Asıl dindarlara hakaret eden sizsiniz

21 Eylül 2022 Çarşamba

İran’da başörtüsünden saçı gözüktüğü için ahlak polisinin katlettiği Mahsa Amini hakkındaki yazımdan sonra yine şeriatçılar tarafından tehdit ediliyorum.

Bu tehditlerden biri de Yeni Akit’ten geldi. Kullandıkları ifadeyi alıntılıyorum: 

“Dindarları katil gösteren Cumhuriyet yazarı İslamı hadsizce böyle hedef aldı! 

‘Siyasal İslam’ adı altında İslama kimlik uyduran Cumhuriyet yazarı Zülâl Kalkandelen, şeriatı hedef aldığı yazısında dindarları katil gibi gösterdi.

Fuhuş, cinayet ve tecavüz, yaşam tarzını benimsediği laik çevrelerde; barlarda, pavyonlarda, gazinolarda, gece kulüplerinde yaşanırken Kalkandelen, ‘Şeriat bir kadının daha canını aldı!’ başlığıyla Müslüman kesimi hedef aldı.”

***

Ayrıca yazarları Ali Karahasanoğlu da Temel Abi’nin kefil olduğu CHP zihniyetinden dine hakaretler!” başlıklı bir yazı kaleme alarak beni hedef gösterdi.

Başından sonuna kadar uydurma iddialarla dolu yazısında, gazetemiz hakkında “Kemal Kılıçdaroğlu’nun gazetesi” demiş. Öncelikle haddinizi bileceksiniz. Laik Cumhuriyeti kuran Kuvayı Milliye’nin ruhunu taşıyan Cumhuriyet gazetesi, hiçbir şahsın değil, Aydınlanma devriminin gazetesidir.

CHP ve altılı masa hakkındaki sert eleştirilerimi hiç okumamış demek ki, benim üzerimden CHP’ye, aslında laikliğe saldırarak komik duruma düşmüş! 

Hiç mi siyaseti izlemiyor acaba? Kendisinin yansıttığı gibi laikliği gerektiği gibi savunan bir CHP de yok ortada. Aynı gün Türkiye’de gericiliğin yolunu açan sağ siyasetçileri ve Atatürk’e “deccal” diyen Saidi Nursi’yi andılar ama dünyada infial yaratan Mahsa’nın katledilmesi hakkında CHP’den resmi bir açıklama yapıldığını duymadım.

Yazımda “Siyasal İslam budur; yaşam tarzınıza, kimliğinize, cinsel yöneliminize, düşüncelerinize, inancınıza karışır” dediğim için “Yok mu bir çift sözün Temel Bey... Yok mu bir kelimen Babacan? Yok mu, bir harf ile itirazın Davutoğlu?” diyerek beni bu liderlere şikâyet etmiş Karahasanoğlu; aklı sıra altılı masayı karıştırmaya çalışmış. 

Öyle berbat bir yazı ki lafı Şapka Kanunu’na getirip “Zülâl Hanım, saçını yaptırmak için ömrünün yarısını kuaförde geçirdiğinden, belki atlamıştır” demiş. Buna güldüm çünkü ben 21 yıldır saçımı kendim kesiyorum; kuaföre gitmiyorum. Gidebilirdim ve saçımı yaptırabilirdim de bu kimseyi ilgilendirmezdi ve yine laikliği savunup siyasal İslama karşı çıkardım.

***

Bir fanatiğin ruh haliyle yazılmış olduğu belli olan yazı şu ifadelerle sona ermiş:

“Hani sokakta görüyorsunuz ya... Eşini tekmeleyen vicdansızları... Hani polis eşliğinde girilen evde, yerde uzanan onlarca bıçak yarası almış kadını görüyorsunuz ya... Hz. Peygamber hepimize buyuruyor: ‘Allah’tan korkun’ diye... Anlayabilsek... O vicdansızlar da anlayabilse...

Ama bundan sonrasını...

Zülâl anlatsın bize.” 

Anlatayım! 

Mahsa’nın korkunç bir şiddete uğradığı olayı gösteren video internette dolaşıyor, dayanabiliyorsanız izleyin. Kadına şiddete karşıymış gibi yazı yazanların, bu katliamı eleştirdiğim için beni hedef göstermesi riyakarlıktır!

“Siyasal İslam”, dinin kişisel inanç alanından çıkarılarak toplumsal düzeni belirlemek için siyasette baskı aracı olarak kullanılmasıdır. Buna karşı olduğum için hakkımda “dindarları katil gibi gösterdi” diye manşet atmak yalancılıktır.

Madem örnek verdiğiniz gibi kadına şiddeti onaylamıyorsunuz, o zaman Mahsa cinayetini niye kınamıyorsunuz?

Canı alınan, dövülen, şiddet uygulanan her zaman laikler ama mağdur hep kendileri! 

Sanki bu ülkede Mustafa Fehmi Kubilay, Turan Dursun, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve sayısını tam olarak bilemeyeceğimiz kadar çok kadın, gericiler tarafından katledilmemiş gibi, sanki Çorum, Maraş ve Sivas katliamları yaşanmamış gibi konuşuyorlar, yazıyorlar.

Bir kadının saçı göründüğü için öldürülmesi karşısında susuyorsanız, asıl siz dindarlara hakaret ediyorsunuz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları