Olaylar Ve Görüşler

Kampanyanın öğretileri, yeni bir aldatmaca mı?

03 Nisan 2020 Cuma

DR. HÜSEYİN ÖZKAHRAMAN 

CHP BAHÇELİEVLER ESKİ İLÇE BAŞKANI

El avuç açarak halkından para toplayan Erdoğan’lı Türkiye, ülke insanlarımızı daha çok umutsuzluğa ve hayal kırıklığına uğratıyor.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan “Biz de varız Türkiyem” kampanyası “Acaba yeni bir aldatmaca mı” diye düşündürüyor insanı. Biz bu filmi daha önceden seyrettik misali, benzer hatalar da yapılmaya devam ediliyor. Saymakla bitmeyen istismarlar ve yerine ulaşamayan yardımlar ve benzerleri. Çok öncesinde değil daha yakın geçmişimizden örnek verecek olursak; kıdem tazminatının fona devredilmesinde toplanan paraların yağmalanması, deprem vergilerinin buharlaşması, 15 Temmuz darbe girişiminde hayatını kaybedenlerin ailelerine toplanan yardımlar, terör saldırısında kırkı polis olmak üzere toplam kırk yedi yurttaşımızın can verdiği Beşiktaş katliamı ile ilgili yardım paraları, Kızılay’a verilen bağışların akıbetleri ve o bağışların Kızılay tarafından kimlere aktarıldığı... Daha hangi birini yazalım? Eğer toplanan bağışlar doğru dürüst ilgili yerlere dağıtılacak ve yerlerine ulaşacaksa bu kampanyalara neden destek olmayalım ki? Ama amaç “Millet ittifakı”nın belediyelerinden başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olmak üzere büyükşehir belediyelerinin başlattıkları yardım kampanyalarını sulandırmak, engellemek ya da itibarsızlaştırmaksa yazıklar olsun sizlere! İçişleri Bakanlığı’nın gönderdiği bağış hesaplarının dondurulması genelgesi neyi ifade ediyor? Bu skandal kararlarla kimlere hizmet ediliyor, bilinmiyor.

Asli görevin katkı sunmak 

Artık insanların sizlere, CBHS denilen tek kişilik, akordu bozuk, ucube koronun yönetimine güveni kalmadı. İnsan sağlığı kirli siyasete alet edilemez. Hani IMF’ye borç verebilecek kadar güçlü bir devlettik? Bilmem farkında mısınız, milleti devletten uzaklaştırdınız. Millet halkının yanında, devlet senin emrinde. Koronavirüs toplumu sardı, Türkiye bir pandemi ile karşı karşıya. “Sokağa çıkma, evde kal” demek sizin için ne kadar da kolay. İnsanlar aç, sefil ve perişan. Yaşamsal ihtiyaçları karşılanırsa neden sokakta olsunlar ki? “Aylık maaşımın şu kadarını bu kampanyaya bağışlıyorum” diye caka satmak zor olmasa gerek. “Devlet parası deniz, yemeyen keriz” diyerek emek vermeden zenginleşen binlerce taraftarın var. Yolları, köprüleri, havaalanlarını yapan, topraktan çaldıklarıyla doymayan, dikey yapılanmayla da havadan çalan müteahhitlerin var. Şimdi sana inanmamızı, güvenmemizi bekliyorsun öyle mi? Yoksa bizlerden toplanan yardımlar şehir hastaneleri, köprü ve yolların taahhütlerinin karşılanmasına gitmesin? Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyükşehir belediye başkanlarının yurttaş dayanışmasına örnek olarak “Birlikte Başaracağız” kampanyasına merkezi idare olarak müdahale edip durduracağınıza, katkı sunarak birlikte organize etmek daha akılcı bir yaklaşımdır. Halka hizmete rekabet kabul edilemez. Ayrıca sen devlete hükmeden siyasi otoritesin. Ve her şeyi yapmaya muktedirsin. Yurttaş dayanışmasına değil engel olmak katkı sunmak senin asli görevin olmalıdır.

‘İnsanı yaşat ki...’ 

Yerel yönetimlerin canını dişine takarak yaptıkları çalışmalarını kıskanarak, onları sekteye uğratarak, seçilmiş belediye başkanlarını görevden alıp kayyımlar atamak siyasal hayatın ve demokratik yaşamın en büyük ayıbı ve hukuksuzluğudur. Sık sık tarihimizden ve geçmişimizden bahsedersiniz. Halbuki Osmanlı ve Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine baktığımızda Şeyh Edebali ve Mustafa Kemal’in insana ve devlete dair öğüt verici ve yol gösterici nice söylemleriyle karşılaşırsınız. 1206-1326 yılları arasında yaşamış Osmanlı’nın fikir babası ve Osman Gazi’nin kayınpederi Şeyh Edebali’nin tarihe not düştüğü öğüdü bugün devleti yönetenler için önemli bir anekdottur. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” der. Böylesi günlerde kişiyi hasta ederek öldürmeyi değil yaşatmayı hedef alan yaklaşımlar kitlesel ölümlerin önüne geçecektir. En masum hak arama taleplerine bile acımasızca copla, biber gazıyla saldıran ceberut devlet, nedense koronavirüsün pandemisine karşı oldukça demokrat davranıyor. Ekonomik kaygılardan dolayı yasakçı iradesini ortaya koyarak sokağa çıkma yasağını ilan edemiyor. Bu güzel ülkemizin çeperlerinde yaşayan emekçilerine, yokluk ve yoksulluk içindeki milyonlarına daha doğrusu halkın bütününe, hepimize inanılmaz kötülük yapılıyor.

Birlikte başaracağız 

Halbuki sosyal devlet, sadaka devleti görüntüsünden uzaklaşıp, ortak akıl ile TBMM’de grubu bulunan ya da bulunmayan tüm siyasal partilerin genel başkanlarını, sağlık meslek odalarını, belediyeleri ve tüm sivil toplumu da yanına alarak salgın hastalığa karşı ortaklaşa bir mücadele hattı izlemelidir. Gerek deprem, su baskını gibi doğal afetlerde gerekse de bugünlerde yaşadığımız bulaşıcı hastalıklarda süreçleri açık ve şeffaf yönetmeli, hiçbir gerçeği, yaşanılan kayıpları halkından ve dünya kamuoyundan saklamamalıdır. ABD Başkanı Trump gibi felaketleri yaşayan ülkelerin liderleri, Merkel, Johnson, Macron, Mattarella, Sanchez halklarına bu salgın karşısında yaşamı kolaylaştıran ve insana dair her türden katkıyı sağlayarak sosyal devlet olmanın gerekliliğini yerine getiriyorlar. El avuç açarak halkından para toplayan Erdoğan’lı Türkiye ülke insanlarımızı daha çok umutsuzluğa ve hayal kırıklığına uğratıyor. Bütün bu yaşananlar bizleri çok üzse de toplumu ayağa kaldıracak önermelerimizi YENI BIR ALDATMACA MI? El avuç açarak halkından para toplayan Erdoğan’lı Türkiye, ülke insanlarımızı daha çok umutsuzluğa ve hayal kırıklığına uğratıyor. EDİTÖR: ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR TASARIM: MEHMET AMAN hayata geçirmekten alıkonsak da konuşmaya, paylaşmaya, katkı vermeye devam edeceğiz. Çünkü bizler bu ülkenin dağlarında, taşlarında hep kardelen çiçekleri olduk. Metrislerin, Mamakların, Diyarbakırların zindanlarında taş duvarları inim inim inlettik. “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” dedik. Yaşasın bağımsız demokratik Türkiye, “yaşasın halkların kardeşliği” dedik. Hayal ettiğimiz dünyayı belki kuramadık ama o filizleri toprağa diktik. Ölüm ister koronavirüsten ister zalimin kurşunlarından gelsin zorluklarda ve refahta da dayanışma ve paylaşmayı ortaklaştırıp birlikte başaracağız.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları