Özdemir İnce

YÖK’ün saldırgan açıklaması

12 Şubat 2021 Cuma

12 Eylül istibdadının kalıntısı YÖK, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin demokratik duruşuna karşı saldırgan bir bildiri yayımladı. Önce bu bildiriyi okuyacaksınız, sonra ben sazı elime alacağım.

***

Bilindiği üzere dün Boğaziçi Üniversitesi’nde Kâbe-i Muazzama’nın hak ettiği saygı ve tazime ters düşen provokatif bir eylem gerçekleşmiştir.

Türk milletinin müşterek hassasiyetlerinden birisi de dini şiarlara ve sembollere hürmet göstermektir. Bu necib milletin kendisini diğer milletlerden ayırt eden hususiyetlerden birisi olan ‘edeb ve hürmet’ konusundaki azami titizliğini hayâsızca ihlal eden bu eylemin, pervasızlığın ve saygısızlığın sahipleri için ömür boyu bir utanç vesilesi olacağı açıktır.

Üniversiteler sadece bilimsel faaliyetlerin yapıldığı yerler olmayıp aynı zamanda kendi milletinin kültür ve değerlerine sahip çıkacak nesiller, ahlaklı ve dürüst vatandaşlar yetiştiren kurumlardır. Bu gibi çirkin davranışların, ne bu davranışı gösterenlerin ne de mensubu oldukları üniversitenin saygınlığını artırmayacağı, savundukları fikirlere fayda getirmeyeceği ortadadır.

Dolayısıyla öğrencileri de dahil tüm akademi camiasının; toplumun müşterek hassasiyet noktaları, değerleri ve kutsallarına karşı her zaman dikkatli, nezaketli bir üslubu benimsemesinin kendisini ayakta tutan bu topluma karşı bir vazifesi olduğunu ve bu eylemi gerçekleştirenlerin üniversite gençliğini temsil etmediğini hatırlatmak isteriz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

YÜKSEKÖĞRETİM KURULU

***

1. Sadece “Necip” Türk milletinin değil, dünyanın bütün milletlerinin kendilerine göre “edep ve hürmet” ilke ve anlayışları vardır. Bu anlayış sadece dinsel alanı değil, bütün ulusal ve uygar alanları kapsar. Geçmişi “edep ve hürmet” bakımından tartışmalı olan YÖK, bu kuralı Cumhuriyet ve onun kurucularının “şeref ve haysiyetlerini” korumak için hiç uyguladı mı? Anası dahil Mustafa Kemal’in yedi göbek sülalesine küfür yağarken, Cumhuriyet her türlü iftiraya hedef olurken YÖK efendi neden sustu? YÖK acaba bir teokratik devletin mi, yoksa laik devletin mi kurum ve kuruluşu?

Önce: “Kâbe-i Muazzama”nın fotoğrafı, resmi ya da sureti bizzat kendisi değildir. Kâbe-i Muazzama’ya üzerinde bulunduğu devletin yönetimi, kutsal yerin çevresine diktiği gökdelenlerle saygısızlık etmektedir. YÖK bunu bilmiyor mu?

Ülkemizde sadece Kâbe’nin sureti değil, padişahların, Atatürk’ün, kutsal bayrağımızın suretleri de basılmakta bunlar da “kâğıt muamelesi” görmekte, dini kitap ve metinler yerlerde sergilenmektedir. Aklı başında hiç kimse bu konuda bir aşağıla(n)mayı söz konusu etmemektedir. Öküz altında buzağı aramak ayıplar sınıfına girer. Bu nedenle Boğaziçi öğrencileri bir kutsala karşı “edeb ve hürmet” konusunda hayâsızca bir eylemin, pervasızlığın ve saygısızlığın sahipleri olmamıştır ve bu nedenle ömür boyu bir utanç duymaları söz konusu olamaz.

2. Kuşkusuz adına layık üniversiteler gibi öğrencileri de kendi ulusal kültür ve değerlerine sahip çıkarlar. Cumhuriyetin en baskın özelliği demokrasidir. AKP Genel Başkanı’nın Cumhurbaşkanı kimliğiyle yaptığı üniversite geleneğine aykırı atamaya ilkin YÖK’ün karşı çıkması gerekirdi. YÖK görevini yapmayarak öğrencileri zor duruma sokmuş ve üniversitelerini korumak zorunda bırakmıştır. Bundan dolayı utanması gereken, özgür ve demokratik düşünceli ve uygar, vicdanlı öğrencileri insafsızca suçlayan YÖK’tür. YÖK’ün “çirkin” olarak sıfatlandırdığı öğrencilerin davranışları, onun düşündüğünün aksine, hem kendilerini hem üniversitelerini hem dünyanın bütün üniversitelerini hem de Türkiye’yi onurlandırmıştır.

3. YÖK, “Dolayısıyla öğrencileri de dahil tüm akademi camiasının; toplumun müşterek hassasiyet noktaları, değerleri ve kutsallarına karşı her zaman dikkatli, nezaketli bir üslubu benimsemesinin kendisini ayakta tutan bu topluma karşı bir vazifesi olduğunu ve bu eylemi gerçekleştirenlerin üniversite gençliğini temsil etmediğini hatırlatmak isteriz” diye buyuruyor. Bir haksızlığa karşı direnme her vatandaşın ve topluluğun anayasal hakkıdır. Boğaziçi öğrencileri bu hakkı uygar bir üslup içinde kullanmış, ağızlarından töreye ve edebe aykırı tek söz çıkmamıştır. Böylece “fikri hür vicdanı hür bir nesil” olduklarını kanıtlamışlardır.

Kendilerini müstebit bir tavır ve dille “terörist” olmakla suçlayanlara karşı “Biz terörist değil, öğrenciyiz” diye cevap vererek asaletlerini de kanıtlamışlardır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları