Millet... Meşruiyet...

06 Nisan 2021 Salı

Dün sabah güne maalesef yabancısı olmadığımız “son dakika” haberleriyle başladık:

“Emekli amirallere gözaltı...”

Önce 4 dendi, sonra 6’ya çıktı, derken 14 oldu...

Öyle anlaşılıyor ki birkaç gün sonra bir operasyon dalgası daha, önümüzdeki hafta bir yenisi... Bitmedi, devamında gözaltına alınanların evinde, bilgisayarında “ele geçirilenler” önce iktidar medyasında yer alacak, bunlardan yola çıkılarak soruşturma çatallaşacak...

Telefon şebekesinden suç şebekesi, bilgisayar dosyasından gizli belge çıkarmak hiç de zor değil!

Bunlar FETÖ’nün ve FETÖ’ye yol verenlerin taktikleri...

İktidar bu yolla yeniden “muhalefeti demokrasi sınavına çekme”, Türkiye’nin gerçek gündemini arka plana itme fırsatı elde etti. 104 emekli amiralin Montrö ve “tekkede amiral” açıklamasını iktidar aldı, “darbeciler” diyerek tersine çevirdi. 

Şaşırtıcı mı?

Elbette değil...

***

Genel görünüm şu:

- 2000’li yıllarda milli bayramlar gerilim konusuydu. Dönemin başbakanları günler öncesinden o gün hasta olacaklarını açıklar, bayram kutlamasını erteletirdi. Bir dönem de “devlet değil, millet kutlasın” demeye kalktılar. Şimdi de Türkiye’nin temel direkleri olan değerlere, anlaşmalara saldırıyorlar.

- 2000’li yılların başında AB’ye giriş bir devlet projesi olarak sunuldu. Devletin temel kurumları bir bir “AB istiyor” diyerek ortadan kaldırıldı. Şimdi de Cumhuriyetin yerine başka bir şahsım devleti kurma girişimi söz konusu.

- AKP iktidarı boyunca Türkiye’ye 1 trilyon dolar girdi, 3 trilyon dolarlık değer çıktı. Bu bağlamda AKP’nin birinci kimliği “küresel sermayenin taşeronluğu” oldu. Şimdi de satacak bir şey kalmayınca Türkiye’nin temel değerleri ve hakları piyasaya sürülüyor. 

- Anayasa Mahkemesi (AYM) iktidarın istediği yönde karar vermezse topa tutuluyor. Hatta derhal kapatılması gerektiği dillendiriliyor. Bunun Türkçesi şudur:

Türkiye’de anayasa fiilen rafa kaldırılmıştır!

- Kurtuluş Savaşı günlerinde bile açık kalmış, daha ötesi bu savaşı yönetmiş Gazi Meclis çok hüzün verici biçimde “Başkanı” tarafından işlevsizleştiriliyor.

İşte böyle bir ortamda bildiri yayımlayan emekli amiraller görüşlerini açıkladığı için gözaltına alınıyor. 

***

İki gündür zihinler paramparça... Sadece iktidar, muhalefeti demokrasi sınavına çekmiyor. Muhalefet de kendi içinde darmadağınık. Oklar birbirine dönük.

Bu iklimle düzlüğe çıkmak mümkün değil.

Türkiye bu noktaya sadece AKP döneminde yaşananlarla gelmedi. Amiral teknede olur, tekkede değil! O amiralin 1987’de Deniz Lisesi’ni, 1991’de de Deniz Harp Okulu’nu bitirdiğini dikkate alırsak son yıllarda artan heyelanın dibini de görürüz!

Mustafa Kemal Atatürk tüm yaşamı boyunca iki büyük gücü ve değeri elden bırakmadı:

Millet... Meşruiyet...

Ne yaptıysa milletle yaptı. Şu sözü yerleştirdi:

“Milletin kaderine yine milletin kendisi karar verecektir.”

Ne yaptıysa meşruiyet içinde yaptı. Erzurum’da “Heyeti Temsiliye” kurarken bile dönemin Erzurum Valisi’ne bilgi verdi.

Şimdi Türkiye, toplumsal, hukuksal meşruiyeti kuracak, millete güven verip desteğini alacak bir siyasal liderlik arıyor.

Bu iktidarın sağlıklı bir zeminde seçim süreci başlatmasını istemekten, milletin içinde çoğalmaktan, meşruiyeti bayrak yapmaktan başka çıkış yolu yok. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları