Özdemir İnce

Armudun sapı, üzümün çöpü

01 Kasım 2020 Pazar

Gerçekten de armudun sapı, üzümün de çöpü vardır ama karpuzun da çekirdeği, vişnenin de ekşisi vardır. Pekiyi ne yiyeceğiz?

Bu söz “Hiçbir şey yemeyin” anlamında söylenmez. Ama şimdi bazı insanların ağzından bu anlamda söylenen bir söz duyuluyor: “Bu iktidar yüzünden ne eğitim kaldı ne ekonomi kaldı ne demokrasi, laiklik, ifade özgürlüğü kaldı ne Cumhuriyet kurumları kaldı, ülke mahvoldu, oyumu AKP’ye vermem ama oy verecek başka parti de yok.

Al başına belayı! AKP dışında kalan siyasal partilerin tamamı çürük mü? Yüce gönlünüze göre bir parti mi yok? Vah gidi vah vah! Oy vermeyeceğiniz “o” partiye neden oy vermiyorsunuz? Gelin ya da damat adayı mı söz konusu? Bir partinin sadık müşterisi olmak esarettir, köleliktir. Bir partiye kesinlikle oy vermeyeceksiniz ama oyunuza layık bir parti bulamıyorsunuz! Demek ki siz hâlâ AKP’lisiniz; gerisi, kusura bakmayın, lafügüzaf!

***

Merdan Yanardağ geçen gün “öğretilmiş çaresizlik” deyimini kullandı. “Oyumu AKP’ye vermem ama oy verecek başka parti de yok” demek, öğretilmiş çaresizliğin kurbanı olduğunuzun itirafıdır. Bunu kim öğretti size, ne zaman öğretti? Düşünün, kim? İktidardaki parti AKP’nin kara ve pembe propagandası mı, yoksa yakın çevreniz mi? Peki, AKP dışındaki partilerin sesini dinliyor musunuz? Hangi gazeteyi okuyorsunuz? Örneğin Cumhuriyet, BirGün, Sözcü gibi gazeteleri okuyor musunuz? Hangi televizyonları izliyorsunuz? Janjanlı, fantirifitton ve yandaş televizyonları mı? Yoksa TELE 1 ve Halk TV izlemiyorsanız, doktorun dediği gibi artık ne yerseniz yeyin. AKP’den başka oy verecek bir parti mi arıyorsunuz? O zaman muhalif kanalları izleyeceksiniz, muhalif gazeteleri okuyacaksınız?

Doğru gazeteleri okumak, doğrucu televizyonları izlemek, siyasal bilinç kazanmanızı sağlar. Değerli oyunuzu verecek bir parti bulursunuz. Bulamazsanız hâlâ AKP’lisiniz efendim!!!!!!!

***

Yazmamda hiçbir sakınca yok: Benim seçimlerde oy vereceğim partiler bellidir: 1965’ten itibaren Mehmet Ali Aybar’ın, Behice Boran’ın ve hayranı olduğum Şaban Yıldız’ın Türkiye İşçi Partisi’ne oy verdim; yerel belediye seçiminde Türkiye Komünist Partisi’ne oy verdim; çoğunlukla CHP’ye oy verdim. Yaşım icabı, bundan sonra kaç kez oy kullanırım bilemem ama oyumun adresi bellidir: Ortanın solundan itibaren sola. Çünkü tarih ve sınıf bilincim (her zaman proleterim, emekçiyim) icabı olmam gereken yer sol cenahtır. Siz isterseniz ve varsa cumhuriyetçi ve Cumhuriyetin devrimlerine, anayasanın ilk dört maddesine ve 174. maddesine saygılı ve sadık orta ve ortanın sağına da oy verebilirsiniz... Armudun sapı, üzümün de çöpü demeden.

***

Ya da cumhuriyetçiyseniz, insan hakları savunucu iseniz, soyguna dönüşmüş ihalelere, akraba kayırmacılığına karşı iseniz, AKP’ye oy vermek istemiyorsanız muhalefete oy vermek istememenizin belli bir nedeni mi var? AKP’ye bir borcunuz mu var? Dindar iseniz Cumhuriyete sadık olduğunu sandığım Saadet Partisi var. AKP ve CHP size ters geliyorsa İYİ Parti var. Marksist iseniz TKP var, öteki sol partiler var.

***

Siz demeyeceğim ama oylarını çok kıskanan, mevcut partileri oylarına layık görmeyen burnu büyük bir kitle var. Kendilerini pek önemsiyorlar. Bense onları gülünç buluyorum.

Burjuva ve büyük burjuva olup da sola oy veren (az da olsa) insan tanıyorum. Ama yoksul olup da AKP ve MHP’ye oy verenleri anlamıyorum. Aslına bakarsanız çok iyi çözüyorum onları. Gündelik hayatın gerçekleriyle ilgisi olmayan şu din ve milliyetçilik efsunları yüzünden bilinçleri kapanmış... Oysa din ve milliyetçilik zengin sınıfların ideolojisidir.

***

Başa dönelim: Merdan Yanardağ’ın tanımsız kullandığı (belki tanımladı) “öğretilmiş çaresizlik” deyimi ne anlama geliyor? Ben olsam “öğretilmiş çaresizlik”in yanı sıra “çaresizlik afyonu”nu da kullanırdım. Sınıfsal koşullanmanın yerine iktidar ve yönetici sınıfların çorbaya gizlice karıştırdığı saptırıcı ve baştan çıkarıcı ilaç.

Merdan Kardeş, “öğretilmiş çaresizlik” bukağısından kurtulmak, onu yenmek çok mümkün! Zor olanı geçirimsiz (empermeabl) kitlenin bilinçlenmesi: Hükümetten haklı/ haksız maddi yardım alanlar; mesleksiz lümpen proletarya, asalak kitle, sadaka ekonomisinden beslenenler. Yani AKP’nin gerçek oy deposu. Dindarlar bile halkçı ve adaletçi bilince ulaşabilirler, ama bunlar asla!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları