‘Patara Yılı’ mı, ‘Noel Baba Yılı’ mı?

03 Ocak 2020 Cuma

Bir zamanlar, hükümette “Kültür” ve “Turizm” bakanlıklarının birleştirilmesi konusunda tartışmalar vardı. Çünkü “Kültür” masraf kapısı, “Turizm” ise para, para demekti! Bu nedenle “Kültür’e” önem verildiğini göstermek amacıyla “Kültür ve Turizm Bakanlığı” denilerek adı öne çıkarıldı!

Bu tepkiler üzerine, bakanlığın adında “Kültür’ü” öne, “Turizm’i” arkaya alarak, sanki sorunu “Kültür ve Turizm Bakanlığı” olarak çözdüler! Sorun çözüldü mü? Günümüzde soruna göz atalım…

***

Günümüzde ise bakanlığa dışarıdan Mehmet Nuri Ersoy atanmıştır. Ersoy, “ETS Tur ve Maxxroyal otelleri zincirinin yurt içi ve dışındaki” sahibidir. Atlasjet ve Voyage Turizm de Ersoy kardeşlerindir. Turizmi bilen bir kişidir…

***

Bakanlık, turizmi harekete geçirmek için 2018’i “Troya Yılı” ve 2019’u da “Göbeklitepe Yılı” ilan etmişti. Hatta arkeolojik buluntulara “çanak çömlek” diyen AKP Reis-i Umumisi, Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan bile Göbeklitepe’yi ziyaret etmişti!

***

Troya ve Göbeklitepe’yi “Alman Arkeoloji Enstitüsü Araştırdı”… Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın acaba “kazı izni verme” dışında, hangisine “maddi katkısı” oldu?

***

Çarşamba günü, gazetemizde “2020 Patara Yılı” olacak başlıklı bir haber vardı… Çok sevindim…

Bakan Ersoy. Antalya’nın Kaş ilçesindeki Patara antik kentinde incelemelerde bulunduğunda, kendisine İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar, Prof. Dr. Havva İşkan Işık eşlik etti.

Patara antik kenti, tanrı Apollon’un doğduğu yer ve “Apollon kehanet merkezi” olarak bilinen Patara, Lykia’nın en önemli ve en eski kentlerindendir.

***

Kent hakkında yeterli tarihsel ve arkeolojik bilgi yokken, Prof. Dr. Fahri Işık’ın 1988’de başlattığı Patara kazılarında, Tepecik’te tunç çağı buluntularıyla bir arada ele geçen “Protogeometrik çömlek parçaları”, İ.Ö. 11. ve 10. yüzyıla tarihlenerek daha erken dönemler hakkında bilgi sahibi olmamız sağlanmıştır.  

Demek ki “çanak çömlek”, tarihi tarihlermiş.

Ayrıca Tepecik Sarnıcı içinden çıkan iki “terrakotta heykelciği”nin geç tunç çağı ya da erken demir çağı içlerinden olması da sürekli bir yerleşimin izlerini işaret etmektedir.
Patara’nın en önemli yapılarından birisi de erken Roma döneminde yapılan “Yol Kılavuz Anıtı’dır (Miliarium Lyciae).

Ayrıca Patara “Nekropolü (mezarlığının) mimarisi, kentin önemini vurgular biçimde çeşitli ve zengindir.

***
Perge kazısına eşiyle başlayıp 2009’da “kazı başkanlığını” devralan Prof. Dr. Havva İşkan Işık, gelişmeleri şöyle anlatmıştı:

Başlangıç yıllarında çadırlarda barınıyorduk. İş makineleri olmadığı için antik kentteki taşları, antik dönemdeki yöntemlerle taşıyorduk.

Bunun yanında sit alanında bina inşa etmek isteyen ‘rant çevreleriyle’ de mücadele ediyorduk. Bu nedenle antik kentte kasıtlı olarak yangınlar bile çıkartılıyordu. Yöre halkının kazılara destek vermesi üzerine 2000’li yıllardan itibaren ‘rant çevrelerinin’ direnci kırılmıştı.

Patara’da antik kentin büyük bir bölümü kum yığınlarının altında idi… Kumlar altındaki tarihi ortaya çıkarıp ayağa kaldırmak için, bugüne kadar binlerce kamyon kumu taşıdık… Patara’da bulunan Likya kentlerine uzaklıkları gösteren ‘Yol Anıtı, Meclis Binası, Deniz Feneri’ çok önemlidir…”
***

Kazılara Antalya’daki turizmcilerin ve belediyelerin ilgisiz olduğunu, ancak Türkiye'nin birçok ilinde arkeolojik kazılara belediyelerin büyük katkısının olduğuna dikkat çeken Işık şunları söyledi:

Antalya'ya yılda 16 milyon turist geliyor. Fakat arkeolojik kazılara belediyelerden ve turizm sektöründen destek bulamıyoruz. Antalya’nın belediyeleri, turizmcileri Antalya'nın arkeolojisine sahip çıkmalı…”  

***

Antalya Körfez gazetesine de konuşan Prof. Dr. Işık, definecilere yol gösteren “Medyum Kaan” adlı kişinin yerel bir kanala çıkmasına isyan etti:

Adam televizyonlara çıkıp cinlerle konuştum diyor. Dergi çıkarıyor. ‘Defineler nasıl aranır? Nerede bulunur?diye başlıklar atıyor. Bir bilim insanı olarak bu durum beni çok üzüyor. Bunlar nasıl önlenemiyor bunu anlayamıyorum.

Kültür varlıklarımızın korunmasının gerektiğinin eğitim kurumlarımızda yoğun şekilde işlenmesi gerekiyor. Suç teşkil eden durumlarda yaptırımların biraz daha ağırlaştırılması gerekebilir. Ören yerlerimizin korunması gerekiyor. İşsiz arkeologlarımızla bu sorun çözülebilir…”

Prof. Işık’ın “İşsiz arkeologlarımızla bu sorun çözülebilir…” sözlerini anımsayalım!

***

Troya Yılı”, “Göbeklitepe Yılı”, peki şimdi 2020’de “Patara Yılı” neden?

Prof. Işık’ın daha önceki konuşmasından bir alıntı:

Noel Baba olarak da bilinen Aziz Nikolaos Patara doğumludur!”

Peki, Noel Baba kimdir?

İ.S. 3'üncü yüzyılın ikinci yarısında Patara’da doğup Myra’da piskoposluk yapmış olan Aziz Nikolaosun saygın dini kişiliği, öldükten sonra azizlik mertebesine ulaşmasını sağlamış, başta eski Rusya Çarlığı olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesinin en popüler azizi olmuştur.

Almanya’nın Freiburg, İtalya’nın Bari ve Napoli kentleri ile tüm Sicilya adasında özel saygı duyulan Aziz Nikolaos, Hollanda ve İngiliz dillerinde Aziz Klaus olarak tanınmış, bunlar sayesinde Amerika’da da sevilerek New York’u koruyan azizlerden biri sayılmıştır.

Bu tipin kökünün kuzey ülkelerinin çok eski inançlarından alındığı, Noel Baba’nın geyikler tarafından çekilen bir kızakla dolaşmasından anlaşılır. Oysa gerçek, Pataralı Aziz Nikolaos’un yaşadığı yerler, hiç kar görmeyen Akdeniz kıyılarıdır…”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları