Kaç bahar karşıladınız?

04 Mayıs 2022 Çarşamba

Azerbaycan’da yaşınızı öğrenmek için şöyle sorarlar:

-Kaç bahar karşıladınız?

Elbet her mevsimin ayrı bir güzelliği var. İlkbahar uyanmak demek, doğmak demek, açmak demek...

Ankara’da ilkbaharı badem çiçekleri müjdeler. Mart dedi mi daldalar. Mutlak kar yağar ilk açanların üstüne... Onlar yaprağa, meyveye dururken erikler fırlar. Birden karşınıza çıkmış bir dost gibi heyecanlanırsınız. Her gün geçtiğiniz yerin kıyısındaki çıplak ağaç kocaman bir çiçek dağına dönmüştür. 

Salkım söğütler çiçek açmaz ama yaprak açar. O düzenli dizilişleri hayran bırakır insanı.

Erikleri leylaklar izler. Daha morluklar belirirken kokuları başlar. Onları her koklayışta ilkmiş gibi şaşırır mırıldanırım:

- Hiçbir teknoloji bu anı üretemez. En büyük mucize doğa!

İlkbahar kısa sürer Ankara’da. Sabahattin Ali de bir mektubunda dile getiriyordu bunu. Az sonra iğdeler çiçek açmaya başladı mı, yaz. İncecik iğde çiçeklerinin ta uzaklardan hissedilen kokusuna az kaldı...

***

Keşke hep bu duygularla ilkbaharı anlatabilsek. Türkiye gibi bir ülkede baharın tadı vicdanına tıkılır insanın...

Bayram kutlamalarının çoğunda şu tür dilekler vardı:

- Şeker tadında kutlayacağımız bayramlara...

- Gönlümüzce kutlayacağımız bayramlar da gelecek...

- Her şeye zam var, bir bayram tadına zam yok!

Baharla bayram bir araya gelince sevinçlerimiz katlanacağına, ülke gündeminin gerilimi çöküyor insanın üzerine.

Bugün bayramın üçüncü ve son günü.

Hapiste bayramın en güzel günü bayramın son günüdür. Zira bitecektir!

Güzel günlerin hüznü diye bir kavram vardır hapiste. Özgürlükte büyük bir keyifle kutladığınız bayramlar, yıldönümleri burnunuzun direğine mekân kurar. Sızlatır da sızlatır. Bir an evvel geçse dersiniz. Bu dileği mahpushane yönetimi de unutmaz. Bayram sabahı şu anons duyulur ortak ses sisteminden:

Tutuklu ve hükümlülerin dikkatine... Bir dahaki bayramı sevdiklerinizle geçirmeniz dileğiyle bayramınızı kutlarız.”

Mahpushane kantininde standart bayram şekeri satılır. Yarım kilo alıp hücrenin kapısını üzerinize kapatan gardiyanlara ikram etmek değişik bir duygu verir insana.

Her taraf demir ve beton olsa da yedi metre yükseklikteki duvarın ardından gelen bahar havası yine de çarpar insanı. Değişik bir aroması vardır. Bahar kokusunu içinize çektikçe kırlar, çiçekler gelir aklınıza. Özgürlük çok uzaklarda olsa da bir nefes bahar doldurur yüreğinizi. Bazen bir kuş tel örgü harmanının üstüne konar, gitmek bilmez. Yavruysa aman yere inmesin diye hayıflanırsınız. Havalandırmanın derinliği havada durmasını zorlaştırır. Rüzgâr şiddetli estiğinde uzaklardan bir iğde kokusu gelir. Gardiyana dışarıda, yakın bir yerde iğde ağacı mı var diye sormaya gelmez. Aklına ilk, tünel kazmaya hazırlandığınız gelebilir!

***

Nâzım Hikmet, Hapiste Yatacak Olana Öğütler şiirinde diyor ya:

Koru kendini bitten

Bir de bahar akşamlarından...

Dedik ya hapiste güzel günler hüznü vardır diye... Bahar akşamları da bunlardandır. Bahar akşamı ile bayram sabahı birleşince tam teslim olur insan özgürlük aşkına...

Ne olursa olsun yaşamdan yana olmak gerekir. Nâzımleyin sol memenin altındaki cevahiri karartmamak gerekli.

En son Gezi’den başlamak üzere 28 Şubat’tan KHK yargılamasındaki toptancı bakış kurbanlarına kadar pek çok mahpus için bayramın en güzel günü bugün. Son gün!

Ama elbet özgürlük bayramı da gelecek!

Kimi mücadeleler vardır ki insanın içinde sonsuz bir bahar iklimi yaratır. 

Sonsuz bahar ülkesi hepimizin ortak hasreti...

Bu uğurda hapse düşenler bunun tomurcukları!

Nerede olursak olalım içimizdeki baharı bitiremezler!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları