Medyaya kıskaç!

21 Nisan 2020 Salı

Erdoğan’ın medyayı virüse benzetmesinin ardından mesaj ilgili yerlere virüsten daha hızlı ulaştı. 

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), aslında Recep Tayyip Üst Kurulu olarak da yorumlayabilecek bir “anlayış” içinde. Anında mesajı aldı; Tele1, Foks TV, Halk TV’ye ceza yağdırdı. Kurulun önünde bir yıldır bekleyen dosyalar varken, daha birinci haftasını doldurmamış olanlar öne çekildi. Elbet tahmin etmesi zor değil; ele alınan dosyalar Erdoğan’ı ve AKP’nin icraatını eleştiren bağımsız yayın organlarının, ötelenenler ise yandaş yayın organlarının muhalefete hakaretleri... “Bunda hakaret yok” diyemeyecekleri için dosyayı gündeme almıyorlar!

Tele1’e 20 günde ikinci kez ceza veriliyor. 

Foks’a verilen ceza maddesi ise kanalın üzerinde Demokles’in kılıcı gibi duracak cinsten. Zira ceza “halkı kin ve nefrete sürüklemek” diye başladı mı, aynı suçtan bir yıl içinde iki kez daha ceza aldığında lisans iptal ediyor.

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, cezalara tepki gelince, “gözümüz üzerinizde” deyip gözdağı vermeye devam etti.

RTÜK’ün verdiği yayın durdurma cezalarının yanında para cezası da var. Bu, “suçun” işlendiği ayın reklam geliriyle oranlanıyor. Yüzde 2-3 gibi. Eğer kanal o ay hiç reklam almamışsa en az 24 bin lira ödemek durumunda.

Radyo televizyon yayınlarının özgürce halka ulaşmasından sorumlu RTÜK, tam bir iktidar sopası gibi, sansür kurulu gibi hareket ediyor. Bu cezaların pek çoğu mahkemeden dönüyor ama infaz gerçekleştikten sonra!

***

RTÜK gibi, yazılı yayın organlarının üzerinde, en hafif anlatımla “gözdağı” verme işlevi gören bir kurum daha var: Basın İlan Kurumu (BİK).

Kamu kurumlarının ilanlarını gazetelere dağıtmaktan sorumlu bu kurum “ilan verme yasağı” getirme hakkına sahip. Bir gazetedeki haberi beğenmedi. Diyor ki:

“Haber gerçekleri yansıtmıyor. O yüzden 10 gün ilan vermeme cezasına çarptırdım.”

Bir haberle ilgili bu tür kararlar verme hakkı, ilan veren kurumun değil, yargınındır. BİK kendisini mahkeme yerine de koyuyor, RTÜK gibi! Zaten RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin BİK’te de görevli!

Örneğin arkadaşımız Işık Kansu’nun Ankara’da girişimcilikte Level atlayan kurumla ilgili haberinin tekzibi için mahkemeye başvuruldu. Mahkeme bu haberde tekzibe gerek yok dedi. Ama BİK, “ben bu haberin unsurlarını eksik buldum, 10 gün ilan cezası veriyorum” dedi.

BİK’in ilan cezası Cumhuriyet’in yanı sıra BirGün, Evrensel başta olmak üzere, iktidardan bağımsız yayın organlarının tepesinde. Anadolu basınını ise bu yolla istedikleri gibi biçimlendirmek üzere keyfi adımlar attılar. Örneğin şöyle bir “talimat” bile BİK’in görev alanına girdi:

“Falanca kentteki şu yayın organı ile şu birleşsin, tek gazete olsun!”

Medyaya kıskacın geçen haftanın payına düşen bir başka boyutu da hâlâ tartışılmakta olan af yasası. Sabaha karşı 03.00 sıralarında yapılan bir değişiklikle gazetecilerin yasadan yararlanmamasını istemek, bu iktidarın siciline yazılmıştır.

Aynı yasaya bir madde daha ekleyip sosyal medyaya çekidüzen vermek istediler, şimdilik vazgeçtiler!

***

Siyasi tarihin değişmeyen sayfalarından biridir: sorunları çözmekte zorlanan iktidar, bunun halka yansımasını önlemek için her şeyi yapar!

Gazetecilikten “terör faaliyeti” üretme alışkanlığı da bu bağlamda devam ediyor. Son olarak, Cumhuriyet’in İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin imara aykırı bir yapıyı yıkmasını haber yapmasından üretilen terör suçu da basın tarihine geçecek güzellikte! Aslında arkadaşımız Hazal Ocak, kaçak bir yapının yıkılmasını haber yaparken “yıkıcı” bir faaliyette de bulunmuş oluyor!

Ankara’da aldığımız hava, iktidarın bağımsız medyanın üzerine daha sert gitmek istediği yönünde. 

AKP- MHP iktidarı şu paradoksa girdi:

Güçsüzleştikçe sertleşiyor, sertleştikçe güçsüzleşiyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları