Öner Yağcı

Afganistan ve insanlar

13 Haziran 2020 Cumartesi

Çok satanlar”a uzak dururum. Doğrudur yanlıştır, iyidir kötüdür, ilkem bu benim. Bir süre geçtikten sonra okuyorum ilgimi çekenleri.

Khaled Hosseini’nin romanlarını bu nedenle geç okudum ve Afganistan’ı yazayım dedim.

Joseph Kessel ve Atlılar

Nazi Kampları’nı yazarken okuduğum, içinde olduğu Fransız direnişini (rezistans) anlatan, filme de alınan Gölgeler Ordusu’ndan (Çev. İlksen Tuncay) biliyordum Joseph Kessel’i. Çeşitli coğrafyalardaki gözlemlerini, insan-doğa ilişkisini Aslan, Çöl Menekşesi gibi kitaplarında anlatan Kessel’in, Luis Bunuel’in filme de aldığı Gündüz Güzeli (Çev. Aykut Derman), zamana karşı durmayı başaran başarılı bir edebiyat örneğiydi.

Kessel’in Atlılar (Çev. Dursun Hatko) romanı, unutamadığım kitaplardan biri oldu. Cümle Âlemin Atası denilen, Asya’yı dolaşmış, usta bir yaşlı bilge Gardi Geç ile cirite benzer bir oyun olan buzkaşi oyununun iki ustası baba-oğul Tursen-Uraz temelinde Afganistan’ın çıplak gerçeğiyle dolu olan roman, filme de alınmıştı (Yön. John Frankheimer).

20. yüzyıl Afganistan’ı

20. yüzyıl başındaki Afganistan’la ilgili Mehmet Fazlı’nın Afganistan’da Bir Jöntürk (Çev. Kenan Karabulut) adlı anıları ufuk açıcıydı.

Mısır’daki sürgün Jön Türklerden Mehmet Fazlı da arkadaşlarıyla birlikte Afgan Emiri’nin çağrısıyla modernleşme yolunda reformlar yapılmakta olan Afganistan’a gelir. Emir’in şehzadelerinden biri olan ve babasının öldürülmesinden sonra 28 Şubat 1919’da emir olan Emanullah Han, 19 Ağustos 1919’da ülkesinin bağımsızlığını ilan eder. 10 yıl boyunca Atatürk’ü örnek alarak reformlar yapan Emanullah Han, özellikle kadın hakları konusunda adımlar atmaya başlayınca, yenilik hareketlerine karşı çıkan mollaların ayaklanması nedeniyle ülkesinden kaçar.

Genç yaşında yitirdiğimiz gazeteci dostum Hasan Uysal, Afganistan (1996) adlı gezi kitabında, ülkenin “İngilizlerin yetiştirdiği Müslüman mollaları (Taliban), dünyanın en büyük eroin tüccarlarının mücahit lider adı altında İslamcılık satmasını” yakın tarihini anlatmıştı.

Günümüz Afganistan’ı ve Hosseini

Akdeniz’de cesedi kıyıya vuran üç yaşındaki Aylan Kurdi’den esinlenerek Suriyeli bir babanın oğluna yazdığı bir mektup ve denizlerde canlarını veren binlerce mülteciye bir ağıt olan Deniz Duası’nın da (Çev. Cem Alpan) yazarı olan Hosseini, 1965 Kâbil doğumlu bir diplomat çocuğudur ve Sovyet işgalinden sonra siyasi sığınmacı olarak ABD’ye yerleşmiştir.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nde delege olarak çalışan Hosseini, Afganistan’la ilgili üç romanından (Çev. Püren Özgören, Everest Yay.) biri olan Ve Dağlar Yankılandı’da, 1950’li yılların Afganistan’ında küçük bir köyde yoksulluk içinde yaşayan, birbirini çok seven, ülkede olanlar nedeniyle yaşamlarını farklı ülkelerde geçirmek zorunda kalan, yıllar sonra bir araya gelen iki kardeşin, Abdullah ve Peri’nin dramını anlatıyor.

Marc Foster tarafından filmi de çekilen, Uçurtma Avcısı’nda krallığın çöküşü, Sovyet işgali, Taliban egemenliği, emperyalizmin işbirlikçileri, iç savaşlar ve sonucunda yaşanan göç yollarındaki insanları, Emir ve Hasan adlı sütkardeş olan iki karakterin yaşamlarıyla birlikte anlatıyor. Sevginin, dostluğun, vefasızlığın, ihanetin, utancın, vicdanın iç içe olduğu bu yaşam örgüsüyle “Afganistan’da çocuk çok ama çocukluk yok” gerçeğini kanıtlıyor.

Bin Muhteşem Güneş’te yaşamları kesişen Meryem ve Leyla’nın kişiliğinde özellikle Afgan kadınlarının 1959’dan 2003’e kadar yaşadıklarının tarihini sunuyor.

Khaled Hosseini’nin kitapları, Afganistan’ın -ve dünyanın- bugününü anlamak için önemli veriler sunuyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eğitim ve kitap 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları