Özgür Mumcu

Oy ver

29 Ekim 2015 Perşembe

Gülen cemaati terör örgütü ilan edildi ve cemaatle bağlantılı diye Koza İpek Grubu’na karşı bir operasyon başlatıldı.
Grubun televizyonları önce diğer cemaat kanallarıyla beraber platformlardan atıldı, sonra da dün fiziken zapt edildi.
Cemaatin AKP’ye ettiği ve AKP’nin cemaate ettiği, bu iki aktörle beraber iş tutanları nelerin beklediğini gösteriyor.
Başka bir şeyi daha gösteriyor. İzlediğiniz televizyon kanalları, okuduğunuz gazeteler pamuk ipliğine tutunuyor. AKP milletvekili ve Erdoğan’ın uzun süre metin yazarlığını yapmış bir zat seçimden sonra sıranın Sözcü, Hürriyet ve Cumhuriyet’te olduğunu rahatlıkla ifade etti.
Bu anlayış, bu anlayışın sahipleri dahil kimseye fayda getirmez. Seçim öncesi endişe nöbetleriyle sarsılan iktidar, üçüncü sınıf diktatörlüklerde görülecek manzaralar sunuyor.
Bu manzaraya ulaşan yolda cemaatin yargı, emniyet ve medya ayağı da AKP’yle beraber az taş döşemedi. Cemaat umurumda değil. Ancak ifade ve basın özgürlüğü umurumda.
Dün ve daha önceleri yapılanlar ve savurulan tehditlere bakacak olursak AKP’nin tek başına iktidar olması halinde medyayı unutmamız gerekecek.
Ya kapatacaklar, ya el koyacaklar. Bütün gazeteler kendi gazetelerine, bütün kanallar kendi kanallarına benzeyene kadar durmayacaklar. Durursa düşeceğini anlamış bir iktidar her şeyi ele geçirene kadar yoluna devam etmeye çalışacak.
Tek adam, tek parti yönetimi böyle bir şey. Yatak odanıza kadar hükümet komiseri göndermeden rahat etmez.
Her seçime kritik diyoruz ama bu defaki iyiden iyiye kritik. Hem katılımın düşmemesi gerek hem de seçim güvenliğinin sağlanması.
Bu konuda son zamanlarda bir yıpratma kampanyasına maruz kalan Oy ve Ötesi’ne de önemli bir iş düşüyor. Seçimlerde müşahitlik yapanlar sadece ve sadece vatandaş olmaktan kaynaklanan bir haklarını kullanıyorlar. Yarın akşama kadar gönüllü olarak kayıt olmak mümkün. Bizzat eğitime gidemeyecekler içinse internet üzerinden kısa sürede müşahitlik eğitimi alınabiliyor.
Ortam bu denli gergin ve baskı bu kadar somutken bir de seçimlerin sağlıklı işleyişine güven sarsılırsa, sonuçları hiç iyi olmayacaktır.
Oy ve Ötesi’ne şüphe duyanların ise yapabilecekleri çok basit bir şey var. Yarın akşama kadar gönüllü olmak, hem bir vatandaşlık hakkını kullanarak müşahitlik yapmak hem de şüphelenilecek bir şey olmadığına ilk elden şahit olmak.
Yani ortalık karışık, insanlar dertli. Ama o meşhur ifadeyi kullanalım, enseyi karartmayalım. Oy verelim ve oyumuza sahip çıkalım çünkü antidemokratik tedbirlerle en iyi demokrasi yaşatılarak mücadele edilir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları