Karizmanın sınırı!..

30 Kasım 2015 Pazartesi

Sen hâlâ “7 Haziran’la 1 Kasım arasında ne oldu da 4.5 milyon oy yer değiştirdi?” diye sorunu Türkiye’yle çerçeveleyip anlamaya, açıklamaya çabala.
Mesele şu ki yaşadığımız tüm sorunların küresel boyutu var.
Sayalım...
7 Haziran’ın ardından AKP’nin dinciliğin yanı sıra faşizan milliyetçiliğe yönelmesi,
PKK terörünün başlaması...
IŞİD bahanesiyle emperyalistlerin Türkiye’de tüm askeri üsleri kullanması...
Rusya’nın Esad’la anlaşıp askeri anlamda sınırımıza konuşlanması...
Suruç, Ankara ve Paris bombaları ile terör eylemleri...
G20’de Putin’in IŞİD desteğinden ötürü bazı üye ülkeleri suçlaması...
Rus uçağının düşürülmesi (çok önemli).
Genel Yayın Yönetmenimiz Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’ün kumpaslarla, talimatla tutuklanmaları...
Son olarak Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin tek kurşunla, karanlık biçimde katledilmesi...
Hepsi birbiriyle ilişkilidir, bölgemizdeki büyük bir mücadelenin, güç savaşının sonuçlarıdır...

***

Burada bir parantez açayım, gelecek günler için önemlidir çünkü.
Salt gazetecilik yaptıkları için büyük bir haksızlığa ve mağsduriyete uğrayan Dündar ve Gül’ün başına gelenlerle ilgili şimdi eleştiren, ah vah eden, dün iktidar ve cemaatin kumpas davalarını “ülkenin bağırsakları temizleniyor” diye alkışlayan, onaylayan ve destekleyen bazı kalemlere bakıyorum da utanıyorum.
Bu dönek ve çıkarcı tayfa, referandum destekçileri, dinci iktidar ve paralel yapıdan demokrasi umdu.
Akılla ve vicdanla sorgulayın, Can ve Erdem’in başına gelenlerde, bu iktidara destek verenlerin sorumluluğu ve suçu yok mu?

***

Gelelim hepimizin geleceğini etkileyecek soruna...
Egemenlik, sınır ihlali diye ne akla hizmetse Rus uçağını düşürdüler.
Böylece Cumhuriyet’in ilkeli dış politikasından, sıfır sorundan sırf soruna düştük,
Bu ekip, düşman saymadığı komşu bırakmadı...
Bedeli, değerli yalnızlık oldu.
Ceremesini bu politikayı yürütenler çekse, eyvallah. Olan bize, halka oluyor.
Uçak düşürmenin faturası yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Onlar da gördü; Paris’te iklim zirvesinde kendileriyle görüşmeyi kabul etmeyen Putin’le konuşmaya çalışıyorlar. Şimdi tutup “Rusya’yla meselenin daha da büyümesini istemiyoruz. Her iki ülkenin diğerini gözden çıkarma ihtimali yoktur” diyorlar.
Eee o zaman niye vurdun kardeş, sonuçlarına öngöremedin mi?
Ne yapacaklardı düşünce?
“Eyvallah biz dersimizi aldık, bir daha sınır ihlali olmayacak” mı diyeceklerdi?
Başına çuval geçirip, askerini teslim alanlara susabilirsin, nota verilip verilmeyeceğine yanıt olarak “Nota vermek müzik notası vermeye benzemez” diyebilirsin.
Ama bazılarının misillemesi kötü oluyor!
İki ülkenin geleceği, komşuluğu ve karşılıklı çıkarları, karizma çizme oyunlarıyla sürdürülemez!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları