Öner Yağcı

Unutulan yazarlar, şairler

08 Şubat 2020 Cumartesi

2009 Mayıs sonunda İstanbul’da gerçekleştiren bir toplantının konuşmaları, BESAM tarafından kitaplaştırılmıştı: Unutulan Yazarlarımız Sempozyum Bildirileri - 2010.

Edebiyatçılarımız, 14 yazarımızın (Celal Sılay, Falih Rıfkı Atay, Hulusi Koray, Sadettin Nüzhet Ergun, Mehmet Seyda, İlhan Tarus, Ömer Bedrettin Uşaklı, Mahmut Yesari, Reşat Ekrem Koçu, Bekir Sıtkı Kunt, Eflatun Cem Güney, Suut Kemal Yetkin, Kemal Bilbaşar, Sadri Ertem) unutulmaya terk edilmesine isyan etmişti.

BESAM Başkanı Esen Arslandoğan’ın kıt olanaklara karşın kararlılık ve özveriyle yaşama geçirip yayımlanmasını sağladığı “unutulmak” gerçeğine dikkat çeken, Adnan Binyazar, Doğan Hızlan, M. Şerif Onaran, Eray Canberk, Yusuf Çotuksöken, Nursel Duruel, Ömer Türkeş, Handan İnci’nin bildirileriyle “unutulmak” gerçeğinin çeşitli açılardan ele alındığı ve edebiyat dünyamızın ilgisine sunulduğu kitaptan çok şey öğrenmiştim.

Unutulmak yazgı mı?

Var olan gerçeği kabullenmek, sonra o gerçekteki yanlışlığı düzeltmek için nelerin nasıl yapılabileceğini araştırmak, ortaya koymak gerekir. Sempozyumdaki ortak görüş, edebiyatın birbirine bağlanan halkalardan oluşan bir bütün olduğuydu. Siyasal nedenlerle yok sayılan, bilinçli olarak unutturulmaya çalışılan yazarlarla ölümünden sonra kitapları yayımlanamayan yazarlar da ne yazık ki unutulmaya terk ediliyordu.

Konuşmalarda, unutulmuş yazarlar, şairler geleceğe aktarılmazsa edebiyat tarihinin eksik yazılacağı, toplumumuzun dününün aynasını yansıtan tanıklığının boşa gitmiş olacağı vurgulanmıştı. Çünkü bir toplumun dününü anlamanın en doğru yoluydu edebiyat. Yazıldığı dönemde nelerin nasıl düşünüldüğü, nasıl yaşanıldığı edebiyatta vardı. İnsanların edebiyatla aktarılan düşleri, korkuları, sevinçleri, kederleri, umutları toplumbilim aracılığıyla gündeme getirilerek toplumun önü açılmalıydı.

Okura da görev düşüyor

Bu görevin asıl sorumlusu olan devlet, devletin kültür ve eğitim organları bu olayı görmezden geliyorsa demek ki iş başkalarına düşüyor. Yazar ve yayıncı örgütleri, yerel yönetimler, yayınevleri, kültür kurumları, meslek kuruluşları, demokratik kitle örgütleri, “memleket” dernekleri, yazarlar, yazarların mirasçıları, iletişim araçları, dergiler, kitap ekleri, okullar, üniversiteler, öğretmenler, okurlar bu görev paylaşımından üzerlerine düşeni almalılar.

Edebiyatçılarımız zamana bırakılsın ama adaletsizliğe terk edilmesin. Edebiyatın parasal olanaklarla değil, adaletli ve vicdanlı bir edebiyat terazisinde tartılması ve geleceğe akmayı başaranlara fırsat verilmesi gerekir. Bu sağlanabilirse, yaşadıkları dönemin toplum gerçekliğini, insan durumlarını yapıtlarında aktaran yazarlar geleceğe aktarılabilir.

Yürekli yayınevlerini kutlamak

Unutulan yazarların kitaplarının yayımlanması, okurla buluşması için elden gelenin yapılması gerek. Unutulan yazarlarla ilgili çalışmalar yapmak, örneğin doğum-ölüm yıldönümlerinde onları gündeme getirmek gerek.

Literatür’de Köy Enstitülü yazarları, h2o’da İlhan Tarus, Mehmed Kemal, İrfan Yalçın, Eksik Parça’da Zeyyat Selimoğlu, Sulhi Dölek, Can’da Kemal Bilbaşar, Telgrafhane’de Oktay Akbal, Everest’te Bekir Yıldız, Bilge’de Mehmet Seyda, kitaplarını gördükçe içim ısınıyor. Benim görmediklerim de vardır elbette. Gelecek yazılarımda örnekler sunacağım.

***

6 Şubat günü Türkel Minibaş’ı mezarı başında ve Nihal Kızıl’la birlikte Ayvalık ÇYDD’de İzmir ve Burhaniye’den gelen çağdaş yaşamcıların katıldığı toplantıda andık.

Bu akşam Edremit - Zeytinli’de Körfez’deki dostlarla “Ülkü Acar Sanat Atölyesi”nin 20. yılını kutlayacağız.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eğitim ve kitap 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları