Adalet zorbalığı yenecek

17 Ocak 2021 Pazar

Bu ülkede sadece bir günde neler olur?

Kamu çalışanları ve emeklilerine sefalet zammı” verilir. Sendikalar bunu protesto ederse polis müdahale eder, sendika başkanları gözaltına alınır. Faşizm hortlar. 

Samsun Büyükşehir Belediyesi’nde olduğu gibi Covid-19 yüzünden hayatını kaybeden sağlık personeline mezar yeri ücretsiz olması teklif edilir...

Uğur Mumcu suikastının arkasındaki örgüt Tevhid-Selam Kudüs Ordusu’nun üyesi olmaktan yargılanan ve kırmızı bültenle aranan 3 sanık beraat eder.

Sadece 3 milyon doz Çin aşısı satın alınan, nüfusu 83 milyonu aşkın bir ülkede, önceliğin sağlık çalışanları ve 65 yaş üstündeki riskli gruplar olduğu söylense de iki grupta da olmayan AKP’li elitler, sosyal medyadan aşı olduklarını duyurur.

Aynı gün içinde KRT TV’de program yapan eski Ülkü Ocakları Başkanı avukat Afşin Hatipoğlu, Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu, Gelecek Partisi Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ evlerinin önünde saldırıya uğrar. 

Hukuk reformundan söz edilirken şehir eşkıyaları ortalığı basar!

Fırıncı ustası işsiz bir genç, sosyal medyadan “28 yıldır kurduğum hayaller gerçekleşmediği gibi bundan sonrası için de ümidim yok. Bir işim bile yok. Hakkınızı helal edin” diyerek intihar girişiminde bulunur. 

Adalet Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanı’nın eşcinsellere karşı nefret söylemi içeren konuşmasını kınayan Ankara Barosu yöneticileri hakkında soruşturma izni verir.

Acı tablonun tek sorumlusu iktidar

Bunlar Türkiye’de sadece 1 gün içinde olan olaylar...

Vatandaşların yaşadığı acılara, katliamlara, ayrımcılıklara ve haksızlıklara her gün bir yenisi daha ekleniyor. İnsanlar mutsuz, toplum huzursuz!

Bütün bunların sorumlusu kim?

Sakın “CEHAPEEEE” diye bağırmayın, bu acı tablonun tek sorumlusu iktidar! 

Türkiye, herhalde evinizden çıktığınızda başınıza kötü bir şey gelme olasılığının en yüksek olduğu ülkelerden biridir. Trafikte uyulmayan kurallardan tutun sokaklarda cirit atan magandalara kadar hedef olmanız an meselesi. 

Kadınsanız her an bir saldırıya, cinayete kurban gidebilirsiniz. Hayvansanız, hayvan katillerinin elinde canınızdan olabilir, işkence görebilirsiniz. Ağaçsanız, doğa düşmanlarının nefretine maruz kalabilirsiniz. 

Ve bu suçların failleri cezasız kalırken, siz can güvenliğinden yoksun bir halde korkuyla yaşamaya çalışırsınız.

Ayrıca evin içinde yaşarken de güvende değilsiniz; toplanan deprem vergilerinin uçması nedeniyle kentsel dönüşümü yapılmayan riskli binalarda oturmaya devam edersiniz. “Deprem vergileri nerede” diye sorsanız da yanıt alamazsınız. 

Herhangi bir doğal afet anında toplanabileceğiniz alanlar da rant uğruna yağmalandığından, başınıza gelebilecek kötü olaylara karşı “fıtrat, kader” söylemine alışmanız beklenir.

Sinmeyeceğiz, susmayacağız, kabul etmeyeceğiz!

Akla, bilime, hukuka aykırı bu olaylar silsilesi yaşanırken siz uyutulmak, susturulmak, sindirilmek istenirsiniz.

Hukuksuzluğa, adaletsizliğe, yolsuzluğa, yoksulluğa alışmanız beklenir.

Nefret söylemini benimsemeniz, ses çıkarmamanız istenir.

Üniversitelere kayyım rektör atanır, kabul etmeniz emredilir.

Tarikat ve cemaatlerin topluma akıttığı gericilik zehri Türkiye’yi günbegün esir alırken susmanız beklenir. Susmayanlara “vatan haini” ya da “terörist” diye iftira atılır, “Silivri soğuktur!” denir. 

Adalet duygusunu yitiren zorbalar der bunu... Bilmezler ki toplum sözleşmesinin temeli, adalet duygusudur. O öyle bir duygudur ki tarih, zorbalığa karşı adaletin şanlı zaferleriyle doludur. 

Vicdanlı yürekler ancak adalet yerini bulduğunda soğur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakoz 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları