Öner Yağcı

Namık Kemal’i anlamak

07 Aralık 2019 Cumartesi

Türkçede o zamana kadar bilinmeyen “vatan-ı hamiyet (vatan sevgisi), hâk-i vatan (vatan toprağı), millet, hürriyet, gavga-i hürriyet (özgürlük kavgası), didar-ı hürriyet (özgürlüğün güzel yüzü), vicdan, inkılap, ihtilal, zincir-i esaret (tutsaklık zinciri), ümmid-i istikbal (gelecek umudu)” gibi birçok kavramı ilk kez kullanan, yaşamını zulme, tutsaklığa karşı mücadeleye adayan özgürlük kahramanı Namık  Kemal 2 Aralık 1888’de dünyaya veda etti.

Özgürlük aşkıyla dolu bir edebiyatçı olarak başladığı mücadelesini, gazeteci ve devlet adamı olarak sürdüren Namık Kemal, dünü aydınlatırken bugüne de yol gösteren öncü bir aydındır.

Namık Kemal’den Tevfik Fikret’e

“Ölürsem görmeden millette ümit ettiğim feyzi/ Yazılsın seng-i kabrimde vatan mahzun ben mahzun” diyen Namık Kemal’in 48 yıllık yaşamı, aynı zamanda özgürlük aşkını ve yurt sevgisini kendisinden sonraya aşılayan müthiş bir mücadelenin adıdır.

Mezarının projesini o zaman 20 yaşında olan Tevfik Fikret’in çizmesi, bu anlamlı yaşamın damarı damara bağlayarak mücadelesini kendisinden sonraki bir başka büyük insana devretmiş olması, tarihin aslında hiç de rastlantı olmayan bir gerçekliğidir.

Atatürk’e bağlanan damar

Bu gerçeklik, Namık Kemal’in “Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini/ Yoğ imiş kurtaracak bahtı kara maderini” dizelerinde yankılanan çağrısı, “Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini” diyen ve Tevfik Fikret’i “aşiyan”ında ziyaret edip “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” kuşaklar isteyen Mustafa Kemal’le bütünleşti.

Kararlı yurtseverliğin, özgürlük sevdasının, toprağımızda yetişen büyük insanların buluşmasıydı bu.

Bir özgürlük savaşçısı

“Vatan Şarkısı, Vatan Kasidesi, Vatan Türküsü, Vatan Manzumesi” gibi, yüreklere seslenip coşturan şiirleriyle, İntibah (Uyanış), Cezmi gibi romanlarıyla, yazınsal, siyasal, toplumsal yazılarıyla sanki bugünlerin Türkiyesi’ni anlatan özgürlük savaşçısı Namık Kemal, tiyatro oyunları da yazdı.

Engels’in “Savaş tarihinde buna benzer kahramanca bir direnme örneğinin gerçekten bulunabileceğini sanmıyorum” dediği, görülmemiş bir direniş olan Silistre savunmasını oyunlaştırdı. Antiemperyalist bir bildirge gibi olan Vatan yahut Silistre, 8 Nisan 1873’te Gedikpaşa Tiyatrosu’nda ilk kez oynadığında İstanbul’u sarsınca Namık Kemal tutuklanıp Mağusa’ya sürgüne gönderildi.

Teslim olmadı, direndi, zindanda son anına kadar yazdı: “Dünyada zalimin yardımcısı alçaklardır/ Köpektir insafsız avcıya hizmetten zevk alan… Zalim ne kadar korkusuz da olsa, zulmün temelini biz yine de yıkarız/ Dünyanın dibine atsalar da bizi/ Yerküreyi patlatır çıkarız.”

Hıfzı Topuz’un Namık Kemal’e selamı

Şiirleri, oyunları, romanları, eleştirileri, mektupları, tarih kitapları yayımlanmış olan Namık Kemal hakkında daha önceki yıllarda sayısı 100’e yaklaşan kitap yayımlandı. Şükran Kurdakul (Zindandaki Şair) ve Necati Cumalı (Vatan Diye Diye) oyunlaştırdı. V. Stambulov ayrıntılarıyla yazdı (Hürriyet Savaşçısı Namık Kemal, Etki Yayınları). Namık Kemal’in mücadelesini genç kuşaklara anlatmak için yazdığım Namık Kemal’de (Telgrafhane Yayınları) 20 kadar şiirini de günümüz Türkçesiyle sundum.

Namık Kemal’in yaşamını Hıfzı Topuz romanlaştırdı: Vatanı Sattık Bir Pula: Namık Kemal’in Romanı (Remzi Kitabevi, 2013).

Sözüm, “Bastı düşman göğsüne biz sağ iken/ Arş yiğitler vatan imdadına” diyen Namık Kemal’i ders kitaplarındaki gibi değil, var olan gerçeğiyle öğrenmek isteyenleredir:

Onu çocukluğundan “elveda”sına kadar ayrıntılarıyla anlatan Vatanı Sattık Bir Pula romanını okuyalım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Anadolu'nun seçimi 30 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları