Yargı 2015’e çok sıkıntılı giriyor

31 Aralık 2014 Çarşamba

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’tan yeni yıl değerlendirmesi

Anayasa Mahkemesi Haşim Kılıç ‘Yargıda vahim vesayet’ haberimiz üzerine arayarak yargıda vesayet arayışına ilişkin kaygılarını bizzat iletti. “Yargının çok sıkıntılı bir dönemden geçtiğini” belirten Kılıç, 2015 için şu temennide bulundu: “Her şeyden önce bu sıkıntılı günlerin yeni yılda bitmesi umudunu taşımak isterim. Tarafsız ve bağımsız bir yargının hizmet ettiği, yargıya güvenin en üst düzeye ulaştığı bir yıl dilerim. Tüm yargımızın bu noktada geçmişteki olumsuzluklardan arınarak ülkemize ve halkımıza daha iyi, daha adil süreç yaşatmasını temenni ederim.” Kılıç 2014 yılını da Anayasa Mahkemesi’nin 52 yıllık tarihinin ‘en özgürlükçü yılı’ olarak niteledi.  

Yasama, yürütme ve yargının sorunlu kararları nedeniyle tıkanan birçok konuyu, geçen yıl içinde verdiği özgürlükçü kararlar ile Anayasa Mahkemesi açtı. Uzun tutukluluk, tutuklu milletvekilleri, Balyoz davasındaki sahte delil iddiaları, Twitter ve YouTube yasakları, TİB’e verilen yetkilerin iptali, HSYK’yi yürütmeye bağlayan yasa gibi hayati kararlar nedeniyle mahkeme ve Başkan Haşim Kılıç da sürekli hükümetin eleştiri yağmuru altındaydı.
İşte böyle bir ortamda Haşim Kılıç’ın kısa süre önce bir düşünce kuruluşunda yargının sorunlarına ilişkin yaptığı çarpıcı değerlendirmeleri Ankara Temsilcimiz Erdem Gül ‘Yargıda Vahim Vesayet’ başlığıyla dün kamuoyuna duyurdu. Büyük yankı yaratan haberin ardından dün yaptığımız görüşmede Kılıç, bahse konu toplantıdaki değerlendirmelerinin ‘eksik ve bağlamından koparılarak’ yansıdığı düşüncesini paylaştı. Bununla beraber Kılıç, aşağıda tam metnini verdiğimiz açıklamasında da görüleceği gibi, o toplantıda ‘yargının vesayet sorunu’ ve ‘Yargıtay ve Danıştay’da üye sayılarının artırılmasının yargının sorunlarını çözmeyeceği’ gibi konulara değindiğini teyit etti. Bu kapsamda açıklamasında “ABD’de Federal Mahkeme’nin 9 üyeden oluşmasına karşın Türkiye’de Yargıtay’ın 516 üyeye ulaştığı” vurgusu ile birlikte, “Yüksek yargıda üye sayılarını çoğaltmak suretiyle sonuç alınamayacağını, çözüm için ‘Bölge sistemine’ geçilerek Yargıtay ve Danıştay’daki yığılmanın önlenmesi gerektiğini” ifade etti. Kılıç ile görüşmemizde kendisinin “Bazı konulardaki eleştirilerini, şu andaki kritik görevi nedeniyle mahkemeyi zan altında bırakmamak amacıyla mart ayındaki emekliliği sonrasına bıraktığı” izlenimini de edindik.

‘Mahkeme’nin en özgürlükçü yılı’
Kılıç ile görüşmemiz yılın sondan bir önceki gününde gerçekleştiği için kendisinden bir eski yıl, bir de yeni yıl değerlendirmesi yapmasını rica ettik. 2014’ün Türkiye için birçok açıdan ‘sıkıntılı’ geçtiğini belirten Kılıç, sözü Anayasa Mahkemesi’ne getirerek şöyle devam etti: “Ancak biz Anayasa Mahkemesi açısından 52 yıllık tarihimizin en özgürlükçü yılını yaşadık diyebilirim. Mahkemenin önyargısız, tarafsız, adil ve özgür vicdanıyla karar veren insanlardan oluştuğunun tüm kesimler tarafından da takdir edildiğini görüyoruz. Ve bundan gurur duyuyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin bu konumunun herkes tarafından korunup kollanmasında çok büyük fayda var.”

2015’e sıkıntılı giriş
2014 değerlendirmesi böyle. “Peki ya yeni yıl? 2015 beklentiniz nedir” sorumuz üzerine ise Kılıç şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’de yargı çok sıkıntılı günler geçiriyor. Bir yargı mensubu olarak her şeyden önce bu sıkıntılı günlerin yeni yılda bitmesi umudunu taşımak isterim. Tarafsız ve bağımsız bir yargının hizmet ettiği, yargıya güvenin en üst düzeye ulaştığı bir yıl olmasını temenni ederim. Tüm yargımızın bu noktada geçmişteki olumsuzluklardan arınarak ülkemize ve halkımıza daha iyi, daha adil süreç yaşatmasını temenni ederim.

Vesayet sorunu
Kılıç’ın dünkü haberimizle ilgili olarak gönderdiği metin ise şöyle:
“30 Aralık 2014 tarihli Cumhuriyet gazetesinin manşetten verilen “Yargıda vahim vesayet” başlıklı haberi eksik ve bağlamından koparılarak verilmiş olması nedeniyle aşağıdaki düzeltmenin yapılması zarureti doğmuştur. Bir düşünce kuruluşunda yapılan iki saatlik konuşmanın bir bölümünde; “Cumhuriyetin kuruluşundan 2010 yılına kadar yargının siyasi bir düşüncenin etkisi ve baskısı ile yönetildiğini, 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile bu vesayet sisteminin kırıldığını, ancak doğan boşluğun özgür ve tarafsız bir yargı anlayışı ile doldurulması gerekirken, bu kez de başka bir grubun vesayeti altına sokulduğunu, son yapılan yasal değişikliklerle de bu vesayete son verilmek istendiğini, bu şekilde sürekli yeni bir vesayet sistemine yol açan tercihlerle yargının sorunlarının çözülemeyeceğini, Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu, Yargıtay ve Danıştay’a yapılan son seçimlerde eski dönemlere göre daha çoğulcu bir yapının oluşturulmasının sevindirici olduğunu, buna rağmen, yüksek yargıda üye sayılarını çoğaltmak suretiyle sonuç alınamayacağını, çözümün “Bölge Sistemine” geçilerek Yargıtay ve Danıştay’daki yığılmanın önlenmesi gerektiğini, Amerika Birleşik Devletleri’nde bile Federal Yüksek Yargı’nın 9 kişiden oluştuğunu, bizde Yargıtay’ın 516 kişiye ulaştığını” belirttim. İleri sürdüğüm düşüncelerim eksik ve bağlamından koparılmak suretiyle farklı anlamalara yol açacak şekilde verilmiştir. Yanlış yorum ve anlamalara yol açmaması için bu açıklamaya gazetenizde yer verilmesi rica olunur.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları