Bugün iletişim olanakları genişledi, yaygınlaştı, iç içe girdi, güçlendi. Hepsi bir arada. Bir anlamda telgrafla gazete birleşti, cebe girdi.

Cumhuriyet de bütün bu değişimlere özünü değiştirmeden ayak uyduruyor. Zira doğada en güçlü olan değil, değişime en iyi ayak uyduran hayatta kalır.

***

Cumhuriyet’te salı, çarşamba, perşembe ve pazar günleri yazıyorum. Gazete yönetimimiz yeni bir düzenleme yaptı, pazar yerine cumartesi günü yazacağım. Bunun kuruluş yıldönümüne denk gelmesi güzel oldu.

Bu yazının bir başka özelliği de şu:

Evimizden yazıyorum!

Yani Ankara’da Cumhuriyet gazetesinin kendisine ait binasından. Alev Coşkun’un başkanlığındaki Cumhuriyet Vakfı’nın Ankara’da bir taşınmazı oldu. 

Bunun mutluluğunu anlatamam... 

Yakın geçmişte Ahmet Rasim Sokak’taki binamızın satılmasına bedenimden bir parça kopmuş kadar üzülmüştüm. Yeni bir bina satın alınmasına bir o kadar sevindim. 

Cumhuriyet’te çalışmaya başladığımda gazete 60’lı yaşlardaydı. Şimdi 100’e yürüyor. Bu yolculukta en büyük pay okurların. Cumhuriyet Okurları (CUMOK) dünyanın en örgütlü gazete okurudur. CUMOK’lara ilişkin o kadar çok anım var ki... Silivri’deki ilk günlerde bir gardiyan demir kapının dar penceresini açtı, usulca seslendi:

“Mustafa Bey sana ismi enteresan birinin selamı var. Hafta sonu parkta karşılaştım. ‘Balbay’a CUMOK’un selamı var de, o anlar’ dedi. Üstümde kalmasın!”

Cumhuriyet’in 98 yaşına, emeği geçen herkese, tüm okurlara selam olsun!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozgiller! 23 Nisan 2024
İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları