Önce iktidar... Sonra sağlık!

20 Ağustos 2020 Perşembe

Koronavirüs salgınında üçüncü mevsimi de geride bırakıyoruz. 2019’un son günlerinde Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan salgın, bütün kıtaları etkisi altına aldı.

Başlangıçta ciddiye almayanlar bedelini çok ağır ödedi, ödemeye devam ediyor. İlk günlerde sıkı önlem alıp tehlikeyi aşanlar biraz gevşeyince salgının sonuçlarıyla yüz yüze geldi.

Gerek Türkiye’de gerekse dünyada yaz sonu yaşananlara bakınca hâlâ yeterli dersin alınmadığı görülüyor.

Salgın hastalıklar imparatorluklar yıktı. Çağlar açıp kapattı. Dinlerin toplum katındaki yerini etkiledi. Ekonomileri çökertti. Nüfus dengelerini bozdu. Savaşlara damgasını vurdu, uzatıp kısalttı.

14. yüzyılda nüfusunun dörtte birini veba salgınında kaybeden Avrupa, bu yüzyıldaki nüfusuna dört yüzyıl sonra ulaşabildi.

Sıtma, o kadar yaygın ve öldürücü bir hastalıktı ki, 1945 yılına dek yeryüzündeki bütün ölümlerin yarısının nedeni buydu.

Cumhuriyeti kuranlar da salgın hastalıklarla sistemli mücadele için devrim niteliğinde adımlar attılar, kurumlar inşa ettiler. Ancak bu sayede sağlıklı bir toplum oluşturabildiler.

Salgınlar ancak aşısı bulunduktan, tedavi yöntemleri geliştirildikten sonra gündemden düştü.

***

Bugün dünyayı etkisi altına alan koronavirüsle mücadele için ise henüz kesin etkili bir aşı bulunmuş, tedavi yöntemi geliştirilmiş değil. Belli başlı ülkeler ciddi yol aldıklarını açıklayıp tarih veriyorlar ama net bilgiler yok.

Bilim insanları, Covid-19’la ilgili bilgilerin sürekli yenilendiğini vurguluyorlar. Öyle ki yeni bir bilgi ancak bir hafta “yeniliğini” koruyor. Kısa sürede bir adım öteye gidiliyor. Ne var ki henüz istenen başarıya ulaşılamadı.

Virüsün büyüklüğü şöyle:

Bir milimetrenin sekiz binde biri kadar!

İşte bu büyüklükte bir virüs insanın bedenini, toplumun düzenini teslim almış durumda.

Virüs, bir bakıma doğadaki hiçbir şeyi küçümsememek gerektiğini de bize öğretmiş olmalı.

Öğretti mi?

Yukarıda vurguladığımız gibi, öğretmedi.

Öğretmiş olsaydı; en azından aşı için daha ortak bir çaba gelişirdi. Başta Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) olmak üzere küresel kurumlar sınıfta kaldı. Her ülke kendi sınırlarını izole edip korumacı bir yaklaşım sergiliyor.

Hani sınırlar kalkmıştı?

Hani ülkelerin kurdukları birlikler adım adım tek devlete gidecekti?

Bu anlamda insanlık olarak daha almamız gereken çok yol olduğunu da gördük.

***

Türkiye’de de durum küresel yapıdan çok farklı değil.

İktidar, kendi sağlığını her şeyin üstünde tuttuğu için alınması gereken önlemlere de hep bu gözle bakıyor.

Şu kanı herkese yerleşmiş durumda:

Sağlık Bakanlığı’nın verileri TÜİK gibi. Rakamlar önce kontrolden geçiyor, onaylanan şekliyle kamuoyuna duyuruluyor.

Başta Konya, Şanlıurfa olmak üzere kimi Anadolu kentlerinde o gün tüm Türkiye için açıklanandan daha fazla vakanın olduğu bilgisi var.

Ağustos ayı standart verileri şöyle:

Vaka binin biraz üstü, iyileşen binin biraz altı, ölüm 20’den bir eksik iki fazla...

Böylece hem durumun ciddi olduğu hem belli bir oranın üstüne çıkmadığı hem istikrarlı olduğu anlatılmış oluyor!

İktidarın tek kriteri var:

Önce ekonomi!

Erdoğan dün de buradan “müjde” verdi. Dedi ki “ekonomide salgın öncesi seviyeyi yakaladık.

Özünde doğru bir açıklama. Ekonomi, salgından önce de krizdeydi.

Tarihte salgınlar kadar salgınlar yüzünden ortaya çıkan kıtlık da felaketler getirdi.

Bu anlamda iktidar başta tarım olmak üzere üretimi de gözetme sorumluluğunda. Ancak bir sorumluluk olarak değil, kendisini ayakta tutacak bir güç olarak çaba gösteriyor. Zira, ne olursa olsun tüket, ev al, araba al, tatile git kredisi benden anlayışı var.

Öncelikle eğitimi çözmeliyiz, sağlık hizmetlerini herkese eşit yaymalıyız, üretim planlaması yapmalıyız anlayışı yok.

Anketlere göre, AKP’nin oyu geçen nisan, mayıs ayında düşmüş, haziran, temmuzda yükselmiş.

İlk iki ay önlemlerin sıkı olduğu, sonraki iki ay ise her şeyin gevşetilip konut-taşıt kredisiyle salgın mücadelesinin yapıldığı ay!

Önce halkın sağlığı derseniz, önlemler...

Önce iktidarın sağlığı derseniz, kaynaksız krediler!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları