Özdemir İnce

Milli ve gayri milli

05 Kasım 2021 Cuma

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, Irak, Suriye ve Lübnan’a asker göndermek için cumhurbaşkanına iki yıl yetki veren “torba” tezkereyi eleştiriken söylediklerinin en önemli yeri “iki yıl”ın yanı sıra bence şu bölümdü:

“Bu tezkerede ayrıca, yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması, bu kuvvetlerin cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması yazıyor. Ne demek yabancı kuvvetler Türkiye’de bulunacak? Şimdi soruyorum. Erdoğan’a değil. Yönetme kapasitesi olmayan adama soru sormak yanlış. Bahçeli’ye soruyorum: Bu yabancı asker kim ve sen yabancı askerler Türkiye’ye gelip konuşlanacak diye el kaldıracaksın! Söyle bakalım milliyetçi sen misin, biz miyiz? Yabancı askerlerin potinlerinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni çiğnemesini istemiyorum. Çıkarın bunu tezkereden. Böyle bir rezillik olur mu ya! Terör ayaklarına yatacaksın, yabancı askerler buraya gelecek. Taliban’ı mı getireceksin? Amerikalılar mı, Yunanlar mı, kimi çağıracaksın sen? Terörü bitirmek için mücadele eden TSK ve polislerimizdir. Tezkeredeki yabancı güçler kim?”

***

Evet, neden iki yıllık süre ve neden yabancı asker?

Hükümetler TBMM’den şimdiye kadar altı aylık ya da bir yıllık yetki alırdı, şimdi neden iki yıllık? Üstelik üç ayrı sefer tezkeresi, torbadan tasarruf için aynı torbanın içinde. Üstelik alınan yetki seçim “sath-ı maili”ni ve hatta seçim gününü bile kapsıyor. Hep taarruz eden, kitabında geri adım bulunmayan bir Başyüce’nin saltanatında olması dolayısıyla da şüphe celbeden bir durumun vaziyeti. Neden?

***

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve HDP Eş Genel Başkanı Mihat Sancar ve öteki muhalefet partileri sözcüleri, Başyüce’nin “emir eri” olmadıkları için, doğal olarak, torbalı tezkere taarruzunu eleştirdiler:

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener: “Biz, TBMM’ye gelen bütün tezkerelerle ilgili olarak önceden bir ekip kurarız. Onlar rapor oluşturur, milletvekili arkadaşlarımızla paylaşır. Bu çalışmayı yaptırdık. O raporun sonucunda, eleştirilerimiz baki kalmak kaydıyla ‘evet’ oyu vereceğimizi ifade etmek isterim.” CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: “Torba tezkere dönemi başladı. Her şeyi koymuşlar bir tezkerenin içine, gelin buna evet deyin diyorlar. Niye kardeşim? Biz senin her dediğinin altına mühür mü basacağız. Ne ne değildir, nedir bir anlat. MHP her dediğine evet diyebilir. Ama biz milli Kurtuluş Savaşı geleneğinden gelen bir partiyiz.” 

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar: “İktidar savaş politikalarıyla varlığını güvence altına almaya çalışıyor. Tezkerelerin de buna hizmet edeceğini herkes görmeli. Çağrılarımızı yeniliyoruz: İktidarın tezkere ve savaş oyunlarına hayır deyin.” 

***

Torbalı tezkere gerçekten de kuşku uyandırıcı. Sorumluluk ilham verici tezkereyi kaleme alanlara ait: İnsanın aklına neler geliyor neler... Acaba, iktidar, seçimi süresiz ertelemek suretiyle iktidarı bırakmamak mı istiyor? Acaba, seçimi sıkıyönetim altında olağanüstü halde mi yapmak istiyor? Seçimi kaybettiği anlaşılınca Suriye’ye mi saldıracak?

İnandırıcı bir açıklama olmadığı için bunların hiçbiri olmayabilir ama olabilir de... 

Gelelim şu “yabancı asker davet etmek” garabetine: Yabancı asker yani Rus, ABD, Yunan ya da NATO askeri mi davet edilecek? Hangi saldırgan ya da düşmana karşı? İran mı, Ermenistan mı, Irak mı, Suriye mi? Bu saydıklarımın ilk üçü söz konusu olamaz, olsa bile NATO’nun en güçlü ikinci ordusu yabancı asker gücüne gereksinim duymaz. Kala kala Suriye kaldı. Suriye Türkiye’ye saldır(a)maz. Bu olasılığı geçelim. Bu durumda İdlib çıban başı, bataklığı kalıyor. 

AKP iktidarı bu sorunu barış yollu çözmezse, İslamcı terör örgütleri İdlib’i terk etmezse Rusya ve Suriye burayı terör örgütlerinden temizlemek için bütün güçlerini kullanacaklar. Bu kesin! Oradaki İslamcı terör örgütleri ister barış içinde ya da savaşta bozguna uğrayınca kesinlikle Türkiye’ye gelip sığınacaklar. Başka gidecek yerleri yok. 

İki yıl süreli tezkerenin verdiği yetki ülkenin hayır ve yararına değil; her an Türkiye’nin başına iş açabilir. Böyle bir yetki Kurtuluş Savaşı’nda, Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’ya bile verilmedi. Bu ne gayri milli gaflet!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları