Yaşlılara sarı yıldız

23 Nisan 2020 Perşembe

Bari yaşlılara sarı yıldız takalım” diyor İtalya’nın deneyimli gazetecisi 70’lik delikanlı Massimo Fini ve sözlerine şöyle devam ediyor:

Yeni zulmün hedefi bundan böyle yaşlılar. 2000’lerin yeni Yahudileri onlar. Yaşlılara süresiz ev hapsi fikri bir süredir ortalıkta dolaşıyor. Böyle bir şey onların son yazlarından birini ellerinden almaktan farksızdır. Kapalı evlerin havası açık havadan çok daha zararlı bir yaşlı için. Kaldı ki bu, salgınla çöpe dönüşen anayasal özgürlük ve eşitlik haklarına da karşı!

İtalya’nın tüm “olgun” gazetecileri “ekonomi karantinadan çıksa da yaşlıları evde tutalım” fikrine ateş püskürüyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un danışmanı François Delfraissy tarafından ortaya atılan ve AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen -ki o da 62 yaşında!- tarafından yinelenen “Yaşlıları en az yıl sonuna kadar evde tutmalıyız!” önerisi, İtalyan makamlarınca da bir alternatif olarak benimsenince tepkiler giderek yoğunlaştı.

Gün geçmiyor ki büyük gazetelerde bir değerlendirme çıkmasın...

64. baharını süren Pierluigi Battista amiral gezete Corriere della Sera’daki köşesini önceki gün örneğin “Çekin Ellerinizi Yaşlıların Üzerinden” başlığı ile keza bu konuya ayırdı.

Bu şaka olsun

Yaşlıları süresiz bir zaman için evlerine kapatmak fikrini aklınızdan dahi geçirmeyin!” diyen yazı ekliyor:

Herkes çıkacak ve 70’likler eylüle, hatta yılbaşına kadar evde kalacak öyle mi? Bu bir şaka olsun. Ve hemen arşivlensin. İtalya’da iyi ki belli gruplara ayrımcılığı yasaklayan bir anayasa var. Bitmiştir. Konu burada kapanır. Yaşlılar da herkesle birlikte dışarı çıkar. Yurttaşlar arasında eşitliği gözeten anayasa böylece yırtılıp atılmaz.

Aynı gazetenin başyazarı Massimo Grammellini de dün aynı mevzuda yazdı. “Yaz mevsimini evde... TV replikleri ve tarihi geçmiş peynirlerle karın doyurarak panjurların gölgesinde geçirmek perspektifi perişan edici” diye söze giren Grammellini ilave ediyor:

Bir yaştan sonra dışarı çıkmak zaten çok cazip değil, koltuk bir uçak gemisine dönüşüyor, insan eski hatıralarıyla seyahat etmek eğilimine kapılıyor. Sıkıcı olan bu nedenle yasağın nihai etkisi değil. Sıkıcı olan, yaşlı bir insanın otobüse binen bir yankesici ile aynı haklara sahip olmaması...

Tüm yorumların ortak noktasında bu var: “Peki ama anayasal haklar ve özgürlükler ne olacak? Nasıl bu kerte pervasızca ayaklar altına alınacak?

Yaşlıları COVID’den korumak için aman evde tutalım” yaklaşımı sade İtalya’da değil, dünyada tartışılıyor ve anayasal özgürlükleri hiçe sayması açısından çok yerde eleştiriliyor.

Buenos Aires’ten yazan gazeteci arkadaşım Livio Zanetti, Arjantin de de örneğin 70 üstü yurttaşların karantina tedbirlerinin süresiz uzatıldığına dikkat çektikten sonra bu eleştirileri sıralıyor.

Aralarında en çarpıcı olanı hukuk felsefesi profesörü Ricardo Rabinovich Berkman’ın itirazı. “Bir defa anayasal haklar böyle delindiğinde diyor” Rabinovich-Berkman, “aynı kriterlerle obezleri, diyabet, astım, yüksek tansiyon hastalarını da evlere kapatmak mümkün olacaktır. Bu aşağılayıcı, ayrımcı ve anayasal haklara aykırı bir girişimdir.

Gerçek algısı değişti

Garip bir dünyada yaşıyoruz.

Altı ay önce “Kişilerin evden çıkıp çıkamayacaklarına kafa kâğıtlarındaki sayılarla karar verilecek” dense gülerdik. Bunların ancak bilimkurgu filimlerde geçerli olabileceğini söylerdik.

Gerçekler kurguyu geçti. Hayatımızın “son yazlarından birini sahiden de evde geçirmek” ihtimali ciddi olasılığa dönüştü.

Ay başından itibaren İtalya’da ekonomik faaliyetler bir bir açılacak. Butikler mesela hemen devreye girecek. Kim gerçi gidip koşa koşa giysi alacak ama yeni alışverişin tüm koşul ve kuralları şimdiden hazır.

Tezgâhtarla müşteriler arasında misal, sosyal mesafe mutlaka korunacak. Müşterilerin ellediği her şey deneme kabini dahil hemen dezenfekte edilecek.

Restoranlar, masaların ortasından tezgâh gibi pleksiglas ekran geçirecekler. Masalar ikişer metre mesafeyle birbirinden ayrılacak. Garsonlar maskeyle hizmet edecek.

Böyle bir dünyaya insan, her türlü gezip tozma özgürlüğü de olsa ne kadar girmek ister? O meçhul. Ama bu ayrı bir konu.

Bu ayrıntılar milim milim hesaplanırken, yaşlıların karantina süresi hâlâ askıda!

Açık olan bir şey var o da şu: Çalışanlar işyerlerine dönerken, salgında 2. dalga riskine karşılık, yoğun bakım ünitelerinin yaşlılarca işgal edilmesi istenmiyor. Yaşlılar ayak altından çekilsin ki ekonomi dönsün! Değil mi ama?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları