Devlet yönetimi biçimleniyor!

04 Aralık 2017 Pazartesi

Geçen hafta, kamuoyunun bütün varlığıyla banknot savaşlarına ve ABD’de görülmekte olan yolsuzluk davasına odaklandığı sırada yeni devlet yönetimi anlayışının ana özellikleri Diyanet İşleri Başkanlığı-DİB örneğinde sergilendi.

Kutlu Doğum gitti, Mevlid-i Nebi geldi!
Bundan tam 28 yıl önce DİB, anayasalarında İslama yer veren ülkelerde bile görülmedik bir düzenleme yaptı; hicri takvime göre her yıl 10-11 gün öne gelmesi gereken peygamberin doğum gününü 20 Nisan’da sabitledi. Önce 20-26 Nisan, bu konudaki kimi eleştiriler üzerine 1994’ten sonra da 14-20 Nisan, Kutlu Doğum Haftası olarak saptandı. Hafta, AKP iktidarının elinde iyice kutsanır oldu; kutlamalar, siyaset ve dinin kaynaştığı eğitimi de içine alan ve kitleselleşen resmi bir törene dönüştürüldü.
29 Kasım Çarşamba günü Resmi Gazete’de yayımlanan DİB’in yönetmelik değişikliği ile “Kutlu Doğum” haftasının adı pat diye “Mevlid-i Nebi” olarak değiştirildi, haftanın başlangıcının da hicri takvime göre rebiülevvel ayının 12’nci günü olması kararlaştırıldı; bundan sonra hafta, kullandığımız miladi takvime göre değişik tarihlerde kutlanacak.
Halkın vergileriyle varlığını sürdüren DİB, yaptığı değişikliğin nedenini, dahası 28 yıl boyunca bu ülkenin milyonlarca inanmış insanının, neden ve nasıl kandırıldığını kamuoyuna açıklama gereği duymadı.

TCMB yerine DİB mi?!
Paranın önemini bilmeyen yok; zaman içinde madenden kâğıda ve kredi kartına uzanan yolcuğunu da!
Bilişim teknolojisinde devrim niteliğindeki gelişmelerin bir ürünü olarak, paranın türlerinin evriminde, kredi kartından sonra sanal para ile yepyeni bir aşamaya gelindi. 2009’da doğan, özel bir bilgisayar şifrelemesiyle oluşturulan ve asıl patlamasını bu yılın ilkbaharında yapan sanal paranın 1300’ün üzerinde türü var; bunların türlerinin en ünlüsü Bitcoin.
İletişimciler, ekonomistler ve hukukçular, sanal para konusunda araştırmalar yapıyor; bu arada ileri teknoloji kullanımında öncü olan Estonya, sanal para birimine geçebileceğini açıkladı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası-TCMB dahil, dünya merkez bankalarının gözünü ve kulağını ayırmadığı ABD Merkez Bankası’nın (Fed) New York Birimi Başkanı, yine geçen hafta, Fed’in kendi sanal para birimini oluşturmayı düşünmeye başladığını açıkladı.
Dünyada bu gelişmeler olurken DİB’in Din İşleri Yüksek Kurulu 29 Kasım’da sanal para konusunda bir fetva verdi; şeriata uygunluk değerlendirmesi yaptı ve dijital kriptoparaların kullanımı caiz değildir dedi.
Ülkemizde anayasal ve yasal olarak para konusunda tek yetkili kamu kurumu TCMB’dir.
Bu durumda sormak gerekiyor; eğitimde, adliyede, sağlıkta, askeriyede ve poliste her gün kendi alanını genişletmekte olan DİB, artık ekonomiye de mi el atıyor? Dahası, DİB, dünyada henüz bilimsel araştırma ve deney aşamasında olan ve kendi çalışma alanını hiç ama hiç ilgilendirmeyen bu çok önemli konuda fetva verme yetkisini nereden alıyor?
Gerçekte DİB çok önemli de olsa, yalnızca bir örnek. Milli Eğitim Bakanlığı’nın değişken durumu; askeriyede hızlandırılmış subay yetiştirilmesi; devlete yeni personelin nesnel yeterlilik yerine öznel görüşme ile alınması sonucu yeni bir devlet yönetimi biçimi oluşuyor.
Devlet yönetimi fetvalarla biçimlenen bir yola giriyor. Bunu yapan(lar) mı Cumhuriyetçi? Geçiniz!
Devlet, tümüyle toplumsal duyarlılıktan yoksun, sorumluluk yoksulu ve bilimsellikten tümüyle uzak birimlerden oluşan bir yapıya dönüşüyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları