Özdemir İnce

Kader diye bir şey yoktur

18 Ekim 2022 Salı

Eğer kader diye bir şey varsa insan hiçbir eyleminden dolayı sorumlu değildir. Anayasa ve yasalar kader diye bir şey olmadığı için var... Bu nedenle AKP Genel Başkanı R.T. Erdoğan’ın “Kader Planı”na inanması sadece kendisini bağlar. Ayrıca kader varsa neden cezalandıracak sorumlu arıyorsunuz? Kader şeriatın malzemesidir... Sofu insanlar kadere inanmakta özgürdürler ancak eylemleri şeriata göre değil devletin yasalarına göre değerlendirilir. Bu nedenle R.T. Erdoğan’ın sözleri son günlerin moda deyişiyle tipik bir dezenformasyondur. Kader varsa neden dezenformasyon yasasını çıkardınız?

R.T. Erdoğan’ın anlayışına göre, Türkiye’yi yönetmek kaderi ise bu göreve Tanrı tarafından seçilmiştir. O halde artık seçim yapmaya da gerek yoktur.

[Ancak, bazı ilahiyatçı yazarlara göre “kadere iman”, İslam akaidinde bir Emevi doktrinidir. İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık’a göre Kuran’da ölçü ya da kapasite anlamında bir kader ibaresi bulunmakta, ancak İslamda kadere iman diye bir Kuran hükmü bulunmamaktadır.

İslam literatüründe kader ile alakalı birçok görüş de ortaya çıkmıştır. Mutezile, kaderiye fırkasının kader hakkında görüşlerini kabul etmektedir. İkinci bir görüş olarak cebriye diye bir görüş vardır. Bu görüşe göre hür irade yoktur. Ehli sünnet ise bu iki görüşün ortasında bir görüşle ilerlemiş olup buna göre insan fiillerinde ne tamamen hürdür ne de cebriyenin düşündüğü gibi insanın iradesi yok değildir. İnsanın fiillerinde hem insanın hür iradesinin hem de Allah’ın takdirinin etkisi olduğu düşünülür (Kesb Teorisi).]

Vikipedi ansiklopedisinden aktardığım yukarıdaki sıradan bilgi bile R.T. Erdoğan’ın iddiasını geçersiz kılmaktadır... Şimdi Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün bu konuda ne dediğine bakalım: 

“Elimizdeki geleneksel akait kitaplarındaki kader anlayışının Kuran’daki kader kavramıyla bir ilgisi yoktur. O kitaplar yoluyla asırlardır taşınan ve bizlere öğretilen kader, Bakara suresi 104. ayetin tam tersine giden, sürüleşmiş bir toplum yaratmak isteyen saltanat odaklarının kitleyi uyuşturmak için oluşturdukları Kuran dışı bir anlayıştır.

Bu anlayışla Müslüman kitlelerin getirilmek istendiği yerin ne olduğunu, İslamın temel kabulleri gibi benimsettirilen ‘ilkeler’den seçtiğimiz şu birkaç örnek çok iyi göstermektedir:

1. Devlet başkanı, ahlaksızlık da zulüm de işlese azledilemez. 

2. Sapık ve zalim bir imamın peşine de olsa namazı cemaatle kılın. 

3. Dünya, Müslümanın cehennemi, kâfirin cennetidir.

4. Her insanın cennetlik veya cehennemlik olacağı, varlıklar âlemi yaratılmadan çok önce belirlenmiştir. Kuran, kader kavramıyla ‘sünnetullah’ da denen tabiat kanunlarını kastetmektedir.

Kader kökünden gelen ve ölçüye bağlamak anlamında olan ‘takdir’ sözcüğü de tabiat kanunları, değişmez ölçüler anlamında kullanılmıştır. Bu kullanıma göre Ay ve Güneş’in belirlenmiş ölçülere göre seyretmeleri, her türlü iş ve oluşun, her türlü yaratılış ve yaratışın seyri Allah’ın bir takdiri yani ölçülendirmesidir. (Enam, 95; Furkan, 2; Yasin, 38; Fussılet, 12)

Biz burada bir satranç benzetmesi kullanıyoruz. Kader diye anılan tabiat kanunları, satrancın nasıl oynanacağına ilişkin kurallara benzer. Bu kuralları yaratıcı koyar.

Bize düşen, bu kuralları değiştirmek değil, satrancı onlara uygun oynayarak kazanmaktır.

Allah, satrancın galip veya mağlubunu önceden belirlemez, ilan etmez. Ama Allah, sonsuz bilgisiyle satrancın galip ve mağlubunu ilk bakışında anlar, bilir. Beceriksiz oynayanın yenilgisinin sebebi onun bilmesi değildir, kendisinin yanlış oynamasıdır.]*

***

Kime inanalım, imam hatipte okumuş R.T. Erdoğan’a mı yoksa İslam âlimi Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’e mi?


*[“Kader alın yazısı mı, tabiat kanunları mı?” Hürriyet Gazetesi, 5 Şubat 2009]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları