Özdemir İnce

Ohlokraside yaşamak

22 Temmuz 2022 Cuma

Ohlokrasi* (Yunanca: okhlokratía; Latince: ochlocratia), bilgisi ve yetkinliği olmayan geniş insan kitleleri ya da yığışımları tarafından desteklenen popülist siyasetçilerin devlet yönetiminde mutlak güç elde etmesiyle oluşan bir yönetim şeklidir.

Ohlokrasi genellikle uzun ve geniş bir dönem içinde, kendiliğinden oluşur. Genellikle nüfus artışı gibi durumlar sonunda, bir ülkenin eğitim düzeyinin ve entelektüel bilgi birikiminin geniş kitleleri kapsayacak şekilde düşmesi ya da bu entelektüel birikimin olması gerektiği oranda artmaması sonucunda; halkın popülist söylemlere ve etikdışı yöntemlere sahip yöneticileri devlet yönetimine getirmesi sonucu ortaya çıkar.

Ohlokrasi, “halk yönetimi anlamında” demokrasi ile eşanlamlı değildir. Halk (demos) kavramı yerine aşağılayıcı bir anlamda kalabalık (ohlo) terimi kullanılır: Yönetim, kalabalığı yönlendirebilir ya da  güdülebilir bir kitle haline getirebilir. Daha sonra, genellikle demagoji ya da popülizmin yağlayıp kışkırttığı bu efsunlanmış kalabalık (yığışım) iflah olmaz bir toplumsal ve siyasal fenomen (olumsuz) olarak ortaya çıkar. Düşman başına! O zaman insanlar, zırnık kadar demokrasi kokan, rasyonalite bulaşığı, akıl (akılcılık) oranı iç güveyinden hallice ve siyasi etik bakımından gevşek hükümetleri bile mumla arar olur.

***

Antik Yunan filozofu Polibios’un Historíai kitabında Poleis Çağı olarak belirttiği ve antik Yunan’daki örnekleri üzerinden anlattığı bir devinimsel döngü sonucu ortaya çıkar. Buna göre; monarşi, egemen yönetimi güçle zehirleyip çirkinleştirir ve tiranizme yol açar. Tiranlara ise toplumun en güçlü ve zenginleri başkaldırır, bütün kesimlerden destek alarak aristokratik bir yönetim başlatır. Aristokratlar ise zaman içerisinde kendi içerisinde elenir ve içlerindeki en zenginler yönetimi ele alınca da oligarşi başlar. Gücün çok sınırlı bir kesimin elinde toplanmasına isyan eden kitleler demokratik cumhuriyeti oluşturur ve bu demokratik yapı da zaman içerisinde eğitimsizlik ve niteliksizlik nedeniyle ohlokrasiye dönüşür.

***

Yunan ohlokrasiyası: ohlos, “kalabalık” ve kratos, “güç”ten ödünç alınmıştır. Bilinçlenip halk olamamış bir “kalabalık”ın ya da dejenere olup soysuzlaşmış halkın egemenliği ohlokratik bir hükümetle sonuçlanır.

Fransızca sözlüklerde uzun süre yer alan bu sözcük, 19. yüzyılın sonundan bu yana siyasi sözlükten kaybolmuştu; 1932’den beri Fransız Akademisi sözlüğünde yer almıyordu. Ancak 2018 yılından itibaren Sarı Yelekliler hareketiyle birlikte medyada yeniden gündeme geldi. Araştırılması gereken bir durum.

***

AKP iktidarı ohlokratik bir yönetim olarak tanımlanabilir mi? Demokrasinin kaynağı olan üç erk (yasama, yürütme ve yargı) ortadan kalkıp bütün güçler tek adamın elinde toplandığına; ilk, orta ve yüksek öğretim yerle bir edildiğine; ekonomi evrensel ve bilimsel verilere uygun olarak yönetilmediğine; “liyakat”ı emreden “meritokrasi”nin yerine adam kayırma geçtiğine; devlet yönetiminde din egemen olduğuna, başta doktorlar, eğitimli insanlar öldürüldüğüne göre, AKP yönetimi en azından 2018’den bu yana mafya soslu bir ohlokratik rejimdir.

Demokrasi “imamokrasi”ye dönüştüğüne göre, cehalet her alanda diktatorya kurduğuna göre; “Cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım” (Bakara Suresi, 67. ayet) ayetini yok sayıp cehalete sığınıp onu yücelttiğine göre... Victor Hugo da şöyle der: “Ayaktakımı sadece isyan çıkarır ama halk devrim yapar!”

Demokraside halk (demos) hükümeti denetler ve yönlendirir. Ohlokraside kalabalık, yığışım (ohlo) hükümetin oyuncağı olur.

Bu tarz yönetime çete yönetimi de diyorlar.


* “Oklokrasi” olarak telaffuz etmek yanlıştır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları