Özdemir İnce

Böyle buyurmuş Kılıçdaroğlu!

02 Şubat 2020 Pazar

Kılıçdaroğlu, “CHP İktidara Yürüyor” (24.1.2020) başlıklı yazı ile tasvir ettiğimiz ziyafet masasında, “Bugün Türkiye’de bizce sağ-sol siyaseti yok. Demokrasiden yana olanlar-demokrasiye karşı olanlar, otoriterlikten yana olanlar var. Temel ayrım bu” demiş. Hz. Ali’nin kılıcı gibi kestirip atmış: “Türkiye’de sağ-sol siyaseti yoktur.” Böylesine veciz ve aciz cümleyi ancak Başyüce söyleyebilir. Kafası kızarsa bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi de yayımlayabilir. Anladığıma göre Kılıçdaroğlu bazı kavramları karıştırıyor: Demokrasi zaten sağ-sol mücadelesini solun kazanmasıyla gerçekleşir. Sağı / solu belli olmayan siyaset ancak geri kalmış tek adam rejimlerinde olur.

***

Demokrasiyi sağcı ne yapsın? Sağ çaresiz kalınca demokrasiye katlanır. Demokrasi solun oksijenidir, sol da demokrasinin oksijenidir. İsterseniz, kabadayı ağzıyla “harbi ve yekten” söyleyeyim: Kılıçdaroğlu’nun ziyafet masasına oturmak gafletinde bulunduğu yaratıklarla ortak demokrasi mücadelesine girmek bir yana onların gittiği helaya bile girilmez.

***

Kemal Kılıçdaroğlu elbette sol gelenekten gelmiyor. Türkiye İşçi Partisi’nin mücadelesini de bilmiyordur ve belki de gerçek, eski TİP’e kafa ve gönül yakınlığı da duymuyordur. Olabilir! Olabilir de vahşi kapitalistlerin en büyük hatası Marx ve marksizmi bilmemelerinden kaynaklanır. TİP’in tarihi tam anlamıyla siyasal arkeolojik kazı yapılması gerekli ve zorunlu bir “sit” alanı sayılmalı ve öyle bilinmeli. “Kimden, nasıl oy koparabilirim” amentüsü ile siyaset yapılamaz!

Bir hatırlatma yapmak için Cumhuriyet gazetesinin en eski yazarlarından Işık Kansu’nun Yurt Kemiricileri (*) adlı kitabından bir alıntı yapacağım. Bir örnek vermek gerekirse, Türkiye’de ilk kez TBMM’ye temsilci sokabilen sosyalist parti olan TİP’in genel başkanı Mehmet Ali Aybar’ın, 29 Ekim 1964’teki Cumhuriyet Bayramı bildirisi, bu açıdan tarihsel bir belgedir:

***

“Türkiye Cumhuriyeti, bir Milli Kurtuluş Savaşı sonunda kurulmuş ilk Cumhuriyettir. Bundan dolayı sömürgecilik ve sömürme sistemleri üzerine kurulmuş öteki Cumhuriyetlere benzemez. Bunların insanlık hazinesine mal olmuş değerlerini benimsemekle beraber, bizim Cumhuriyetimizin, Milli Kurtuluş Savaşı’ndan doğmuş olmanın verdiği özellikleri vardır. Bizim Cumhuriyetimiz, emperyalizme karşı, her türlü sömürücülüğe karşı, devrimci, dünya barışından yana, kıskançlıkla bağımsız, halkçı bir idare şeklidir. Böyle olmak gerekir.

Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin 1920 Kasımı’nda yayımladığı ‘Halkçılık Beyannamesi’ ve ölümsüz Başkumandan Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı yıllarındaki birçok söylevleri, yeni devletin özelliklerini, halkçı karakterini ve daha önce kurulmuş devletlerden hiçbirine benzemediğini kesinlikle belirtmiştir. Savaştan sonra kurulacak Cumhuriyetimizin ne çeşit bir Cumhuriyet olacağını göstermiştir.

Fakat Cumhuriyetimizin halkçı karakterini gerçekleştirmesi için sosyal yapıda köklü dönüşümlerin yapılması zorunludur. Bu dönüşümleri emekçi halkımız, yurt işlerinde söz ve karar sahibi olarak gerçekleştirecektir.

Cumhuriyetimizin 41. yıldönümünü kutlarken, Kurtuluş Savaşı Türkiyesi’nin amaçlarına ve değerlerine dönmek, bunları günümüzün şartları içinde yeniden canlandırmak, hepimize şevk ve heyecan veren bir ülkü haline gelmelidir. Cumhuriyet Bayramımız emekçi halkımıza mutlu olsun, kutlu olsun.” (1964, Sosyal Adalet dergisi, Sayı: 8)

***

1948 doğumlu Kemal Kılıçdaroğlu, Sosyal Adalet dergisini yaşı icabı okuyamamıştır. Ancak Sosyal Adalet ve Yön gibi dergileri okumadan “Halkçı Karakterli Cumhuriyet”i kuran bir siyasal fırkada (partide) siyaset yapılamaz. Kılıçdaroğlu’nun ziyafet masasına birlikte oturduğu o “rate” zevatın neredeyse tamamı TİP’in içinde yer almış ve ona “meclis dışı muhalefet” safsatasıyla ihanet etmiştir.

***

Yozlaşmışlarına bakıp karar verilmesin: Her Cumhuriyet ilke olarak soldadır. Çünkü halkın kendi kendini yönetim tarzıdır. Dolayısıya da Cumhuriyetin cumhuriyet olması için demokratik olmak ve de solda (halkın içinde ve yanında) olmak zorundadır. Kısacası, CHP’nin 1923 yılında kurduğu Cumhuriyet bir sol rejimdir. Durum böyle iken siz kalkıp sağsız-solsuz bir Cumhuriyetten söz edeceksiniz. Bu, CHP’yi ıskartaya çıkarmak anlamına gelir.

(*) Telgrafhane Yayınları, Kasım 2018, s. 53.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları