Dış kazanım

17 Temmuz 2017 Pazartesi

Adalet Yürüyüşü’nün sağladığı kazanımlar doğru değerlendirilirse, ülke siyasetinin bundan sonraki gelişmelerini de belirleyebilir.
Çok önemli kazanımlardan biri, ABD ve AB’de ana akım basın-yayının Adalet Yürüyüşü’ne çok olumlu bir bakışla yoğun ilgi göstermesidir.
Batı medyası, AKP iktidarının demokratik değerleri hiçe saymakta olduğunu görüyor. AKP, anayasa değişiklikleri ve OHAL uygulamalarıyla, temel insan haklarını tanımayan bir tutum sergilemekte; çağdaş demokrasinin iki temel direği olan düşünce özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı kavramlarından hızla uzaklaşmaktadır. Bu gerçek, kurulduğu sırada ve ilk iktidar yıllarında AKP’ye toz kondurmayan dış basın tarafından da sonunda anlaşılmış bulunuyor.
Bu ülkenin özgürlükçüleri için bu büyük bir kazanımdır.
 
Demokratik dayanışma
Siyasal boyut demokrasidir.
Basın-yayın, ABD ve AB’de genel olarak toplumun, özellikle de yönetimleri üzerinde çok etkilidir. Bizdekinin tersine o ülkeleri yöneten(ler) basın-yayını yönetemez ve yönlendiremez; özgür ve tarafsız basın-yayın, hükümetin yaptıklarını mercek altında tutar ve bunu, toplumun yararı için, halk adına yaptığını bilir.
Medyası bu kadar AKP karşıtı olan o ülkelerin yönetimi de ister-istemez AKP yönetimine eleştirel bakar; bu, o ülkeler için bir zorunluluktur, kaçınılmazlıktır.
AKP, AB’ye karşı efelenirken bunu, kimi kendisine körü körüne bağlı yerli yandaşlarının öne sürdüğü gibi Batı emperyalizmine karşı olduğu için yapmıyor; AB’den gelen ve giderek yükselen hukuk, hak ve özgürlük konusundaki uyarıları hiçe saymak, böylelikle Türkiye’yi AB’de savunulan o değerlerden uzak tutmak için yapıyor.
AKP’nin AB gerekçesini kullanarak ülkeyi demokrasiden daha fazla uzaklaştırmasını durdurmak ve tersine çevirmek için bu ülkenin yürüyen kişi ve kuruluşlarının, AB kurumları ve halkları ile demokratik değerler üzerinden yoğun bir dayanışma içinde olması çok büyük bir önem taşıyor.
 
Sermaye daha duyarlı olmalı
Batı medyasının AKP’ye eleştirel bakışının bir de ekonomi ayağı var.
AKP, sermayenin tüm bileşenlerine, kişi ve şirketlerine eşit davranmıyor; elindeki devlet gücünü yandaş sermayeye bir rant dağıtım merkezi olarak kullanıyor; yanlı davranıyor. AKP’nin sermaye yaklaşımı, sermayeyi ve onunla birlikte başta basın olmak üzere, eğitimi, kültürü ve sermayenin el atacağı diğer toplumsal alanları kendi dünya görüşüne göre biçimlendirme kararlılığından kaynaklanıyor.
Demokrasinin düşünce özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı değerlerinden iyice uzaklaşan AKP, ülke ekonomisini de piyasa ekonomisinin günümüzde geçerli oyun kurallarına göre yönetmiyor; sergilediği bu yandaş sermayeci tutum, kesinlikle, kurallı çalışmak isteyen yerli ya da küresel sermaye kesimlerinin onaylayacağı bir tutum değildir. Cumhurbaşkanı, birkaç gün önce Biz OHAL’i iş dünyasının rahat çalışması için getirdik dese de böyle bir ortama yabancı sermaye yine Cumhurbaşkanı’nın istediği gibi delikanlı olarak gelmez; ya hiç gelmez ya da hukuk dışı yollara başvurarak gelir.
Bu nedenle başta TÜSİAD olmak üzere bu ülkenin sermaye kesiminin önde gelen kişi ve kuruluşları demokrasi yürüyüşüne daha güçlü katılmalı; kendi geleceği için özgürlük ve eşitlik istemelidir.
Yargısı AKP’nin eline geçmiş, basını hapsedilmiş, bilim insanları üniversitelerinden kovulmuş bir ülkede, üretken, rekabet edebilir ve küresel kulvarlarda yarışabilir bir sermaye birikimi olamayacağını, bu ülkenin sermaye örgütleri de artık anlamalı ve buna göre somut adımlar atmalıdır.
Özetle, demokratikleşmede dış dayanışma büyük önem taşıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları