OHAL bu hali örtemez!

08 Şubat 2023 Çarşamba

Yazıyı kaleme aldığımız saatlerde büyük Anadolu depreminin üzerinden ilk 24 saat geçmiş, ikinci 24 saat dakika dakika işliyordu. Geçen her saniyenin kıymetini enkaz altında kalan, kurtarılma umuduyla bekleyen kişilere sormak gerekir.

Önceki günün yanı sıra dün de bu “bekleyişe” ilişkin pek çok kişiyle konuştuk. 

Yaşamın her alanına karşılık gelen bir atasözüdür:

Umutsuzluk, yalnızlıktan doğar!

İnsanlarda büyük bir yalnızlık duygusu hâkimdi. Büyük felaketler herkesi eşitler. Başkentte, başta Hatay olmak üzere enkaz altında yakını bulunanlar bölgeye kurtarma ekibinin gönderilmesi için çırpınıyordu. Yetkililere ulaşamayınca çareyi medyanın konuyu dile getirmesinde arıyorlardı.

*** 

Saniyenin bile önemli olduğu bir süreçte ilk gün alınan en önemli karar şuydu:

12 Şubat Pazar gününe kadar ülke çapında yas ilan etmek.

Elbette yasımızı tutacağız. Ancak en az acıyı paylaşmak kadar önemli olan büyük bir seferberlik duygusu ile kimsenin yalnız olmadığı hissetmesini sağlamaktı. 

Yeniden altını çizelim; felaket çok büyük. Devletlerin ana işlevi, böylesi felaketlerle baş edebilecek güce ve organizasyona sahip olduğunu göstermesidir. 

Güç tek başına yetmez, iyi de organize edilmesi gerekli. 

Bunu göremedik.

Örneğin, AKP iktidarından önce kısaltılmışı EMASYA olan Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü vardı. Büyük bir felaket anında bütün kurumların işbirliğini sağlıyordu. Bu yapı ortadan kaldırıldı. Kurumlar arasında koordinasyon olmadığını iki gündür yaşayarak görüyoruz. 

Osmaniye milletvekili Baha Ünlü ile deprem bölgesinden konuşurken şu noktaya dikkat çekti:

“Bir ilde felaket olunca hemen çevre iller yardıma koşar. Ama bu kez komşu iller de enkaz altında. Daha büyük bir organizasyon gerekli...”

Erdoğan dün öğleden sonra yaptığı konuşmada 10 ilde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini söyledi. Ayrıca afet bölgesi ilanını açıkladı. Bunlar beklenen çıkış arayışlarıydı. Ancak bu önlemler sadece durumu kurtarma amacına dönük. Hatta hemen imar işini öne alarak, bu sürecin rant boyutunun da hesaplandığına dikkat çekmeden geçemeyeceğiz.

***

Bölgeden gelen haberlerden biri de şuydu:

Yağma başladı!

Kimi marketlerin yağmalanmasına ilişkin görüntüler, sosyal medyada da konu oldu. Ancak sorunun daha derin ve kaygı verici olduğunu duyuyoruz. Yan apartmandan bilgisayar, televizyon gibi günlük ihtiyaçların dışında eşyaların götürüldüğünü gören bir yurttaş, az ötedeki güvenlik görevlisine neden müdahale etmediğini sormuş, şu yanıtı almış:

- O benim işim değil!

İki noktaya daha dikkat çekmeden geçemeyeceğiz:

1- Valiler nerede?

2- İçişleri Bakanı Soylu nerede?

Başta vurguladık; umutsuzluk yalnızlıktan doğar. Valiler kamuoyuna da “Devlet iş başında” dedirtebilirdi. Olmadı. 

Soylu ilk gün, “Felaket çok büyük” dedi, gitti. Dün bilgisayara, “Soylu bugün nerede? Bugün ne dedi” diye yazdık. Sadece ilk günkü demeci vardı!

Dün akşam saatlerinde Kahramanmaraş’ta göründü, ilk 48 saatin önemini anlatıp “Yardıma ihtiyaç var” demekle yetindi.

Acımız büyük... Yaraları görmezden gelmek yerine çare aramanın daha yurtseverce olduğuna inanıyoruz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları